Depresyon, yalnızca ruh halini değil, yaşamın tüm alanlarını etkileyen karmaşık ve yaygın bir ruh sağlığı sorunu. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünya çapında her yıl yaklaşık 280 milyon kişi depresyonla yaşıyor ve bu kişilerin önemli bir bölümü iyileştikten sonra tekrar eden ataklar geçiriyor. Bu nedenle, sadece tedavi değil, hastalığın nüksetmesini önleme odaklı yaklaşımlar da büyük önem taşıyor.
İşte bu noktada devreye mindfulness temelli bilişsel terapi (MBCT) giriyor. Bilişsel davranışçı terapi ile meditasyon ve farkındalık pratiğini bir araya getiren bu yöntem, özellikle tekrarlayan depresyon öyküsü olan kişilerde umut verici sonuçlar sunuyor.
2025 yılında The Lancet’te yayımlanan çok merkezli yeni bir araştırma, bu yöntemin depresyonun tekrarlamasını önlemedeki etkisini inceledi. Avrupa’nın dört farklı ülkesinde, daha önce en az iki kez depresyon geçirmiş 410 kişi üzerinde yürütülen çalışmada, katılımcıların yarısı sekiz haftalık MBCT programına alındı, diğer yarısı ise standart tedavi sürecini sürdürdü. İki yıl süresince takip edilen katılımcılar arasında, bilinçli farkındalık temelli terapi uygulanan grupta depresyonun tekrarlama oranı anlamlı düzeyde daha düşük bulundu.
Araştırmanın bulguları, depresyon riski taşıyan bireylerde zihinsel farkındalık ve duygusal düzenleme becerilerinin güçlendirilmesinin, hastalığın geri dönme ihtimalini azaltabileceğine işaret ediyor. MBCT’nin yanı sıra, bireysel olarak uygulanabilen basit bilinçli farkındalık teknikleri de ruh halini dengelemeye yardımcı olabiliyor.
Mindfulness temelli bilişsel terapi nedir, depresyon tedavisinde nasıl etkilidir?
Mindfulness temelli bilişsel terapi (MBCT), klasik bilişsel davranışçı terapinin (CBT) tekniklerini Budist meditasyon pratiklerinden uyarlanan bilinçli farkındalık egzersizleriyle birleştiren bir psikoterapi yaklaşımıdır. 1990’ların sonlarında geliştirilen bu yöntem, özellikle tekrarlayan depresyon atağı geçirmiş kişiler için uygulanmak üzere tasarlanmıştır.
MBCT programı genellikle 8 hafta sürer ve katılımcılar bu süre boyunca hem bireysel hem grup oturumlarında nefese odaklanma, beden tarama, farkındalıkla yeme gibi temel pratikleri öğrenir. Amaç, kişinin otomatik düşünce kalıplarını fark etmesini sağlamak, olumsuz duygularla savaşmak yerine onları gözlemleyerek daha sağlıklı tepkiler geliştirebilmesini desteklemektir. Özellikle suçluluk, değersizlik ve umutsuzluk gibi depresyona özgü düşüncelerin “gerçek” değil, zihnin geçici ürünleri olduğunu fark ettirmek üzerine çalışır.
2025 tarihli Lancet çalışması, MBCT’nin bu yönünün depresyonun yeniden ortaya çıkmasını önlemede etkili olduğunu gösteriyor. Araştırmada MBCT uygulanan grupta, takip edilen iki yıl boyunca depresyonun geri dönme oranı standart tedavi grubuna kıyasla anlamlı şekilde daha düşüktü. Ayrıca MBCT grubundaki bireyler, duygularını düzenleme ve stresle başa çıkma becerilerinde de gözle görülür bir iyileşme yaşadı.
Bilimsel veriler, MBCT'nin nörobiyolojik etkilerini de destekliyor. Fonksiyonel MRI çalışmalarında, bu tür uygulamaların beynin dikkat, duygu düzenleme ve öz-farkındalıkla ilişkili bölgelerinde yapısal ve işlevsel değişikliklere yol açtığı gösterildi. Bu da MBCT’nin yalnızca psikolojik değil, nörofizyolojik düzeyde de depresyonla mücadelede aktif rol oynayabileceğini gösteriyor.
Türkiye’de MBCT henüz yaygınlaşmış bir terapi yöntemi değil. Psikiyatri ya da psikoterapi alanında çalışan uzmanların büyük çoğunluğu klasik bilişsel davranışçı terapi uygularken, mindfulness temelli yaklaşımlar ise görece daha yeni ve sınırlı sayıda terapist tarafından sunulabiliyor. Yine de son yıllarda bazı uzmanlar, yurt dışı onaylı programlarla MBCT eğitimi alarak bu yöntemi danışanlarına entegre etmeye başladı. Bu nedenle bu terapiye başvurmak isteyen bireylerin, yöntemi uygulayan kişinin yetkinlik belgelerini ve eğitim geçmişini sorgulaması önem taşıyor.
Mindfulness uygulamaları depresyon riskini azaltabilir mi?
Mindfulness temelli terapi yöntemleri kadar, bireysel olarak sürdürülen bilinçli farkındalık pratikleri de depresyonun önlenmesinde önemli bir rol oynayabilir. Günlük yaşamda birkaç dakikalık farkındalık egzersizleri, zihinsel farkındalığı artırarak duygusal tepkileri daha sağlıklı biçimde düzenlemeyi mümkün kılar. Nefese odaklanmak, bedensel duyumları fark etmek ya da düşünceleri yargılamadan gözlemlemek gibi basit uygulamalar, bireyin kendi içsel süreçleriyle temasa geçmesini sağlar.
2023 yılında Frontiers in Psychology dergisinde yayımlanan bir derleme çalışması, düzenli yapılan mindfulness meditasyonlarının stres düzeyini azalttığını, uyku kalitesini artırdığını ve depresif semptomları hafiflettiğini ortaya koydu. Araştırmacılar, özellikle günde 10 ila 20 dakika arası yapılan farkındalık pratiklerinin, duygusal dayanıklılığı güçlendirmede etkili olduğunu belirtiyor. Bu tür uygulamalar, beynin dikkat ve duygu düzenleme ile ilgili bölgelerinde yapısal değişikliklere yol açarak depresyon riskini biyolojik düzeyde de azaltabiliyor.
Mindfulness egzersizleri herkes için erişilebilir hale gelmiş durumda. Mobil uygulamalar, sesli meditasyonlar ve çevrim içi rehberli oturumlar sayesinde bu pratikleri düzenli olarak hayatına dahil eden bireyler, ruhsal sağlıklarını destekleyici önemli bir adım atmış oluyor. Özellikle depresyona eğilimli kişiler için, bu farkındalık egzersizlerini bir alışkanlık haline getirmek; hem önleyici hem de destekleyici bir strateji olarak değerlendiriliyor.
Depresyonla başa çıkmak için farkındalık neden önemli?
Mindfulness temelli terapi yöntemleri ve bireysel farkındalık pratikleri, depresyonun hem önlenmesinde hem de nüksetmesinin engellenmesinde etkili olabilecek bilimsel yaklaşımlar sunuyor. Bilinçli farkındalık, bireyin duygu ve düşüncelerine yargısız bir dikkatle yaklaşmasını sağlayarak, zihinsel dayanıklılığı güçlendiriyor.
Uzmanlara göre, depresyonla mücadelede en etkili sonuçlar; psikoterapi, gerektiğinde medikal tedavi ve yaşam tarzı düzenlemelerinin bir arada yürütülmesiyle elde ediliyor. Bilinçli farkındalık egzersizleri, bu bütüncül yaklaşımın bir parçası olarak, özellikle tekrarlayan depresyon riski taşıyan bireyler için güçlü bir destekleyici araç olabilir.
Her bireyin ihtiyaçlarının farklı olacağı unutulmamalı. Depresyon belirtileri gösteren veya nüksetme riskine karşı önlem almak isteyen kişilerin, uzman bir psikiyatrist ya da psikolog eşliğinde değerlendirme alması ve kendine en uygun yöntemi belirlemesi öneriliyor. Farkındalık, sadece bir pratik değil; yaşamın akışına daha bilinçli, daha nazik ve daha sağlam bir yerden katılmanın yolu olabilir.
İlginizi çekebilir: Mindful beslenme nedir?
Kaynak: Mindfulness-based cognitive therapy versus treatment as usual after non-remission with NHS Talking Therapies high-intensity psychological therapy for depression (2025) Şuradan alındı: https://www.thelancet.com/journals/lanpsy/article/PIIS2215-0366(25)00105-1/fulltext
YORUMLAR