İnsanlar kendi mutluluklarını sabote edebiliyorlar. Aslında bu gündelik hayatlarının bir parçası. Nasıl mı?
1. Çok fazla özeleştiri yapıyorsunuz
Kafanızın içinde dönüp duran özeleştiriler genellikle kendi kendinizi başarısız olduğunuza dair ikna etmekle sonuçlanır. Eğer bu negatif yönlendirmeyi bastırmaya çalıştıysanız, bunu yapmanın zor olduğunun da farkındasınızdır. Maalesef çok güçlü ve görmezden gelinemez etkileri vardır. Bir noktada varlıkları sizi güvende tutmak amaçlı iken, yetişkinlik döneminde aynı amaca hizmet etmeyeceklerdir.
Çözüm: Bu eleştirileri bastırmaya çalışmak yerine, meraklı olun ve size gerçekten ne anlatmaya çalıştıklarını dinleyin. Yansıtılan korku neden kaynaklanıyor? Diğer parçalarınızın verecek ne cevabı var? Hiçbir karar tek taraflı değildir, öyleyse neden monoloğu diyaloğa çevirmeyesiniz? Aklınızdaki her sesin kendini ifade etmesine izin verin: İyi, kötü ve aradaki her şey.
2. Bilinmeyenin korkusu yerine kesin olanı seçiyorsunuz
Acı veren katiyeti bilinmeyenin riskine tercih etmek daha kolaydır. Eğer durumunuzdan memnun değilseniz, onu sadece siz değiştirebilirsiniz. Ve eğer nesnel olmak adına hayallerinizin peşinden gitmiyorsanız, çoğu insanın sadece içinde bulundukları durumun acısı bilinmeyenin korkusundan ağır bastığında harekete geçtiğini hatırlayın.
Çözüm: Dibe vurmayı bekleyebilir ya da değişikliklere açık olabilirsiniz. Eğer mutsuzsanız, bunun sonsuza dek sürmeyeceğini bilin, bir şeyler değişmek zorunda. Neden bu değişimleri kendi istediğiniz zamanda ve şekilde yapmayasınız?
3. Erteliyorsunuz
Kendinizi hazır hissetmediğiniz için ya da belki konfor alanından çıkmamak için ertelemeyi tercih edebilirsiniz ama bu sizin aleyhinize işleyen zamandır.
Çözüm: Eyleme geçmenizi engelleyen sınırlayıcı inancı belirlemekle başlayın. Sonrada bundan korkmayan bir insanın ne yapacağını kendinize sorun. Performans belirlemek, gerçekten istediğiniz bir şeyin peşine düşmenizi kolaylaştıracaktır.
4. Başarısızlıktan korkuyorsunuz
Başarısızlık korkusu, güvende hissetmek arzusundan başka bir şey değildir. Sorun ise eyleme geçmenizi engellemesidir. Bir başarısızlık yaşamanız sizi başarısız yapmaz. Tam tersi ilerde size yardımcı olacak dersler almanıza ve deneyim kazanmanıza yarar.
Çözüm: Kendinize sorun: Ne öğrendim? Ne işe yarar? Bir dahaki sefere hedefime nasıl yaklaşabilirim? Eğer kendinizi yine de başarısız hissederseniz, tarihteki denemekten vazgeçmeyen büyük isimleri hatırlayın.
5. Eski hatalarınızı affedemiyorsunuz
Herkes hata yapar. Hem de bol bol yapar. Ama her birinden alınan dersler vardır. Eğer çektiğiniz acıyı ve suçluluğu unutmaz, kendinizi affetmezseniz, şefkat geliştirmenin zamanı gelmiş demektir. Bu zor olabilir ama ilk adım eski hikayeleri kapatmak ve yenilerini yazmak için girişmek gerekliliğidir.
Çözüm: Hepsini serbest bırakın. Acılara tutunmak ve kendinizi cezalandırmak, ilerlemenizi engeller. Zamanı geri alamayacağınıza göre, geleceğe odaklanın.
6. Her şeyi kontrol etmeye çalışıyorsunuz
Sizi güvende hissettirecek güçlü kontrol ihtiyacı, aynı zamanda kapana kısılmanıza neden olur. İstediğinizi düşündüğünüz şeyin (örneğin bu bir iş ya da insan olabilir) peşini bırakmak, hayatınıza gelecek daha iyi ve büyük şeylere yer açar.
Çözüm: Her şeyi kontrol etmeye çalışmak sizi büyümenizi ve kabullenmenizi engeller. Değiştirebildiklerinizi değiştirin, değiştiremediklerinizi kabul edin ve aradaki farkı bilin.
7. Aşırı derece duygusal bağımlılık
Mutluluğunuz başkalarına bağlıysa, bunu kendi kendinize elde etme şansını kaybedersiniz. Başka insanlarla olan ilişkileriniz mutluluğunuza ve kendinize olan sevginize ayna tutmalıdır. Kendinize öncelik vermek bencillik değildir. Önceliği başkalarına verir ve daha bu yüzden onlardan nefret ederseniz, suçlayabileceğiniz tek kişi aslında kendinizsinizdir. Acı ama duygusal pişmanlıklar yaşamamak için bazen sınır koymak en iyisidir.
Çözüm: Kurtarılmayı beklemekten vazgeçin; kendi kendinizi kurtarın. Kendinizi daha güçlü kılmak için ne gerekiyor fark edin ve bunları uygulayın. Belki daha çok par kazanma zamanıdır ya da daha fazla arkadaş edinme, kendi ihtiyaçlarınızı karşılama… Ve eğer sınırları belirlemekte yeniyseniz, küçük şeyler üzerinden ödün verin, değerleriniz üzerinden değil.
8. Yapmak istemediğiniz şeyleri yapmaktan yorgun düşüyorsunuz
Eğer sosyal hayatınız heyecanlı olmak yerine yorucu ise, sorumluluklarınızı gözden geçirme zamanı gelmiş olabilir. Eğer hoşlanmadığınız insanlarla zaman geçiriyorsanız, gerçek arkadaşlık yerine yoldaşlık yaşıyor olabilirsiniz. Negatif bir insanla bir saat geçirmek, fiziksel ve ruhsal açıdan madende çalışmaktan daha yorucu olabilir.
Çözüm: Enerjinizi kime harcayacağınıza iyi karar verin. Negatif insanlardan mümkün olduğunca uzak durun.
9. Başkalarını suçluyorsunuz
Genellikle başkalarını suçladığınız şeyler sizin, kendinizi suçladığınız şeyler ise başkalarının suçudur. Suçlamak ya da suçluluk yaşanan durumu değiştirmez. Kimin suçu olduğu ya da sorumluluğu kimin aldığı bir yana, durumu değiştirmek beceriniz olmalıdır. “Her şeyin farklı olmasını isterdim” demek yerine, her şeyi farklılaştırmaya çalışmaya başlamalısınız.
Çözüm: Sorumluluk alın, sadece olanla ilgili değil, ne olmasını istediğinize dair de. Öz-bilinç, kişisel sorumluluklarınızı almanız için size cesaret ve tevazu verir.
10. İnsanları düzeltmeye çalışıyorsunuz
Başkalarını değiştirebilseniz bile, mutlu olamazsınız. Çünkü olay düzeltmek değil, güvende hissetmektir. Herkesi olduğu gibi kabul etmelisiniz, sizin olmalarını istediğiniz gibi değil.
Çözüm: Kontrol edebileceğiniz şeyi değiştirin: Kendinizi. Bu kendi beklentilerinizi belirlemeniz ve ona göre davranmanız demektir.
11. Mükemmeliyetçisiniz
Elinizden gelenin en iyisini yapmanız güzel ama mutluluğunuz sonucuna bağlıysa, kendi hayal kırıklığınızı kendiniz düzenliyorsunuz demektir. Hiçbir şey mükemmel değildir. ‘Siyah ya da beyaz’ tavrı, aradaki renkleri kaçırmanıza sebep olur.
Çözüm: Kendinize ‘neden’ diye sorun. Tabii ki dünyayı keşfetmek istiyorsunuz ama eğer süreç içinde kendinizi öldürüyorsanız, buna değmeyecektir. Bunun yerine kendinize daha fazla ne verebilirsiniz?
12. Kendinizi başkaları ile kıyaslıyorsunuz
Kıyaslamanın mutluluk hırsızı olduğunu söylerler. Kendi hayatınızdan memnun değilken, etrafınızdaki insanların çok iyi yaşamlar sürdüklerini düşünüyor olabilirsiniz. Halbuki hiçbirinin gerçek ayrıntılarını bilemezsiniz, sadece size yansıtılanları görürsünüz.
Çözüm: Kıyaslamanın diğer insanlardan kaynaklanmadığı ama sizin aslında neler istediğinizi yansıtan bir araç olduğunu fark edin. İlham, kıskançlığın sağlıklı yan etkisidir. Eğer sadece sahip olmadıklarınız üzerine odaklanırsanız, sahip olduklarınızın farkına varamazsınız. Eğer yine de kıyaslamaya ihtiyacınız varsa, bunu kendi kendinize yapın. Daha mutlu, sağlıklı ve güçlü olmayı isteyin.
13. Başkalarının ne düşündüğünü çok fazla önemsiyorsunuz
Çoğu insan, bilinçli ya da bilinçsiz şekilde, eylemlerini diğer insanların görüşler inin şekillendirmesine izin verir. Ve başkalarını etkilemeye kafanızı bu kadar taktığınızda, kendinizi değil onları memnun etmeye odaklanırsınız.
Çözüm: Diğer insanların görüşleri, sizinkilerden daha önemli değildir. Onların daha yaşlı, tecrübeli, başarılı ya da daha iyi eğitim alması önemli değil. Fikir sadece fikirdir ve sahibine aittir. Kendiniz için doğru olana yine sadece kendiniz karar verebilirsiniz.
14. Yardım istemekten korkuyorsunuz
Hiç kimse her şeyi bilemez. Çoğu insan bilir gibi davransa bile. Kendi kendine yetmenizi teşvik eden bu dünyada, insanlar savunmasız gözükmekten ölesiye çekiniyorlar. Bu korku tezahürü altında, mükemmel görünme arzusu, terk edilmeme korkusu ya da hoşa gitme arzusu ağır basıyor.
Çözüm: Yardım istemekte hiçbir sakınca yoktur. Sadece doğru insana yöneldiğinize emin olun. Sevgiliniz, arkadaşlarınız ya da ebeveynleriniz her zaman doğru kaynaklar olmak zorunda değildirler. Objektif olun.
15. İyi şeylerin tadını çıkarmıyorsunuz
Problemler üzerinde odaklanmak kolaydır, yanlış giden ya da başkalarının yaptığı tuhaf şeylerin de. Aslında bunlarla kendinizi o kadar bastırabilirsiniz ki iyi olanları görmeniz imkansızlaşır.
Çözüm: Bir dahaki sefere iyi bir şey gerçekleştiğinde, durun, nefes alın ve bunun için şükredin. Zevk almayı öğrenin ve mutluluğa biraz daha yaklaşın.
Kendi mutluluğunuzu sabote etmek, bir kerelik bir eylem değildir. Bir süreçtir. Kimse her zaman mutlu olamaz. Ama eğer en iyi eforunuzu kendinizi yargılamak, sorumluluklarınızdan kaçmak, başkalarını kontrol etmek için sarf ediyorsanız, sonsuza kadar bu durumda kalmayı garantiliyorsunuz demektir. Sonuçta, mutluluk sadece bir ruh hali değildir. Mutluluk, bir yaşam tarzı ve tercihtir.
YORUMLAR