HT Hayat Anasayfa “Yapma hastalığı” ve bir türlü susup oturmayan zihin | Sağlık

“İnsanlığın tüm sorunları, insanın tek başına bir odada sessizce oturamamasından kaynaklanır.” -Blaise Pascal


Birkaç anaokulu yan yana dizilmiş, belli ki buraların havalı muhitlerinden biri. Otobüsle hızlıca önlerinden geçerken gözlerim bir sözcüğü seçiyor: “Başarı”. Başarı Bahçesi. Başarılı Minikler. Başarı Koleji. Artık her ne idiyse. Bir anaokulu bize ne tür bir başarı vaat edebilir ki?


Başarı odaklı modern sistemlerin bizi tükettiğinin artık hepimiz farkındayız. Yeteneğin yok mu? Vardır, hepsini keşfet, hem de hemen. Yeteneklerini hemen kullanmaya başla, boşu boşuna mı yaşayacaksın? Üret, kendini göster, çünkü başarabilirsin. Sen sana söylenenlerden fazlasısın. Yapabilirsin. Başarabilirsin!


Henüz okul öncesi çağından itibaren sürekli bir “başarma” baskısı duyuyor ve buna neredeyse alışıyoruz. Yaşamda var olabilmek, geçinebilmek için elbette öylece durmaktan daha fazlasını yapmamız gerekiyor ancak, bu yapma halinin hastalıklı bir kovalamacaya dönüştüğü noktaları da fark etmek gerek.


Dublin Üniversitesi’nde felsefe bölümü başkanı Dr. Brian O’Conner, “Aylaklık” kitabında şöyle diyor: “Büyük filozoflar, batı medeniyetinin meşgul dünyasının dışında var olan yaşam biçimlerinden öğrenecek hiçbir şeyimiz olmadığını savundular. Ancak bugün sahip olduğumuz dünyanın çok fazla çaba karşısında çok az mutluluk getirdiğine dair bir önsezimiz varsa, diğer yaşam biçimlerinden neler öğrenebileceğimizi görmek gerek. Aylaklığın ya da en azından, şu anda gerçekten hiçbir şey yapmamamızı neyin engellediğini düşünme girişimindeki özgürlük potansiyeli, keşfetmeye değer görünüyor.”


O’Connor’a göre, boş zamanlarımıza daha fazla kıymet vermemiz ve bize sadece daha iyi iş olanakları ya da daha fazla prestij getirecek yetenekler için değil, hayattan daha fazla keyif almamızı sağlayacak yetenekleri geliştirmek için de zaman ayırmamız gerekiyor.



Hiçbir şey yapmama sanatı

Aynı anda birçok şey yapabiliyor olmak (multi-tasking) ne zaman bu kadar övünülecek bir yetenek haline geldi?


Avustralyalı Psikolog Dr. Marny Lishman, eskiden herkesin tek bir rolü ve işi olduğunu, insanların işlerini sıraya koyarak hallettiğini ancak, günümüzde kendimizden hep çok daha fazlasını beklemeye başladığımızı anlatıyor: “Artık hepimiz çoklu görevleri üstleniyoruz, daha da meşgul hale geliyoruz ve daha çok yaptıkça, daha çok yapmaya daha fazla alışıyoruz.” Linshman’a göre, daha fazla yaptıkça, daha fazlasını yapmaya da bağımlı hale geliyoruz:


"Üretken olduğunuz için kendinizi iyi hissediyorsunuz, bu da diğer tüm bağımlılıklarda olduğu gibi, bir dopamin salınımına neden oluyor.” Bu dopamin patlaması, kalp atış hızımızı ve kan basıncımızı artırarak, sinir sistemini uyarıyor. Araştırmalar gösteriyor ki, dopamin salınımı, yaptığımız iş her neyse daha fazlasını üstlenme motivasyonumuzu arttırıyor. Ve böylece “üretkenlik bağımlılığı” döngüsü de devam ediyor.


Lishman, bu döngünün beden ve zihin üzerinde oluşturabileceği baskı hakkında, "Bu üretkenlik bağımlılığı bir süreliğine iyi olsa da, uzun vadede sizin için iyi değil" diyor. Çünkü aslında sürekli bir eylem döngüsü, zamanla daha az üretken bir döngüye dönüşüyor. Yani yaptıkça yapıyoruz, evet, ancak daha fazla yaptıkça, daha az yapabilir hale geliyoruz. "Herhangi bir şeyi çok fazla yapıyorsanız, bu hayatınızın geri kalanını dengeleyemediğiniz ve sonunda bitkin düştüğünüz anlamına gelir. Eğer biraz boş zaman yaratırsanız, daha çok dinlenirseniz ve biraz sosyalleşirseniz, sonunda daha üretken olursunuz. Beyninize ve vücudunuza yenilenmesi, şarj olması için bir şans vermiş olursunuz.”


Neticede anlıyoruz ki, hiçbir şey yapmama sanatında ustalaşmak, bizi daha üretken, daha verimli ve daha başarılı hale getirebilir. O halde “hayatta başarılı olmak” ile ilgili inançlarımızın, yargılarımızın neler olduğunu gözden geçirmek gerek. Eğer daha başarılı olmak, daha iyi koşullarda yaşamak, daha “çok” yaşamak için hep daha fazlasını yapmanız gerektiğini düşünüyor ve bitkin düşüyorsanız, hiçbir şey yapmamak için de vakit ayırmayı ciddi ciddi düşünmeye başlamanız gerek.




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.