Kendini iyi hissetmek için 5 basit yöntem
Mutlu olmak, pozitif yaşam veya iyi hissetmekle ilgili verilen tonla tavsiye var ancak birazdan okuyacağınız önerilerin birçoğu bilimsel olarak ispatlanmış durumda! Özellikle iş yerinde gününüzü pozitif hale getirecek, iyi hissetmenizi sağlamaya yardım ettiği çalışmalarla kanıtlanmış küçük ama etkili yöntemler…
-
İçinizden gelmese de gülümseyin
Gülümsemenin bedenin ve zihnin stresten kurtulmasına yardımcı olabileceğine dair bilimsel kanıtlar var. Psychological Science dergisinde 2012 yılında yayınlanan bir araştırmada araştırmacılar, 170 öğrenciden bir el becerisi testi yapmalarını, testin ardından ellerini buzlu suya daldırmalarını istedi. Denekler bu görevler sırasında gülümsetildiğinde kalp atışları normale döndü. Gülümseyen denekler, stresten kurtulduktan sonra da normal seviyelere daha çabuk döndüler. Ayrıca, düşüş sırasında olumlu duyguları sürdürme konusunda tarafsız ifadelere sahip olanlara göre de daha iyi hissettikleri tespit edildi.
1 / 5 -
Yolda geçen zamanı fırsata çevirin
Özellikle İstanbul trafiğinde saatlerini harcayanların yüzlerinde bu satırlar acı bir gülümseme yaratabilir ancak bilimsel gerçekler, yolda geçirilen zaman konusunda çok şey söylüyor! The Scandinavian Journal of Economics'te yayınlanan bir araştırmaya göre, gidiş-dönüş 22 dakikadan uzun bir yolculuk, iyilik haliniz üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Ancak bu olumsuz etkileri hafifletmenin yolları var. Spontaneous Happiness kitabının yazarı Dr. Andrew Weil, "kahveyi azaltmayı deneyin, çünkü kafein stresi kötüleştirip kaygıyı artırabilir" diyor. Ayrıca işe gidip gelme süresini hayata dair kısa bir mola olarak kullanmayı düşünün. İyi bir podcast bulun, nefesinize odaklanın veya kendinizi iyi hissettiren şarkı listenizi dinleyin. İngilizce'de buna "me time" yani "kendime ayırdığım zaman" deniyor.
2 / 5 -
Gerçek bir öğle tatili yapın
"Zaman mı var ki?" dediğinizi duyar gibiyiz. Bu ipucunu hayatınıza uyarlamanın bazı yolları var. Örneğin, uzun bir öğle molası vermeye gerçekten vaktiniz yok. O halde ofiste geçirdiğiniz zamanı ruh halinizi iyileştirecek bir beslenme ve temizlenme molası haline dönüştürün. Yemeğinizi masanızda yemeniz gerekse bile aynı anda işlerle meşgul olmayın. 15 dakikayı maillere bakarak yemek yiyerek değil, sadece yemeğinize odaklanarak geçirin. Farkındalıklı bir yemek yeme ritüeli, sinir sisteminizi düzenlemeye yarar. Bu, üretkenliğinizi kesinlikle artırır. En ideal olanı ise, kısa bile sürse masanızdan uzakta bir öğle yemeği molası vermektir! Sağlıklı bir yemek veya atıştırmalık için mola vermek sayısız fayda sağlar. Küresel bir işyeri hijyen markası tarafından yapılan bir ankete göre, masasından uzakta bir öğle yemeği molası veren çalışanların işlerinden aldığı tatmin, şirketlerinde çalışmaya devam etme istekliliği ve işverenlerini tavsiye etme olasılıklarının daha yüksek olduğunu bildirdi.
3 / 5 -
"Mikro Egzersiz" yapmanın gücüne inanın!
USC Keck Tıp Okulu'nda tıp ve biyomedikal mühendisliği profesörü David Agus, "Çalışmalar, gün boyunca daha tutarlı bir şekilde aktif olursak, bilişten lenfatik sisteme kadar her şeyin iyileştiğini gösteriyor" diyor ve şöyle ekliyor; "Vücudumuz hareket edecek şekilde tasarlandı. Ancak biz dünyamızı her şey elimizin altında olacak şekilde tasarladık." Bu, gününüze ekstra aktivite eklemek için her fırsatı değerlendirmeniz gerektiği anlamına gelir. Aslında American Journal of Health Promotion'da yayınlanan araştırma, kısa süreli aktivitelerin gerçekten işe yaradığını öne sürüyor. Araştırmacılar, yaşları 18 ila 85 arasında değişen 6.000'den fazla yetişkinden alınan verileri analiz ettiğinde, günlük aktiviteler yoluyla kısa süreli egzersiz (bir ila 10 dakika arasında) yapanların, düşük kan basıncı ve kolesterol dahil olmak üzere aynı faydaları deneyimlediklerini buldular.
4 / 5 -
Pozitif kalmak için "eğer... o halde..." ifadelerini kullanın
Biri sabrınızı zorladığında veya sizi sinirlendiğinde, "eğer" ve "o zaman" kelimeleri size yardımcı olabilir. Nasıl mı? Winnipeg Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre, bir durumla ilgili düşünceleri "eğer" ve "o zaman" ifadeleriyle yeniden çerçevelemek korku, üzüntü, yorgunluk, kendinden şüphe etme ve hatta tiksinti ile başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Bunu şu şekilde uygulamaya koyabilirsiniz; Karşılaştığınız bir zorluğu düşünün. Bu sizin "eğer" cümlenizdir (örneğin: "Son teslim tarihi geldiğinde hasta olursam..."). Daha sonra ne tür olumlu bir yanıt almak istediğinize karar verin. Bu sizin "o zaman" cümlenizdir ("... o zaman soğukkanlılığımı koruyacağım"). Bunları bir araya getirin; stresli koşulların daha kolay yönetilebilir görünmesini sağlamak için kendinize bunu söylemelisiniz. Kendi mantranızı yaratmanız için mükemmel bir formül.
5 / 5
YORUMLAR