HT Hayat Anasayfa Ne oldu bize? | Hayatın Sesi

Ne yazık ki ülkemizde bir günü, kadın cinayeti ya da hayvana karşı şiddet haberi olmadan geçiremiyoruz. Hangi haber bültenini izlersek izleyelim en az bir cinayet ya da hayvanlara karşı işlenmiş bir suç haberi ile karşılaşıyoruz. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun yayınladığı rapora göre 2025 yılının ilk 6 ayında erkekler tarafından 136 kadın öldürüldü, 145 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Ve yine aynı raporda kadınların en çok kendilerini en güvende hissetmeleri gereken yer olan evlerinde öldürüldüğü tespiti paylaşıldı.


Sokak hayvanlarına uygulanan zulüm ise bambaşka. Denize serinlemek için girdiğinden dolayı şikâyet edilip, kafese konularak ölenler, zalimce tekmelenenler, besliyorum bahanesi ile zehirlenenler ve onları gerçekten beslemek isteyenlere karşı uygulanan şiddet, baskı ve tehdit. Bize ne oldu böyle? Ne ara bu kadar kararttık kalplerimizi? Ne ara karıncayı bile incitmeye korkan bizler, şimdi bir canı almayı gözü kapalı yapar olduk? Eskiden böyle miydi? Kadınlar sokaklarda saat kaç olursa olsun, güvenle dolaşabiliyor, evlerimizin önü su kapları ve mamalarla doluyken şimdi gündüz bile korkar oldu kadınlar yürümekten ve bir damla su bulamaz oldu sokaktaki canlar. Evlerinin önüne koyulan su kaplarını ve mamaları süpürüp çöpe atacak kadar vicdanımızı hangi ara kaybettik? Mahallemizdeki bir kadına karşı uygulandığını bildiğimiz şiddete karşı kulaklarımızı ve gözlerimizi kapatacak kadar ne ara duyarsızlaştık?


Gidişat gün geçtikçe daha kötüye gidiyor. Sosyal medyada öldürülen kadınların ya da kedilerin resimlerini paylaşarak, üzüntümüzü belli etmekten başka bir şey yapmıyoruz. Kadın cinayetleri yalnızca bireysel bir suç değil, aynı zamanda toplum vicdanına açılmış derin bir yaradır. Bu yaraya şifa olmanın ilk adımı, toplumsal bilinçlendirme oluşturarak, bireylere çevresinde tanık olduğu bir şiddet olayında sessiz kalmaması, şiddet gören kadının yanında olmasını görev edinmeyi öğretmek gerek. Şiddetin sadece fiziksel değil, psikolojik olarak da işlenebileceğini kabul etmeli, şiddetin her türlüsünün karşısında durmayı öğretmek ve öğrenmek gerektiğini bilmeliyiz.


Unutmayalım ki şiddet, yalnızca mağdurun değil hepimizin hayatına dokunan bir yaradır. Her bireyin kendi yaşında merhameti, saygıyı ve sorumluluğu çoğaltması; toplumsal huzurun en güçlü teminatıdır. Kadınların ve hayvanların yaşam haklarını korumak, sadece kanunların değil, vicdanlarında görevi ve sorumluluğudur. Eğer her birimiz, kendi çevremizde fark yaratmayı seçersek, bu karanlık gidişat yerini mutlaka aydınlık günlere bırakacaktır. Çünkü büyük değişimler, attığımız küçük adımlar ile başlar. Şiddete sessiz kalma, yaşam hakkını elinden alma.



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.