X

Balıkçı Hasan amca dur elindeki kasayı bırak. Beklesin istavritler. Halime teyze silkeleme şimdi halıyı sen de dur. Baksanız ya etrafınıza çiçek açmış ağaçlar hem pembe hem beyaz hem lila hepsi ayrı renk.


Şimdi başınızı kaldırın göğe. Sessiz olun duyacaksınız kuş cıvıltılarını. Silinsin kulaklarınızdan kıştan kalan artıklar. Haydi biraz daha dinleyin. İçinize çekin bu kokuyu doğa uyanıyor. Durmayın, ertelemeyin. Ne işiniz varsa bırakın, gelin şehre bahar geliyor.


Ama gözler aralanmış. Çok mu işiniz var?


Nefise teyze tezgaha dizilecek meyveler mi bekliyor dedin? Daha o kasalarda sebzeler mi var?Kulaklarım seni duymuyor. Çünkü sen de kapatıyorsun gözlerini nefes almaya devam ediyoruz.


Hem bu sızlanma niye Çakır amca. Daha dün bu kış epey çetin geçti soğuktan ayakkabı boyarken tir tir titredim diyen sen değil miydin?


Biliyorum her mevsimin tadı bir başka ama bahar bambaşka. Tıpkı en sevdiğimiz tatlıyı yedimizde damağımızda kalan tat gibi.


Ne kadar nazlandınız. Çekin şu bahar kokusundan içinize derin derin sonra bakın nasıl iyi gelecek sizlerin de çiçekler açacak her yanınız, dolacak her dalınıza neşe sesleri. Ortalık aydınlanacak, gökyüzü gibi önce bulutları aralayıp sonra güneşe merhaba diyeceksiniz. Kargalar gelecek balkonunuza kim bilir belki çamaşırdaki mandalınızı alıp kaçacak. Yetişemeyeceksiniz.


Deniz nasıl da kış sonrası özür diler gibi bakıyor sakin sakin.

'Gökkuşağı mı?' demiştim size. Çakır amca nasıl renkli değil mi?

Hepimiz iş güç derken neleri ertelemiyoruz neleri.

Baharı, mevsimleri günün o eşsiz doğusunu derken boş boş avuçlar yeni başlangıçlar.

Şefik amca bu sabah yüzünde değişik bir eda eşliğinde ışıltılı bir gülüş var senin.

Bahar için mi uyandın bu sabah? Dur nereye gidiyorsun?

Tuvaline mi anlatacaksın her şeyi?

Bekle lütfen rengarenk balonlarımı alıp ben de geliyorum. Kim bilir belki aşık olurum.