Maca kökü nedir?

Maca kökü Peru’daki And Dağları’nda yaklaşık 3500 metreden daha yüksek kesimlerde yetişen bir bitkinin köküdür. Birçok bitkiyle kıyaslandığında oldukça dayanıklıdır, aşırı soğuklara, rüzgarlara ve yüksek sıcaklıklara dayanabilmektedir. Latince adı Lepidium meyenii olan maca bitkisi, hardal bitkisinin de dahil olduğu Brassica ailesine mensuptur. Birçok yerde Peru Ginsengi adıyla da anılır. Turp benzeri yapısıyla toprağın altında büyükçe bir kök geliştirir ve şifalı özellikleri için de bu büyük, sarımsı renkteki kökü kullanılır. Peru dağlarında yüzyıllardır doğurganlığı arttırıcı özelliklerinden dolayı kullanılmaktadır. Maca bitkisi, vücudun dayanıklılığını artıran adaptojen maddelerden biri olarak kabul edilir. İçerdiği yüksek orandaki mineral ve vitaminlerin sağlığa birçok faydası bulunur.

Maca kökü nasıl kullanılır?

Maca bitkisi toplandıktan sonra kurutuluyor ve kökleri toz haline getiriliyor. ‘Maca tozu’ olarak da bilinen bu toz birkaç farklı şekilde kullanılabiliyor. Çok tercih edilen bir yöntem olmasa da, maca tozu çay gibi demlenerek içilebilir. Bunun için bir tatlı kaşığı maca tozunu bir su bardağı kaynamış suda 10 dakika demledikten sonra süzerek içmek gerekir. Maca tozu pişirildiğinde besin değerini kaybediyor. Bu nedenle en sağlıklı şekilde tüketmek için pişmiş yemeklere, salatalara, içeceklere, yoğurdun içine vs. ilave edilerek kullanılabilir.

Güzelavrat otu hakkında bilmeniz gereken şeyler var!

Maca kökü ne kadar tüketilmeli?

Ortalama boy ve kilodaki bir kişi için, günde 1-3 tatlı kaşığı kadar maca tozu uygun bir dozajdır. Maca bir gıda olarak kabul edildiği için ‘yüksek doz’ tehlikesi yoktur ancak yine de çok fazla miktarlarda tüketmemeye özen gösterilmelidir.

Maca kökünün faydaları nelerdir?

• Özellikle belirttiğimiz gibi, maca kökü çok iyi bir adaptojendir. Vücut direncini ve dayanıklılığı artırır, güçlendirir, canlandırır.

• %13 ila %16 civarında protein içerir. Bu özelliğiyle besleyici, doyurucu ve güçlendiricidir. Özellikle et tüketmeyen kişiler için ideal bir besindir.

• %8,5 oranında lif içerir. Sindirim sisteminin doğru çalışmasına yardımcı olarak kabızlık, ishal, gaz sorunu gibi durumları önlemeye yardımcı olur.

• A, B1, B2, B3, C ve D vitaminleri bakımından zengindir.

• Demir, magnezyum, bakır, sodyum, potasyum minerallerini içerir.

• 19 farklı aminoasit içeriğiyle vücudun dengesini korumaya yardımcı olur.

• Sinir sisteminin çalışmasını destekler ve stresin etkilerini azaltmaya yardımcı olur, daha iyi bir uyku sağlar. Depresyon, kaygı, panik atak gibi durumların etkisini azaltmaya yardımcı olur.

• Beyin ve hipofiz bezi arasındaki bağlantıyı güçlendirerek hormonların doğru çalışmasına yardımcı olur.

• Adet dönemlerinde yaşanan sorunların giderilmesinde etkilidir. Özellikle hormonal dengesizliklere bağlı olarak yaşanabilen PMS (Adet öncesi sendromu) gibi durumlarda etkili olur.

• Cinsel gücü artırır, iyi bir afrodizyaktır.

• Hormonal sistemi olumlu etkileyerek doğurganlığı da arttırır. Kadınlarda hormon dengesini sağlayamaya yardımcı olarak, erkeklerde de sperm sayısını arttırarak doğurganlık için fayda sağlar.

• Menopoz döneminde yaşanabilen terleme, stres ve benzeri etkilerin azaltılmasına yardımcı olur.

• Enerjiyi yükselterek yorgunluk belirtilerini azaltır.

• Cilt ve saç üzerinde iyileştirici özelliği vardır. İçerdiği mineraller cildin ve saçların daha canlı, daha sağlıklı olmasını sağlar.

7 doğal ağrı kesici

Osmanlı mutfağının vazgeçilmez afrodizyakları

Osmanlı Sarayı’nda padişahlar ve şehzadeler için hazırlanan yemekler arasında afrodizyakların önemli bir yeri vardı.

10

Padişah ve şehzadelerin cinsel güçlerini korumak ve artırmak için Osmanlı mutfağında özel hazırlık yapılırdı. Hazırlanan yiyecekler arasında kuvvet artırıcı şerbet ve macunların da özel bir yeri vardı. İşte Osmanlı mutfağının afrodizyakları...

1- Kavurmanın da eksik olmadığı sabah kahvaltısında mutlaka bal-kaymak yenirdi.

2- Kıymalı ve peynirli börekler.

3- Özellikle patlıcanın padişah sofralarında önemli bir yeri vardı.

4- Etli sebze yemekleri ve pilav.

5- Topkapı Sarayı'nda tarifi kayıtlı, Fatih Sultan Mehmet için hazırlanan kuvvet macununda şunların yer aldığı biliniyor: Karanfil, kebabe, karabiber, tarçın, kereviz tohumu, anason tohumu, pire otu tohumu, ısırgan tohumu, havuç tohumu, şalgam tohumu, turp tohumu, mastaki, sinameki, ak günlük, üzerlik tohumu, acı badem yağı, çörek otu, bal ve misk.

6- Farklı içerikteki birçok kuvvet macununda havuç tohumu kullanılırdı.

7- Pekmez, zencefil, hindistan cevizi, hardal tohumu, limon tuzu, havlıcan ve tarçın çiçeği ile hazırlanan macunu, harem kadınları da cinsel istek artırıcı olarak kullanırdı.

8- Osmanlı Sarayı'nda ilk kez 1522'de Yavuz Sultan Selim'in hastalanan eşi Ayşe Hafsa Sultan için hazırlanan mesir macununun içinde 41 çeşit baharat bulunuyor: Karanfil, hardal tohumu, tarçın, karabiber, kakule, yeni bahar, çörek otu, anason, kişniş, zencefil, tarçın çiçeği, zerdeçal, safran, hindistan cevizi, rezene, sinameki, kebabiye, sarı halile, vanilya, havlıcan, zulumba, hıyarşembe, iksir, kimyon, galanga, çam sakızı, mirsafi, darıfülfül, meyan balı, şamlı şaşlı, limon kabuğu, kremtartar, zağfiran, udülkahır, çöpçini, tiryak, ravend, limon tuzu, eskir, tekemercini tohumu, günbalı.

9- Altın, gümüş, billur kaplarda ve güğümlerde sunulan bazı şerbetler de cinsel gücü artırmaları amacıyla hazırlanırdı. Afrodizyak şerbetlerin yapımında böğürtlen, demirhindi, keçiboynuzu, gül, portakal ve mandalina, amber, zencefil kullanılırdı.