Müzik terapi, anksiyete, depresyon, otizm ve demans gibi sorunların tedavisinde kullanılan klinik ve kanıta dayalı bir yöntem. Hasta ve danışan arasındaki terapötik ilişki de bu yöntemin önemli bir parçası.
Müzik terapi yöntemini geliştirmeye yönelik yapılan bazı araştırma ve çalışmalar, terapist ile danışan arasındaki etkileşimin faydalarını artırmak üzerinde duruyor. İngiltere'deki Anglia Ruskin Üniversitesi'nde yapılan araştırmada kullanılan yeni bir teknik ise sözlü iletişim kurmada sıkıntı yaşayan hastalar için terapi seanslarının verimliliği artırma konusunda olumlu bir gelişme olarak kaydedildi. Araştırmada kullanılan Hyperscanning adı verilen teknik, müzik terapi esnasında terapist ve hasta arasındaki etkileşimler ve hastanın beynindeki değişimleri kaydediyor. Böylece terapinin gerçekten işe yaradığı noktalar çok daha kolay şekilde tespit edilebiliyor.
Müzik terapi araştırmacıları, bir müzik terapi seansında ilk defa hasta ve terapistinin beyninin senkronize hale geldiğini kanıtladı. Bu, hastalar ve terapistler arasında ileride olacak etkileşimleri geliştirebilmek adına önemli bir dönüm noktası. Anglia Ruskin Üniversitesi'nden Profesör Jorg Fachner ve Dr. Clemens Maidhof tarafından yürütülen araştırma, Psikolojideki Sınırlar isimli dergide yayınlandı. Araştırmada bir müzik terapi seansında hyperscanning adı verilen bir teknik kullanıldı. Bu teknikle aynı anda iki farklı beynin nasıl çalıştığı kayıt altına alınabildi. Bu da araştırmacıların insanlar arasındaki etkileşimi daha kolay çözümlemesini sağladı.
Müzik terapi ve hyperscanning
Hastalarının sağlık sorunlarını iyileştirmek amacıyla terapistlerin bir tedavi yöntemi olarak müziği kullandığı süreç müzik terapi olarak adlandırılmakta. İnsanların müziği nasıl duyduğu ve algıladığı ve bu sürece beynin ne şekilde dahil olduğunu anlamak ise müzik psikolojisinin araştırma alanlarından. Dünya üzerindeki en geniş kapsamlı müzik terapi kuruluşu ise 1789'da kurulan Amerikan Müzik Terapi Derneği. Fakat müzik terapinin tarihi milattan öncesine dayanıyor. Müzik terapi yöntemini fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkları tedavi amacıyla ilk kez kullanan kişi ise Yunan filozof Pisagor. Hyperscanning kavramına ise yabancı olmanız doğal. Hyperscanning, birden fazla deneğin, her biri ayrı bir MRI tarayıcıda gözlemlenmek üzere, aynı anda beyinlerinin birbirleriyle nasıl etkileşime geçtiğini anlamak için yapılan bir tarama yöntemi. Hyperscanning teknolojisi, önemli sosyal etkileşim durumlarına beynin nasıl yanıt verdiğini gözlemlemeyi sağlamakta.
Müzik terapide önemli bir adım
Araştırmanın başında olan Jorg Fachner, bu araştırmanın müzik terapi konusunda bir dönüm noktası olduğunu ve müzik terapistlerinin terapi seansları boyunca duygu değişimlerimi ve bağlantıları kayıt altına aldıklarını belirtti. Onların da beyin incelemelerinden elde edilen verilerle çıkan sonuçları onayladıklarını ekledi. Unutmayın ki müzik, terapi amaçlı kullanıldığında genel sağlığınızı iyileştirmeye yarar. Hatta anksiyete, depresyon, otizm ve demans gibi sorunları tedavide büyük bir yardımcıdır. Hyperscanning yöntemi sayesinde ise hastanın beyninde ne gibi değişimler olduğu birebir gözlemlenebilir. Hyperscanning, terapi sırasında başka türlü hiçbir şekilde fark edilemeyecek kadar küçük olan değişimleri gösterir. Terapinin kesinlikle işe yaradığı anlara ışık tutabilmek, aynı zamanda sözlü iletişim konusunda zorluk çeken hastalara yardımcı olma konusunda da çok faydalıdır.
Nasıl uygulanıyor?
Bahsedilen bu araştırmada ise hastaya müzik terapi seansında ailesindeki bir sağlık sorunundan bahsederken klasik müzik dinletiliyor. Bu seans esnasında hasta da terapisti de beyindeki sinyalleri algılayan sensörlere sahip EEG (elektroenselogram) adı verilen başlıklardan takmakta. Aynı zamanda seans, senkronize olarak EEG'ye bağlı olan kameralarla kaydediliyor. Hastalarıyla anlamlı bağlantılar kurdukları değişim anlarını bulmak ise müzik terapistlerinin bu araştırmadaki esas amacı. Buna dayanarak araştırmacılar, araştırmadaki kırılma noktasını hastanın beyninin olumsuz hisler sergilerken bir anda pozitif bir noktaya ulaştığı an olarak ifade ediyor. Bundan birkaç dakika sonra ise terapistin, terapinin işe yaradığını ve kendi taramasının da benzer sonuçlar verdiğini belirtmesi de önemli bir nokta. Terapiden sonra yapılan görüşmelerde ise terapist de hasta da tam o anda terapinin işe yaradığını düşündükleri belirtiliyor. Yapılan veri analizleri de hasta ve terapistin yaşadığı değişim anını destekler nitelikte.
Derleyen ve çeviren: Dilara Koru
Referanslar: Human Neuroimaging Laboratory
YORUMLAR