Son zamanlarda sizce de her şey biraz fazla kusursuz olmaya başlamadı mı? Hokka burun, bal dudak, iri göğüs, ince bel, yuvarlak bir kalça... Güzel olmanın yolu kusursuzluktan mı geçer? İnsanlar kendini şu sıralar neden bu kadar beğenmiyor? Ya da neden bu kadar beğenilmek istiyor? Merak ettik sorduk, Uzman Psikolog Nihal Araptarlı yanıtladı.
Bireylerin kendilerini beğenmediği için estetik yaptırdığını varsayarsak bir kişi kendini neden beğenmez?
Kendini beğenmeme duygusunun altında fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik unsurlar yatar. Tarihin ilk çağlarından beri insanlar, özellikle de kadınlar güzel görünmeye önem vermişlerdir. İçinde yaşadığımız yüzyılda değişen sosyal yaşamla bu daha da önem kazanmaya başlamıştır. Toplumsal normlara ve günün modasına uygun olmayan fiziksel bir görünüm, bedenin herhangi bir noktasındaki eksiklik, fazlalık ya da eğrilik gibi bir kusur, bireyin kendilik algısında bozulma yaratarak, bedeniyle barışık olmama ve kendini beğenmemeye neden olabilir.
Beğenilme arzusunun nedeni nedir? İnsanlar neden beğenilmek istiyorlar?
Beğenilmek en temel insani ihtiyaçların başında gelir. Doğadaki tüm canlıların temel amacı yaşamda var olabilmek ve neslini sürdürebilmektir. Biz insanların yaşamını da bu temel dürtü yönlendirir. Tüm canlıların DNA’sında kayıtlı olan “zayıflık=ölüm” bilgisi, canlıları güçlü olmaya, güçlü kalmaya yönlendirir. Birey olarak yaşamda var olabilmemiz güçlü olmamıza bağlıdır. Fiziksel olarak güçlü isek çevredeki tehdit unsurları ile baş edebilir, hayatta kalabiliriz. Üretken olup, neslimizi sürdürebilmemiz de karşı cinsin dikkatini çekip, tercih edilmeye bağlıdır. İlk çağlardan itibaren insanlar fiziksel olarak güçlü olmaya çaba göstermiştir. İlerleyen zaman içinde insanoğlu birden fazla olduğunda kendini ve neslini tehdit eden etkenler karşısında daha güçlü olabildiğini fark ederek gruplar, topluluklar halinde yaşamaya yani sosyalleşmeye başlamıştır. Bir topluluk içinde yaşamak, bireyin hayatta kalma ve neslini sürdürme ihtiyacını karşıladığı gibi ait olma ihtiyacını da karşılar. Ancak bu, toplumsal normlara uymaya, toplum tarafından kabul ve onay görmeye bağlıdır. Toplum tarafından dışlanmak, yalnız kalmak yani zayıflıktır. Bu nedenle olabildiğince toplumsal kurallara, normlara, değerlere uygun yaşamaya çalışırız. Diğerleri tarafından ne kadar beğenilir, onaylanır, kabul görürsek o kadar güçlüyüzdür. Güç kavramı değerlilik, yeterlilik ve önemlilik gibi birçok sıfatı içinde barındırır.
Eski çağlarda güç kavramı, daha çok fiziksel güce denk gelirken değişen yaşam şartlarına bağlı olarak toplumun güç sembolleri değişmeye başlamıştır. Artık günümüzde para ve mevkiye sahip olmak, güce sahip olmaktır. Fazlası ile artan nüfus, neslin devamı için karşı cins tarafından seçilme olasılığını azaltıp, rekabeti artırmaktadır. Dolayısıyla insanlar hem toplumsal güç sembollerine sahip olmaya hem de fiziksel görünümleri ile beğeni kazanmaya yönelmişlerdir. Gerek sahip olduğumuz güç sembolleri gerekse fiziksel görünümümüz ile ne kadar beğenilirsek o kadar güçlü, değerli ve önemli hissederiz. Bu da bizim olumlu benlik algısı ve yüksek özgüvene sahip olmamızı sağlar. Geçmiş çağlarda güzel görünme ve beğenilme daha çok kadınlara özgü bir çaba iken günümüzde beğenilme ihtiyacı ve çabası hem kadınlar hem de erkekler arasında gittikçe önem kazanmaya başlamıştır.
Günümüz sosyal medyası yani Facebook, Instagram beğenileri, insanların “beğenilme” arzusunu etkiler mi? Sosyal medya, estetik yaptırmaya karar verme, yaptırma sürecini tetikleyen bir unsur mudur?
Günümüzde yaşam şartlarının değişmesi ile insanlar gerçek sosyal ortamlardan sanal ortamlara çekilmeye başlamıştır. Sosyal bir grup içinde karşılama ihtiyacında olduğumuz beğenilme, kabul görme ve onaylanma ihtiyacı da doğal olarak sanal sosyal ortamlara kaymıştır. Sosyal medya ortamında ne kadar arkadaş, takipçi, tıklama varsa o kadar beğeniliyoruz demektir ki bu da kendimizi güçlü, değerli ve önemli yani iyi hissetmemizi, aksi durumda da kötü hissetmemizi etkiliyor. Sosyal medyada ilgi gören ve tekrarlayan bazı paylaşımlar, insanları farklı biçimlerde etkileyebilir.
Benlik algısı ve özgüveni düşük insanlar, toplum tarafından beğenilen, ilgi gören mankenler, oyuncular ve şöhretlere özenip, onlar gibi olma, onlara benzeme çabasına girebilirler. Estetik operasyon haberleri, paylaşımları ve estetik merkezlerinin reklamları, estetik operasyonları sanki herkesin yaptırması gerekiyormuşçasına doğallaştırmaya ve kolaylaştırmaya başlamıştır.
Bireylerin estetik yaptırmaya karar verme süreci psikolojik olarak nasıl gerçekleşir?
Fiziksel bir kusur ya da işlev bozukluğundan kaynaklanan bir durumu düzeltmek amacıyla bir operasyon yapılması bireyin psikolojisini olumlu etkileyecek, kendini daha iyi hissetmesini sağlayacaktır. Ancak güzel görünmek ya da birine benzemek amaçlı bir operasyon kişinin sonrasında hayal kırıklığına uğramasına ve mutsuzluğa neden olabilir. Her insanın cilt ve iskelet yapısı eşsiz olduğundan birinde hoş görünen bir uzuv bir başkasında aynı etkiyi yaratmayacaktır. Dolayısıyla operasyon sonrasında memnuniyetsizliğe ve zaten zayıf olan benlik algısının daha da yaralanmasına neden olacaktır.
Estetik yaptırma isteğinin altında yatan nedenlerin farkında olmak önemlidir. Belirgin bir kusur olmamasına karşın sadece daha güzel, hoş görünmek amacıyla estetik yaptırılmak isteniyorsa yakınlarının ve operasyonu gerçekleştirecek uzmanın kişiyi psikolojik destek almaya yönlendirmesi gerekir.
Özellikle ergenlik dönemindeki hızlı fiziksel ve duygusal değişimler gençlerin beden algılarını olumsuz etkiler. Bu dönemde uzuvlar hızla büyümeye ve zaman zaman orantısız görünmeye neden olur. Ayrıca bu yaşlarda akranlar arasındaki acımasız eleştiri, yargılama ve etiketlemeler de gencin beden algısını olumsuz etkileyebilir. Bu dönemde estetik yaptırma isteği artmaktadır. Ailelerin bu süreçte genci doğru yönlendirmeleri önemlidir.
Ayrıca depresyonda ve yoğun kaygı içinde olmak, mükemmeliyetçi, takıntılı kişilik özellikleri kişinin beden algısını da etkileyebilir. Çok küçük bir kusur, takıntı haline gelir. Bu düzeldiğinde mutlu olacağına inanarak estetik operasyon isteyebilir. Ancak mutsuzluğun gerçek nedeni değişmediğinden beklenen değişim yaşanmayacak, ardından başka bir estetik isteği ile sonu gelmez bir estetik çılgınlığı oluşacaktır. Bu durum genellikle ergenlikte başlayıp, kişinin bedeniyle ilgili hayali bir kusur yaratmasına dayanan, kendini beğenmeme hastalığı olarak bilinen Dismorfofobi diye tanımlanan psikiyatrik hastalığa kadar gidebilir.
Birey kendini beğenmiyorsa estetik yaptırmadan önce kendisine olan güvenini nasıl güçlendirebilir?
Öncelikle neden kendini beğenmediğinin yani beğenmesine engel olan özelliklerinin farkına varması gerekir. Yüksek özgüven, olumlu benlik algısının sonucudur. Benlik algısı, çok küçük yaşlarda diğerlerinin bize karşı tutum ve davranışlarına bakarak geliştirdiğimiz kendimizi algılama biçimimizdir. Her insan aynı oranda değerli, önemli ve eşsizdir. Doğuştan sahip olduğumuz bu özbenliğe karşın diğerlerinin tutum ve davranışlarına bağlı bir benlik algısı geliştiririz. Kendini beğenme ya da beğenmeme diğerlerine bağlı gelişen bu benliğin sonucudur.
İşlevsel bir gereklilik olmamasına rağmen estetik yaptırma isteği duyuluyorsa öncelikle bireyin kendi potansiyeli, sınırları, yeterlilik ya da zayıflıkları konusunda farkındalık geliştirmesi özgüvenini güçlendirecektir.
Bireylerin kendine olan güvenini artırmak için estetik yaptırması bir çare midir?
Kişiyi rahatsız eden bir uzuv ya da bölgenin düzeltilmesi kişinin kendini daha hoş, güzel, rahat hissedip, daha kendine güvenli olmasını sağlayabilir. Bu durumda estetik bir çaredir ancak tekrar tekrar aynı bölge ya da başka bölgeler için de estetik olma isteği oluşuyorsa estetik çare olmaktan öte zarar veren, hastalık gelişmesine etken bir durumdur.
Estetik yaptırmayı düşünen bir kişi psikolojik açıdan nasıl yönlendirilmelidir?
Gençlerin estetik isteği karşısında, ailelere önemli bir sorumluluk düşmektedir. Kendileri genci estetikten vazgeçirmek için çaba gösterdiklerinde genç, durumu farklı algılayıp, inatla direnebilir. Ancak bir uzman desteği almak, gencin neden böyle bir gereksinim içinde olduğunu, bunun kendini iyi hissetmesinde bir çözüm olup olmadığını anlamasında yardımcı olacaktır.
Bir yetişkin, estetik isteği ile başvurduğunda, uzman ticari kazanç beklentisinden öte bu talebin gerçek bir gereklilik olup, olmadığını sorgulamalı ve bu isteğin psikolojik nedenleri olabileceğini söyleyerek psikolojik destek almaya yönlendirmelidir. Estetik isteğinin altında yatan psikolojik etkenleri göz ardı edip, ticari kazanç beklentisiyle her gelen estetik talebini gerçekleştirmek, operasyon sonrasında gelişecek hayal kırıklığı, memnuniyetsizlik vb. şikâyetler sonucunda operasyonu gerçekleştiren uzmana da zarar verecektir.
Röportaj: Dilay Argün
YORUMLAR