X

Üstelik bu sorun 50 yaş üstü kişilerde yüzde 50 gibi yüksek bir oranda görülüyor. Sorunun çözümünde uygulanan yöntemler ise yüz güldüren sonuçlar veriyor. Yeter ki geç kalmayın...


Varis insanlık kadar eski bir hastalık olmasına karşın her dönem ihmal edilen bir sağlık sorunu. Günümüzde toplumda artan oranda gözleniyor ve yaşamı hemen her anlamda olumsuz etkiliyor. Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu, varisin, günümüzde toplumları maddi ve manevi olarak etkileyen uzun dönemli hastalıklar arasında en üst sıralarda yer aldığını söylüyor. 50 yaş üzerinde yüzde 50 gibi yüksek oranlarda gözlenen bu sorunun kronik olması ve ileri yaşta daha sık gözlenmesi tedavi giderleri açısından hemen her toplumda çok yüksek bir maliyete sahip olmasına neden oluyor. Bu durumda, erken teşhis ve tedavinin önemi artıyor.


İki farklı etki



Varis gündelik hayatı iki farklı şekilde etkilliyor. Birincisinin fonksiyonel, diğerinin kozmetik etkilenme olduğu belirtiliyor. Çoğu zaman hastalar, doktora; her iki durumda duydukları rahatsızlık nedeniyle başvuruyor. Fonksiyonel etkilenmede en sık karşılaşılan durumun, hastalığa bağlı iş gücü kaybı olduğu belirtiliyor. Bu durum hastalığın şiddetiyle doğru orantılı olup; venöz yetmezlik, toplardamar iltihabı ve toplardamarda pıhtılaşma gibi durumları da kapsıyor.


Kozmetik etkilenme durumundaysa hastalar çoğunlukla mevcut kılcal damarların estetik bir sorun yaratmasından yakınıyor. Her iki durum da bu sorunu yaşayan kişileri hem fiziksel hem de ruhsal anlamda ciddi şekilde etkiliyor. Günümüzde varis tedavisinin geciktiği durumlarda ortaya daha ciddi ve maliyetli sağlık sorunları çıkıyor. Varisin teşhis edilmesinden sonra konunun uzmanı bir doktor tarafından değerlendirilip tedavi edilmesi önem taşıyor. Aksi durumlarda; derin damarlarda pıhtılaşma, akciğer embolisi, yüzeysel damar iltihabı, ayak bileğinde ülser gibi sorunlarla karşılaşılabiliyor. Varis hastalığının teşhisi hastanın öyküsünün alınması ve fizik muayenesinin ardından ‘venöz doppler ultrasonografi’ yöntemiyle yapılıyor.


Başarı yüksek



Günümüzde kullanılan en önemli teşhis ve görüntüleme yönteminin, venöz doppler ultrasonografisi olduğu belirtiliyor. Bu yöntemle; toplardamar içerisinde bulunan kan akımının yönü, kapakçıkların durumu ve toplardamarların belirli bölgelerdeki çapları etkili ve doğru bir şekilde değerlendiriliyor. Bu sayede, sonraki aşamada gerçekleşecek olan tedavi seçeneklerinin uygulanabilirliği sağlanıyor. Venöz doppler ultrasonografi; invaziv olmayan bir teşhis yöntemi olup, bir cihaz tarafından oluşturulan ses dalgalarının görüntü oluşturma prensibine dayanıyor. Varisler, uygulanan tedavi yöntemine bağlı olarak tekrarlayabiliyor. Tedavi yöntemleri içerisinde en başarılı olanların endovenöz lazer ablasyonu ve radyofrekansablasyonu olduğu belirtiliyor. Doç. Dr. Ergenoğlu, bu yöntemlerin toplam başarı oranlarının yüzde 95-98 civarında olduğuna dikkat çekiyor. En yükseği skleroterapi yöntemi olmak üzere ciltte uygulama bölgesinde iz kalma riski bulunuyor.


Adım adım varis tedavisi


İyileştirme seçenekleri



Günlük yaşam şeklinde değişiklikler: Cilt bakımı, kilo verme, yürüyüş, vb..


Çorap tedavisi: Özellikle ağrılı venlerin ve huzursuz bacakların olduğu durumlarda kullanılıyor.


Sklero terapi: 1930’lar dan bu yana uygulanan bu yöntem basit kullanımı ve ucuzluğu nedeniyle genellikle spider ve retiküler venlerin tedavisinde tercih ediliyor.


Endovenöz lazer ablasyonu: Büyük çaplı varislerin tedavisinde kullanılıyor. Toplar damar içerisine yerleştirilen ince, fiberoptik bir kateter yardımıyla lazer enerjisinin ven duvarında yarattığı tahribata bağlı olarak gelişiyor. Endovenöz radyo frekans ablasyonu: Teknik olarak endovenöz lazer ablasyonuna benziyor. Ancak, tedavide enerji kaynağı olarak radyo frekans dalgaları kullanılıyor.


Cerrahi: Venöz yetmezlikli toplar damarın bağlanma sı ve/veya strippingi ile gerçekleştiriliyor.