X

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Saruç, oruç tutmayı engelleyen ve zorlaştıran hastalıkları sıraladı.


Sindirim sistemi ile ilgili sorunlar yaşayanların Ramazan ayında iftar ve sahurda dengeli ve az yemek yiyerek sağlıklarını korumaları gerekiyor. Oruç tutulan sürenin uzun olması sağlıklı kişileri bile zorlarken, birtakım hastalıkları olan kişilerin daha da dikkatli olması gerekiyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Saruç, Ramazana ayında hekimlerin önerilerine uyulmazsa oruca geçit vermeyen ve hekime sorulmadan oruç tutulmaması gereken başlıca hastalıkları şöyle sıralıyor:









Reflüsü olanlar oruç tutabilir mi?

Reflü hastalığı, midedeki asit ve gıdaların yemek borusuna geri gelmesi ve burada tahrişe ve kişide göğüs arkasında yanma gibi şikayetlere neden olması şeklinde tanımlanıyor. Uzun süren açlık sonrası, dikkatsizce yüksek kalorili ve fazla miktarda yiyecek yenilmesi reflüyü artıran en önemli nedendir. Bu nedenle reflü hastalarının şunları yapmasını öneriyoruz:







Gastriti ve ülseri olanlar oruç tutabilir mi?

Midesiyle ilgili sık şikayeti olan kişilerin Ramazan ayı öncesi doktorlarıyla birlikte oruç için hazırlanmaları ve gerekli önlemleri almaları gerekiyor. Gasrit ve ülser hastaları şu önerilere uyarlarsa Ramazan ayını daha rahat geçirebilir:





Ramazan'da karaciğerinizi rahatlatın!

Ramazan ayı süresince uzun süre aç kalınmasına rağmen iftar ve sahurda yenilen yüksek kalorili hamur işleri ve tatlılar nedeniyle kilo kontrolü zorlaşıyor. Bu kısa süre içinde vücut ağırlığında ortaya çıkan artış karaciğerde yağlanmaya yol açıyor. Karaciğer yağlanması, ilerleyerek karaciğer iltihabına (hepatit) ve daha da ilerler ise karaciğer fonksiyon kayıplarına yol açabilen ciddi tablolara neden olabiliyor. Eskiden doktorlar tarafından pek de ciddiye alınmayan bu durum, son yıllarda pek çok nedeni bilinmeyen karaciğer yetmezliği durumunda altta yatan esas faktör olarak karşımıza çıkıyor.






Safra kesenizde taş varsa oruca dikkat edin!

Safra kesesi taşı orta yaş ve üstünde, kilolu kişilerde, çok doğum yapmış kadınlarda sık görülüyor. Uzun süre açlık sırasında safra kesesi içinde kalan safra koyulaşmakta, akışkanlığı azalmakta ve yeni taşların oluşumu artmaktadır. Safra kesesinde taşın bulunması hazımsızlığa, çok miktarda yağ içeren besinlerin yenmesi karın ağrısı, bulantı ve kusmaya neden olabiliyor. İftarda yenilen çok miktardaki besinden sonra şiddetli karın ağrıları ve akut kolesistit denilen safra kesesi iltihapları ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.


Pankreas hastalığı olanlar oruç tutabilir mi?

Kronik pankreatit, geçirilmiş akut pankreatit, pankreas kanseri gibi pankreas hastalığı bulunan kişilerin oruç tutmadan önce mutlaka doktorlarından onay almalarında yarar var. Safra kesesinde oluşan taşların safra kanalına düşmesi pankreasda iltihaba neden olarak istenmeyen durumlara yol açabiliyor. Doktor izni olmadan kronik pankreatit hastalarının oruç tutmaması, tutacaklar ise önerilere sıkı sıkıya bağlı kalmaları, insülin düzeylerinin ayarlanması ve pankreas enzim takviyesi yapılması gerekiyor.


Kusarsanız doktora başvurun!

Bulantı ve kusmanın birçok organa bağlı hastalığın bulgusu olması mümkün. Solunum yolu enfeksiyonundan, beyin ve kulak ile ilgili hastalıklara, hormonal hastalıklardan, diğer enfeksiyon hastalıklarına kadar uzanan bir çok nedeni var. Ramazan’da uzun bir açlık dönemi sonrası iftarda bol miktarda alınan gıdalardan sonra bulantı ve kusma görülebiliyor. En sık rastlanılan nedeni gastrit, mide veya oniki parmak ülseri, besin zehirlenmeleri, safra kesesi iltihabı, pankreas iltihabı gibi durumlardır. Kusma genellikle yemekten yarım ile iki saat sonra ortaya çıkar. Ramazan’da kusmanın da önemli ve acil tedavi gerektiren nedenleri olabilir bu nedenle kusma ortaya çıktığında doktorunuza başvurunuz.



Obez kişiler oruç tutabilirler mi?


Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül “Oruç tutmak; yüksek insülin direncini ve yüksek insülin benzeri kanseri tetikleyen hormonların miktarını azaltıyor” diyor.


Obez kişilerde fazla yağ dokusunun bir iltihap odağı gibi davrandığını, süregelen iltihabi durumun ise kanser riskini artırdığını söyleyen Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül, obez kişilerin oruç tutması ile ilgili şöyle konuştu: “Günlük aldığımız kalori miktarını azaltmak ve hatta oruç tutmak, yüksek insülin miktarını ve insülin benzeri kanseri tetikleyen hormonların miktarını azaltmaktadır. Obez kişilerdeki insülin direncinden kaynaklanan yüksek insülin düzeyleri de, bu iltihabi sürece katkıda bulunur. İnsülin seviyeleri yükseldikçe, insülin benzeri hormonlar da kanser öncüsü hücrelerin çoğalarak kansere dönüşmesine zemin hazırlar. İdeal kilomuz vücut kitle indeksimizin 18,5- 25 arasındaki halidir. Hedefimiz hayatımızı bu sağlıklı kilo aralığında idame ettirmek olmalıdır. “İdeal kilo vücudun verimli ve sorunsuz çalıştığı kilo aralığıdır. İdeal kilo aralığında olanların herhangi bir ek hastalıkları yoksa oruç tutmalarında sakınca yoktur. Aşırı kilolar sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiği için “Obezite tüm hastalıkların anasıdır” diyebiliriz. Obez kişilerin oruç tutmadan doktorlarına danışmaları da tavsiye ediyoruz.”


Obezite cerrahisi sonrası ne zaman oruç tutulabilir?

Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül, obezite cerrahisi sonrası hastaların ilk sene oruç tutmalarını önermediklerini, mide küçültme ameliyatı gibi ameliyatlardan bir sene sonra vücudun uzun süreli açlığa daha kolay tahammül edebildiğini söyledi ve Ramazan tavsiyelerinde bulundu: