X

Ülkemizde kazalara bağlı ölüm ve yaralanmaların en önemli nedeninin trafik kazaları olduğu belirtiliyor. Yılda 1 milyondan fazla trafik kazasının gerçekleştiği Türkiye’de, bunların 110 bin kadarında ölüm veya yaralanma ortaya çıkıyor. Her yıl 4 bin kadar insan yaşamını kaybederken, 200 binden fazlası da yaralanıyor. Son yıllarda araç sayısının hızla artmasına rağmen, alınan önlemler sayesinde ölenlerin sayısı aynı düzeyde kalıyor. Yaralıların sayısındaysa önemli artış gözleniyor.


Romatem Robotik Rehabilitasyon Merkezi Tıbbi Koordinatörü Prof. Dr. Tunç Alp Kalyon, bu tür yaralanmalar içinde en ciddilerinden birinin omurilik yaralanmaları olduğunu söylüyor. Ülkemizde 150 bin kadar omurilik yaralı hasta olduğu tahmin ediliyor ve her yıl 5 bin dolayında yeni omurilik yaralanması meydana geliyor. Bunun yaklaşık yarısı trafik kazalarından kaynaklanıyor. Hastaların yüzde 25 kadarında omurilik yaralanmasının nedeninin yüksekten düşme, yüzde 10 kadarının ateşli silah yaralanmaları, geri kalanlarındaysa değişik nedenlerle oluşan yaralanmalar olduğu belirtiliyor. (Spor yaralanmaları, sığ suya atlama, vb...)




Hareket kaybı oluşuyor


Yaklaşan yaz mevsiminin tadını çıkarmak amacıyla yüzmeyle ilgilenenler arasından her yıl 50-100 kadar genç, suya atlamalardan dolayı omurilik yaralanmasıyla karşılaşıyor. Prof. Dr. Kalyon, denize veya havuza atlama sonucu omurilik hasarına uğrayanların çoğunluğunun 15-25 yaş arası genç erkekler olduğunu söylüyor ve bu durumun nedenlerini şöyle özetliyor: “Gençler bu konuda kendi aralarında yarışıyor. Diğer arkadaşlarına ve bilhassa kızlara gösteriş yapmak amacıyla riskli atlayışlar gerçekleştiriyorlar. Karşılaşacakları tehlikenin farkında değiller.”


Omurilik adı verilen sinir yolu, beynin uzantısı olup ense kökünden başlayarak bel hizasına kadar geliyor. Kaza sırasında omurilik hasara uğrayınca; milyonlarca sinir hücresi ölüyor ve buna bağlı olarak kollarda ve bacaklarda hareket kayıpları ortaya çıkıyor. Boyun bölgesindeki omuriliğin yaralanmasıyla her 2 kol ve bacakta hareket ve duyu kaybı oluşması durumuna, tıpta ‘tetrapleji’ adı veriliyor. Sırt ve bel bölgesindeki omuriliğin hasarında her 2 bacakta ortaya çıkan duyu ve hareket kaybıysa ‘parapleji’ olarak adlandırılıyor.




Yürüme yeteneği kaybı


Omurilik hasarı tam değil de kısmi olarak meydana gelmişse, kollarda ve bacaklarda önemli kuvvet kayıpları ortaya çıkıyor ve yaralanan kişi yürüme yeteneğini kaybedebiliyor. Bu durumda duyu ve hareket kayıplarının yanı sıra iç organ fonksiyonları da bozulabiliyor. Örneğin mesane-bağırsak boşalımı aksıyor, hastada akciğer problemleri gelişiyor ya da bası yaraları açılıp yaşamı tehdit eden enfeksiyonlar gelişebiliyor.




Omurilik yaralanmasıyla karşı karşıya kalan kişinin durumunu belirleyen 2 faktör bulunuyor. Bunların, yaralanmanın seviyesi ve hasarın derecesi oldukları belirtiliyor. Yaralanma bölgesindeki omurilik tamamen hasara uğramışsa tam bir duyu ve hareket kaybı görülüyor. Hasar tam değilse hasta şanslı sayılıyor ve omurilik hasarının derecesine göre kısmi hareket kayıpları ortaya çıkabiliyor. Hastaların bir kısmı yürüme yeteneklerine yeniden kavuşabiliyor. Prof. Dr. Kalyon, “Hasarın seviyesi ne kadar aşağıdaysa hareket ve duyu kaybı o kadar az oluyor” diyor.


Omurilik yaralanması kadın sürücülerde daha fazla




Trafik kazalarındaki ölüm ve omurilik yaralanması oranlarının kadın sürücülerde daha fazla olduğu belirtiliyor. Bunun, kadın sürücülerin ani bir tehlike karşısında aşırı tepki vermesinden ve sürücü koltukları ile hava yastıklarının yüksekliğinin erkek sürücüler için daha uygun olmasından kaynaklandığı düşünülüyor. Omurilik yaralı hastaların toplam sayıları dikkate alındığında, erkeklerin sayısının kadınlardan 4-5 kat daha fazla oluşu dikkat çekiyor. Sığ suya atlama sonucu oluşan kazaların büyük çoğunluğu genç erkekler tarafından yapılıyor. Bu durum daha çok arkadaşlara gösteriş yapma isteğinden kaynaklanıyor.




Balıklama atlayışın yarattığı hasarın nedenleri:


Denizde veya havuzlarda, derinliği fazla olmayan suya balıklama atlama sırasında alnını zemine çarpan kişilerde, boyun omurgası aniden geriye doğru zorlanıyor. Bu sırada boyun bölgesindeki omurilik zedeleniyor ve omurilik hasarı meydana geliyor. Prof. Dr. Kalyon, “Bunun en önemli nedenleri derinliği 2 metreden az olan suya balıklama atlamak, derinliği bilinmeyen sulara balıklama atlamak, cankurtaran ve ilkyardım hizmetlerinin yetersiz olduğu yerlerde suya atlamak, şakalaşırken birini suya itmek veya kontrolsüz atlamak olarak sıralanabilir” diyor. Suya atlama kaynaklı omurilik yaralanmasını önlemek için yapılması gerekenler şunlar:







Bilinçsiz ilkyardım


Omurilik yaralanması geçiren bir kişiye yapılan ilkyardım ve hasta nakil yöntemi büyük önem taşıyor. Pek çok olguda omurilik hasarı bilinçsizce yapılan ilkyardım girişimleri ve hastanın nakli sırasında gerçekleşiyor. Bu durumu önlemek için:



Hazırlayan: Ceyda Erenoğlu