Para, sadece cebimize giren kâğıt banknotlar ya da banka hesabımızdaki rakamlar değildir. O, yaşam enerjimizin maddi dünyadaki akış halidir. Ve çoğu zaman, bu akışı bozan şey dışarıdaki ekonomik krizler, işsizlik ya da şanssızlık değil… Farkında bile olmadığımız **”görünmez zincirler”**dir.
Bu zincirler nereden geliyor?
- Çocukken duyduğun “Para kolay kazanılmaz” sözleri
- Ailenin yaşadığı maddi kayıpların sende yarattığı korkular
- Atalarından miras kalan yoksulluk bilinci
- “Paralı insan kibirlidir” inancı
- Kendini değersiz hissettiğin için bolluğu hak etmediğine dair bilinçaltı kayıtlar
Bu zincirler, ruhunun derinliklerinde enerji akışını tıkar. İstediğin fırsat kapıları önünde olsa bile, onları fark edemezsin ya da elinden kayıp gitmesine izin verirsin.
Zincirleri kırmanın ilk adımı
Para ile ilişkinin enerjisel bir bağ olduğunu fark etmek… Çünkü para, senin içsel değerini nasıl gördüğünün bir yansımasıdır. Eğer değersizlik duygusu baskınsa, para da senden uzaklaşır. Eğer suçluluk hissiyle kazanıyorsan, elinde tutamazsın.
Bolluk enerjisini serbest bırak
Önce parayı “kötü” ya da “tehlikeli” olmaktan çıkar. Atalarından gelen yoksulluk hikâyelerini fark et ve vedalaş. Kendi değerini bil ve emeğinin karşılığını almakta özgür olduğunu kabul et. Para, seni zincirlemek için değil, hayatına hizmet etmek için var. Zincirleri kırdığında, sadece maddi kazancın değil; huzurun, özgürlüğün ve yaratıcılığın da artar. Peki sen… Hâlâ görünmez zincirlerin içinde mi yürüyorsun, yoksa özgürleşmeye hazır mısın?
YORUMLAR