HT Hayat Anasayfa Tıptaki erkek egemenliği kadın sağlığını ‘harcadı’ | Sağlık

Tıp tarihinin en erken dönemlerinden itibaren, kadınlar erkeklerin eksik versiyonları olarak kabul edildi. Yunan filozofu Aristoteles, "Hayvanların Üremesi Üzerine" adlı eserinde, kadını eksik bir erkek olarak nitelendirdi ve bu inanç, Batı tıp kültüründe de devam etti.


Avustralya'daki Monash Üniversitesi'nden halk sağlığı araştırmacısı Dr. Kate Young, "Kayıtlı tarihin büyük bir kısmında, kadınlar tıbbi ve bilimsel bilgi üretiminden dışlanmıştır. Dolayısıyla, esasında erkekler tarafından erkekler için yapılmış bir sağlık sistemiyle ve toplumun diğer alanlarıyla karşı karşıya kaldık," ifadelerini kullandı.


Young'ın araştırmaları, doktorların bilgi boşluklarını ‘histeri’ hikayeleriyle doldurduğunu ortaya çıkardı. Özellikle kadınlar doktora defalarca geri dönüp, kurtarılmayı inatla reddettiklerinde yaygın koyulan bir teşhisti histeri.


Endometriyozis ‘gerçek’ bir hastalıktır

Young, Feminizm & Psikoloji dergisinde yayımlanan bir araştırma makalesinde, "Tarihsel histeri söylemi, tedaviden fayda görmeyen veya hastalıklarına doktorlarınınkinin aksine bir algıya sahip olan 'zor' kadınlar konuşulurken çoğunlukla benimsenmiştir," diyerek açıklıyor ve şöyle devam ediyor:


“Tıp, kendi bilgisinin sınırlarını kabullenmek yerine, kadınların hastalıklarını kabul etmelerini, yaşam tarzlarında değişiklik yapmalarını ve eş ile anne gibi toplumsal cinsiyet rollerine uygun davranmalarını bekler. Bu beklentiler karşılanmadığında veya kadınlar bu rollerin dışına çıktığında, çevrelerinde ahlaki eleştiriler oluşur; bu kadınlar, mantıksız ve sorumsuz olarak damgalanır. Bu durum, tıbbın, bedeni tam anlamıyla kontrol edememe durumunda sıklıkla başvurduğu bir çıkış yoludur.”


Young’un araştırmaları, endometriyozis hastalarının çoğu zaman doktorlar tarafından "histerik eğilimlere sahip üreme bedenleri" olarak görüldüğünü vurguluyor. Young, bir jinekoloğun kendisine "Deli insanlar mı endometriyozis teşhisi alır yoksa endometriyozis mi sizi deli eder? Muhtemelen ikisinden de biraz” dediğini anlatıyor. Bir başkası da durumu, “Jinekolojide patoloji kadar, psikoloji de işin içinde.”



Erkek bedenine dayalı tıp araştırmaları

Doktorlar, bilim insanları ve araştırmacıların çoğunlukla erkek olmasının yanı sıra, tıp biliminde incelenen hücrelerin, hayvanların ve insanların da çoğunlukla erkek olması, tıpta gördüğümüz ilerlemelerin çoğunun erkek biyolojisinin incelenmesinden geldiğini gösteriyor.


Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Sağlık Enstitüleri'nde (NIH) kadın sağlığı araştırmaları yardımcı direktörü Dr. Janine Austin Clayton, New York Times'a verdiği demeçte sonucun şöyle olduğunu belirtiyor: "Kadın biyolojisi hakkında, erkek biyolojisine kıyasla her yönüyle daha az şey biliyoruz."


Tıp, kadınları her zaman öncelikle üreme organları olan varlıklar olarak gördü. Üreme organlarımız, erkeklerden en büyük fark kaynağıydı - ve farklı oldukları için, gizemli ve şüpheliydi. Ancak bu farkın sonucu, uzun bir süre tıbbın bu farkın tek fark olduğunu varsaymasıydı. Kadınların üreme organları vardı, bu yüzden üremeleri gerekiyordu ve onların dışındaki her şey ilgisiz kabul ediliyordu.


Yirminci yüzyılın başlarında, hormonları üreten endokrin sistem keşfedildi. Tıbbi zihinler için, bu, kadınlar ve erkekler arasında bir başka farkı temsil ediyordu ve tüm kadın hastalıklarının başlıca faili olarak uterusu geride bıraktı.


Yine de, tıp diğer tüm organların ve işlevlerin erkeklerde ve kadınlarda aynı şekilde çalışacağına inanmaya devam etti, bu yüzden kadınların incelenmesine gerek yoktu. Aksine, araştırmacılar, kemirgenlerde adet döngüsü boyunca hormonların değişken salınımının bir çalışmaya çok fazla değişken getirdiğini, bu yüzden dişilerin incelenemeyeceğini söylediler.


Kadınlarda farklı şekilde ortaya çıkan hastalıklar sık sık gözden kaçırılıyor veya yanlış teşhis ediliyor ve çoğunlukla kadınları etkileyen hastalıklar büyük ölçüde bir muamma olarak kalıyor: Az incelenmiş, az tedavi edilmiş ve sıklıkla yanlış teşhis edilmiş veya teşhis edilmemiş. Bu, hem tıbbi uygulama hem de kadınların sağlığı için büyük sonuçlar doğuruyor.


Tıpta toplumsal cinsiyet eşitsizliği

Young'ın savunduğu gibi: "Tıp, kadın ve erkek bedenlerini farklı ama eşit olmayan olarak tanımlar; tarih boyunca tıbbi metinlerin analizleri, erkek bedeninin üstün olarak inşa edildiğini ve bedenlerin değerlendirildiği şablon olarak kabul edildiğini gösterir. Kadın bedeninin erkekten farklı olan her yönü veya erkek karşılaştırması yapılamayan (uterus örneğinde olduğu gibi) her yönü, sapma veya 'arızanın' kanıtı olarak görülür."


"Kadınlar çocuk doğurabilir olduğu için, tıbbi söylem kadınları bedenle ve erkekleri zihinle ilişkilendirir, bu ikili ayrım kamu-özel ayrımını pekiştirir ve pekiştirilir... Kadınların kamu katkısını sınırlamanın yanı sıra, bu inançlar, kadınlarda hastalık ve hastalığın açıklanma modelini tıbba sağlar: 'biyolojik kaderi' reddetmek, Platon'un gezgin rahim teorisini öne sürdüğü gibi, her türlü hastalığı davet eder."


Bu, çoğunlukla kadınları etkileyen birçok durumda görülür: endometriyozisli kadınlara, hastalığın geç çocuk sahibi olmanın neden olduğu veya hamileliğin onu iyileştireceği söylenir; meme kanseri olan kadınlara da bir zamanlar bu sözler söylenmişti, ta ki araştırmalarda ilerleme kaydedilene (bu da sadece kadınların daha iyi bilgi ve tedaviler için kampanya yapması sonucunda gerçekleşti) ve aksi kanıtlanana kadar.


Kadın sağlığı gerçekten araştırılıyor mu?

80'lerde ABD'de bir grup kadın bilim insanı, kadınlarla ilgili daha iyi sağlık araştırmaları yapılması için kampanya yürütmek amacıyla bir topluluk oluşturdu; bu topluluk şimdi Kadın Sağlığı Araştırmaları Derneği olarak biliniyor. Bu grup, ABD Kongresi üyeleriyle iş birliği yaparak, tıbbi araştırmalardaki farklılıklara ve kadın sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çekti.


1985'te, ABD Halk Sağlığı Servisi Kadın Sağlığı Görev Gücü tarafından hazırlanan bir rapor, "kadın sağlığı konularına yönelik tarihsel araştırma eksikliğinin, kadınlara sunulan sağlık bilgisinin kalitesini ve aldıkları sağlık hizmetini olumsuz etkilediği" konusunda uyarıda bulundu.


Kampanya, bu erkek egemenliğinden kaynaklanan saçmalıklara dikkat çekti. Maya Dusenbery, 2018 tarihli “Zarar Verme” adlı kitabında bunları özetledi.


Dusenbery, 60'ların başlarında, "kadınların menopoz sonrası östrojen seviyeleri düştüğünde kalp hastalığı oranlarının düşük olduğunu gözlemleyen araştırmacılar, hormonla takviyenin etkili bir önleyici tedavi olup olmadığını incelemek için ilk deneyi yaptı. Çalışmaya 8,341 erkek dahil edilirken, hiç kadın dahil edilmedi... ve Rockefeller Üniversitesi'nden, obezitenin meme ve rahim kanserini nasıl etkilediğine bakılan, Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından desteklenen bir pilot çalışmaya tek bir kadın bile dahil edilmedi" diye belirtiyor.


"1958’de başlayan ve ‘normal insan yaşlanmasını araştırdığını iddia eden ‘Baltimore araştırması’, ilk 20 yıl boyunca hiç kadın kaydetmedi. Günlük bir aspirin almanın kalp hastalığı riskini azaltabileceğini son zamanlarda sonuçlandıran Doktorların Sağlık Çalışması ise; 22 bin 71 erkek üzerinde ve SIFIR kadın üzerinde yapıldı. 1982 Çoklu Risk Faktörü Müdahale Denemesi, diyet değişikliği ve egzersizin kalp hastalığını önlemeye yardımcı olup olmadığını inceledi: Sadece 13 bin erkek üzerinde."


Bu erkek egemenliğinin araştırmalardaki sonucu, klinik uygulamanın ötesine geçiyor. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından 1997 ve 2000 yılları arasında ciddi yan etkiler nedeniyle piyasadan çekilen 10 reçeteli ilaçtan sekizi, kadınlarda daha büyük sağlık riskleri oluşturdu. 2018 tarihli bir çalışma, bunun "temel, ön klinik ve klinik araştırmalardaki ciddi erkek egemenliği" sonucu olduğunu buldu.



Kaynak: Gabrielle Jackson. "Why don't doctors trust women? Because they don't know much about us". Şuradan alındı: https://www.theguardian.com/books/2019/sep/02/why-dont-doctors-trust-women-because-they-dont-know-much-about-us. (01.09.2019).




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.