X

30'lu yaşları geçmiş bir kadınım. Şanssızlık mı, kısmetsizlik mi? Bilinmez... Bir türlü güzel bir ilişkim olmuyordu, olanlar ise 3 ayı geçmiyordu. Aslında evlenmek gibi bir hayalim de yoktu yalnızca üzerimde aile baskısı çoktu. Ben aşk ile yapacağım bir evlilik isterken ailem ve çevremdekiler "30'lu yaşlardan sonra ne aşkı?" şeklinde cümleler sıralıyorlardı bana. Özellikle annemin bu duruma çok üzüldüğünü biliyordum ancak yine de çok umursamıyordum. Bir gün annemin, odada ağlayarak benim evlenmem, iyi bir koca bulmam, güzel bir yuva kurmam için dua ettiğini duyunca ben de kendimi kötü hissetmeye başladım ve etrafımdaki herkesi "evlenilecek erkek" gözü ile taradım. O an anladım ki etrafımda gerçekten evlenebileceğim bir adam yoktu. Çirkin bir kadın değildim, "Kaşı şöyle olsun, boyu böyle olsun" diye kriterlerim de yoktu ama yine de evlenebileceğim birini bulamıyordum. Bir gün annemin tanıdıkları aracılığı ile bir adamla tanıştım. Aşık olmadım ama kötü biri gibi de gelmedi. İyi biriydi hatta. Üzerimde o kadar çok baskı hissediyordum ki hiçbir detaya girmeden, hayallerimi sorgulamadan, ne istediğimden emin olmadan tanışmamızdan 3 ay sonra yüzük taktık yani nişanlandık. Yaklaşık bir 6 ay kadar sonra da düğünümüz olacaktı. Düğün hazırlıkları yaparken nişanlımın yakın arkadaşı adına Emre diyeceğim... Emre ile tanıştık. Onu ilk gördüğüm anda içim resmen karıncalandı, inanılmaz bir duygu kapladı içimi. Ancak çok büyük bir sorumluluk vardı üzerimde... Nişanlım... Nişanlımın da bana çok aşık olduğunu düşünmüyordum ama evlilik planları yaparken onu yüz üstü bırakamazdım. Nişanlım, ben ve Emre'nin de içinde bulunduğu arkadaş ortamındaki görüşmelerimiz düğüne 4 ay kala daha da artmaya başladı. O buluşmalardan birinde Emre'nin de bana ilgisi olduğunu anladım. Ne sevdiğimi, neye alerjim olduğunu, nelerden hoşlandığımı o kadar iyi takip etmiş ve aklında tutmuştu ki bunu anlamamak artık imkansız olmuştu. Ben kendi içimde nişanlımdan ayrılmaya karar vermiştim ancak bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. Önce arkadaşlarımla ardından onların verdiği destekle annemle konuştum. Çok zor bir süreçti ancak nişanı bozdum. Bozduktan sonra da Emre'ye onunla görüşmek istediğimi, konuşacak şeylerim olduğunu söyledim. Başta çekindi ancak sonra o da reddetmedi. 35 yaşıma geldiğimde ise hayallerimdeki gibi aşk evliliği yapmış bir kadındım. Şimdi hamileyim, aşık olduğum adamdan, Emre'den bir çocuk bekliyorum. Bu itirafı da aile baskısı ile kendini evlenmek zorunda hisseden kadınlar için yapıyorum. Kendinizden, duygularınızdan, beklentinizden emin olmadan ciddi bir adım atmayın. Gerçekten çok üzülürsünüz...


Rumuz: Şanslı