Paradan konuşmak toplumda hâlâ tabu. Bir yandan hepimiz daha fazla kazanmak istiyoruz, diğer yandan para hakkında konuşmak “ayıp” sayılıyor. İşin ilginci, çoğumuz hayatımız boyunca para kazanmak için uğraşıyor ama parayla olan ilişkimizi hiç sorgulamıyoruz. Peki, hiç düşündünüz mü? Belki de bolluk ve bereket sizin kapınızı çalmak için değil, siz onunla barışmak için ilk adımı atmalısınız.
Para dost mu, düşman mı?
Para, ne kutsal bir varlık ne de şeytan icadı. O sadece bir araç. Ancak çocukluğumuzdan itibaren para hakkında duyduğumuz olumsuz inançlar – “Para insanı bozar”, “Zenginlik ruhu kirletir”, “Çok para huzur getirmez” – farkında olmadan bizim enerjimizi bloke ediyor. Parayla ilgili bilinçaltımızda oluşan bu negatif kodlar, bollukla aramıza görünmez bir duvar örüyor.
Bir şeyi hayatımıza çekmek istiyorsak, önce onunla aramızda sevgi dolu bir bağ kurmamız gerekiyor. Para da bunun dışında değil.
Bolluk bilinci nasıl gelişir?
Bolluk, sadece cüzdandaki rakam değildir. İçsel bir haldir. Kendine ve yaşama duyduğun güvenle, akışta olma halidir. Bunun için ilk adım; para hakkında inandığın şeyleri gözden geçirmendir. Aşağıdaki sorularla başlayabilirsin:
- Parayı hak ettiğine gerçekten inanıyor musun?
- Para senin için neyi temsil ediyor?
- Zengin insanlara karşı nasıl bir bakış açın var?
- Bu sorulara verdiğin yanıtlar, bollukla arandaki engelleri ortaya çıkaracaktır.
Para ile barışmak, hayatla barışmaktır
Parayla barışmak, aynı zamanda kendi değerinle barışmaktır. Bolluk bilinci, kendini değerli hissetmekle başlar. Kendine “Ben değerliyim ve bolluğu hak ediyorum” demeye başladığında, evren seninle aynı frekansta yanıt vermeye başlar.
Unutma, bolluk önce zihinde başlar. Para seni tanımaz ama sen onu nasıl tanımlarsan, o da sana öyle yaklaşır. Sevgiyle yaklaştığında, o da kapını sevgiyle çalar.
YORUMLAR