"Beynimiz yeni bir fikre olumlu mu yoksa olumsuz mu yanıt vereceğine 30 saniyede karar veriyor” diye söylenir. Ama siz bu klişeye aldanmayın. Çeşit çeşit hileyle en huysuzlarına bile “Evet” dedirtmek mümkün. Şimdi dünyanın en büyük şirketlerinin bile kullandığı yeni bir ikna etme sırrından bahsedeceğim... Bırakın başkaları akşam yemeklerinden medet umsun, siz hemen kahvaltı yapılabilecek keyifli bir yerin arayışına girin. Bir süredir ikna edemediğiniz biri varsa o ilk kurban olsun, mükellef bir kahvaltı sofrasının kudretiyle söyledikleriniz karşınızdakinin aklına yatıyor mu görün. Ama ilk seferinde yine de, kahvaltı yapmayan, sabah agresifliği yaşama potansiyeli yüksek biri üzerinde bu yöntemi denemeyin; belki sonra. İşte 15 maddede kahvaltıdaki ikna gizemi...

1. Araştırmalar uyku sersemiyken duyduklarımıza inanma ihtimalimizin hiç olmadığından yüksek olduğuna vurgu yapıyor. Sabah saatlerinde reddetmeye daha az meyilliyiz.

2. Sabah saatlerinde günün diğer saatlerine kıyasla çok daha iyi, dinlenmiş ve iyimser hissederiz. Buluşma öncesi iki taraf da daha az stres yaşar. Dahası karşımızdaki evden daha yeni hazırlanıp çıktığı için makyajı, kıyafetiyle daha konforlu ve özgüvenli hisseder. Sizi daha yüksek motivasyonla dinler.

3. Karşınızdaki kişinin aklı günün devamında yapması gereken işlerde olması ihtimali yüksek olduğundan bu durum onun uzlaşma ihtimalini de yükseltir. Üstelik sizin tam meseleye girdiğiniz, konuşmanın en can alıcı kısmında kişinin telefonunun çalma olasılığı gün ortasında ya da sonlarına doğru telefonunun çalma ihtimalinden yaklaşık olarak yüzde 40 daha düşüktür.

4. Karşınızdaki kişinin günün diğer öğünlerine kıyasla kahvaltı için vakit ayırma ihtimali her zaman daha yüksektir. Bunun nedeni özellikle akşam saatlerinin özel zaman olarak gibi değerlendirilmesi. Malum, akşam yemeğine davet etmek başka anlamlara mahal verebilir.

5. Öğle ve akşam yemeği sofralarında avantaj sağladığı zannedilen alkolün aslında ikna etmede size yardımcı olmasını bırakın, yanlış anlaşılmalara ve gereksiz tartışmalara daha çok sebep olabiliyor. ‘Başarılı İnsanlar Kahvaltıdan Önce Ne Yapıyor?’ kitabının yazarı Amerikalı Laura Vanderkam’a göre, “Toplantıda alkol olmaması farklı bir yaklaşım getiriyor. İnsanlar daha çok odaklanabiliyor” yorgunluk olmaz, iknaya açıktır.

6. Sabah saatlerinde dikkat dağıtacak kalabalık ve gürültü olmaz. Kahvaltı saatleri akşam iş çıkış trafiğinden nispeten daha iyidir. Restoranda çalışanlar günün diğer saatlerine kıyasla genellikle daha iyi hizmet eder, daha güleryüzlüdür.

7. Günün ilk saatlerinde şüphesiz sizin de ikna etme kabiliyetiniz ve gücünüz daha fazla olur. Ne sizin ne de karşınızdakinin aklı geride bıraktığınız günde yaşananlarda da olmaz. Üstelik günün ilk öğünü için masaya oturduğumuzda yaratıcılık seviyemiz de daha fazladır, daha hızlı ve stratejik hamlelerde bulunma ihtimali yüksektir.

8. Günün en önemli öğünü olan kahvaltı stresi azalttığı, zihinsel ve fiziksel rahatlama sağladığı pek çok bilimsel çalışmayla ortaya kondu. Bunlardan biri de İngiltere’den... Brighton’daki Sussex Innovation Centre’da yapılan bir çalışmaya göre kahvaltı anksiyeteyi yüzde 89 oranında azaltıyor.

9. Kahvaltı masasındaki ikna etme süresi daha verimli geçer. Mesele uzadıkça uzamaz ki bu karşınızdakinin uyumayı, evine gitmeyi, görüşmeyi kısa kesmesini hayal etmesinin önüne geçer.

10. Çay ve kahve tüketimi sayesinde verilmek istenen mesajın karşınızdaki tarafından doğru algılanması ve olayı iyi tarafından görme olasılığı artar. Öğle ve akşam yemeklerindeki gibi yediklerinde aşırıya kaçıp kendini rahatsız hissetme ihtimali de epey azdır.

11. Kahvaltı daha az maliyetli olduğundan cebinizi de yakmaz. Günün erken saatlerinde, belki henüz 09.00 bile olmadan makul bir faturayla karşınızdakiyle pazarlığı bitirmiş olursunuz.

12. Büyük çoğunluk erken saatte yapılan kahvaltı süresince çalıştığından sizden rol çalan da olmaz. Siz kendisini ikna etmeye kıvranırken kafasını çelecek, yakında bir şeyler içen arkadaşı olmayacak.

13. Kültürümüzde kahvaltı masaları her daim önemlidir, daha samimidir. Kişi de size bu ortamda daha ılımlı yaklaşır. Üstelik karşımızdakine olan güven duygusu sabah saatlerinde daha yüksek.

14. Öğle arasında işyerinden izin almak da akşam yemeğine yetişmek de her zaman daha zahmetlidir.

15. Kendimizi en çok günün ilk öğününde yediklerimizden sonra iyi hissederiz.

İknanın olmazsa olmazları

• Bir kere durum erkeklerde ve kadınlarda farklı işliyor, bunu bir kabul edelim. Kadınlar yüz yüzeyken daha kolay ikna olabiliyorken, erkekler bunu çok dert etmiyor. Öyle ki mail, erkeklerin özellikle karşı cinsleri söz konusu olduğunda en sık ve kolay ikna olduğu platform.

• Durum ne olursa olsun, karşınızdakinin ağzından çıkacak bir ‘evet’ sizin için önemliyse göz kontağı kurmayı ve yüzünüzde gülümsemeyi asla eksik etmeyin.

• Taklit edin. Buna ‘ayna etkisi’ de deniyor. Mesela bacak bacak üstüne attıysa siz de atın, saçıyla oynuyorsa siz de kendi elinizi yavaşça saçınıza götürün. Karşınızdaki kişinin hareketlerinin benzerini yaparsanız size duyduğu güven duygusunda artış görülüyor. Elbette çok belli etmeden bunu yapmakta fayda var.

• Kafasının karışık olduğunu fark ederseniz bunu fırsat bilin. Elbette ters de tepebilir ama bu zayıf anında onay alma ihtimaliniz artar.

• Herhangi bir şey için teşekkür ediyorsa bunu mutlaka fırsat bilin.

• Amaç için kuşanın. Özenli giyinerek karşısına çıkın.

• Daha samimi bir ortam yaratmak için karşısına değil yanına oturmayı unutmayın.

• Karşınızdakine kendini biraz suçlu hissettirin, gözünü korkutun. Kaybetme korkusuyla hayır deme niyeti varsa bile öneriye daha pozitif yaklaşır... Vurucu kelimeler seçmekten kaçınmayın.

• Konuşmasına meydan bırakın. Gururunu okşayın.

• Çok da fazla düşünmesine, değerlendirme yapmasına fırsat vermeyin.

• “Bunu yapamıyorsan bari şunu yap” en sık kullanılan bir diğer ikna taktiklerinden.

• Konuşmanıza sayılar ve araştırmalar serpiştirin. Bu size duyulan güveni artırır ama diğer yandan da kafa karıştırıcı olabilir. Kensington California’dan iletişim danışmanı ve “Beyond Bullet Points” isimli kitabın yazarı Cliff Atkinson, ikna etmek için hikâye anlatanın önemine vurgu yapıyor ve “Öyküler kadar akılda kalıcı olmayan durum ve rakamların ötesine geçin” diyor. Steve Jobs’un bu yöntemi en iyi kullanan isimlerden biri olduğu söylenirdi.

• Baktınız hiç olmuyor, öfkelendirerek ikna etmek de bir yöntem olabilir.