Mutluluk insanın elinde ama hep karşıda bekliyor.
Artık mutsuz olmaya o kadar çok alıştık ki, ortada bir şey yokken bile varmış gibi hissediyoruz, vücudumuz mutsuzluk salgılıyor sanki.
Hayata bakış açımız değişti. Önceliklerimiz yer değiştirdi, bildiğimiz hayattan farklı bir hayatta geçiş hazırlıksız yakalandı bizi, boşluğa düşürdü, belirsizlikler kaybolup yeni amaçlar oluşana kadar olan sancılı süreç.
Herkes mutsuz, dünya sinir krizi geçiriyor. Pandemi ve ekonomi sendromu. Toplum geneli bu yüzden mutsuz, umutsuz, keyifsiz, parası olanda, parası olmayan da bu durumda.
Hayatımız kısıtlandı, kimseyle görüşemiyoruz, rahatlayabileceğimiz hobilerimizi bile yapamıyoruz, eşi, dostu göremiyoruz, çıkıp dışarıda dolaşamıyoruz bile, sadece mecbur olduğumuz şeyleri yapıyoruz, bütün bunlar hayatımızı monotonlaştırdı, isteksizleştirdi.
Bu dönem biraz zor geçiyor, dışarıda bir hastalık var ona göre yaşamaya çalışıyoruz. Bilmiyorum daha önceden de böyle miydi? Ama şu dönemde daha çok insan mutsuz.
Dünyanın hali ortadayken mutluyum demek anormal olurdu. Hepimizin ruh sağlığı, sinirleri bozuldu ne yazık ki, yorulduk her şeyden, usandık bu yüzden bu duygulardayız, yine de sağlığınız yerindeyse diğer mutsuzluklar gelip geçici.
Bir depresyon ya da ruhsal bir sorununuz yoksa mutsuzluğun günümüz insanının ortak problemi olduğunu düşünüyorum. Teknoloji yapıyor belki de bunu bünyelere. O kadar farklı dünyaları gözler önüne seriyor ki, şükretmeyi unutturuyor insana. Mutlu olmakta şükretmektir bir yerde, artık daha iyisinde daha fazlasında gözü olmamaktır. İsteklerimiz ve ihtiyaçlarımız arttıkça onları elde edemeyişimiz de artıyor. Aza kanaat etmek, başka yaşamlara girmemek, gözlememek, kendi dünyamızda elimizdekilerle yetinebilmek mutluluğu getiriyor.
Anlamsızlık her şeyin içinde, kabullenip ne istediğini bulmak gerek. İnsanlardan öğrendiklerini, duyduklarını boşver kendine göre yaşa. Her şey beyinde bitiyor, kendine pozitif enerji aşıla, negatifleri hayatından çıkar. Bizi mutlu edecek bir şeyler mutlaka vardır. Kendimizi tanırsak buluruz.
Öncelikle mutluluğun ne olduğuna karar vermelisin. Hiçbir şey kavramına sığınırsan bir şey kavramını görmen mümkün olmaz. Gerçi artık hepimizin makul bir gerekçesi var pandemi süreci. Sönmüş bir ateşi şu süreçte alevlendirmeye yetecek kadar bunalım süreci bu süreç. Sevdiğin şeyleri sevmediklerinden ayırmalısın önce, sevmediğiniz şeyler yüzünden sevdiklerinizi göremiyor, görmek istemiyorsunuz. Mutluluk değişkendir, statik bir kavrama bir meta kavramı yüklersek çok mutsuz oluruz. Yakaladıklarınızı geçin, yakalayacaklarınıza bakın.
Zaman zaman mutsuzluk, kendini kötü hissetmek hepimizde oluyor. Ufak şeyleri bile sorun yapıyoruz sonra kendimizi zorlayıp tekrar hayatımıza devam ediyoruz.
İnsanın kendisini keşfetmesi kadar güzel bir şey olamaz, şifre çözülmüş hayat daha kolay ve yaşanası olmuştur artık. Sonra yaşamak ve yaşatmak kalır.
Yaşamak çok güzel anlamını da sen yarat.
YORUMLAR