X

Şimdiden bir açık hava müzesine dönüşen park ve çevresinde günlerdir hatıra fotoğrafı çektiren mi istersiniz, yoksa sanat galerisi gibi ziyaret eden, film izleyen, çoluk çocuk piknik yapan, yogaya başlayan, namaz kılan, hatta ekip biçen mi... Orada her şey ve herkes vardı. İşte M. K. Perker’in çizgileriyle, olup biteni anlama kılavuzu...

Parktan kesitler

Gezi parkı çocuk atölyesi

Yanlarına uğradığımda atölyedeki çalışanlar arasında oyuncu Demet Evgar da vardı. Yerde boyalar, fırçalar, ortada kocaman bir karton kâğıt, etrafında da 5-7minik... Hedef tek bir boş alan bile bırakmamak. Bir saat sonra tekrar geçtim önlerinden. Resim tamamlanmıştı. Temalar malum; ağaç, çiçek, ay- yıldız, kelebek, güneş...


Hamaktaki adam

Gezi’nin en ikonik görüntülerinden biri. Parkın Harbiye çıkışına yakın bir ağacın tepesine konumlandırdığı hamağında, genelde kitap okur vaziyette görüyorsunuz onu. Yaşlı genç herkes bir durup fotoğrafını çekiyor. Artık alışmış, hiç istifini bozmuyor. Bir ara uyuduğunu gördüm. Teyzeler aşağıdan bakıp “Düşmesin sakın. Farkına varmaz da bir an devriliverir, Allah korusun” diyorlardı.


Açık hava sineması

Gezi’deki sinemada, Charlie Chaplin’in “Modern Zamanlar”ı, başrollerinde Adile Naşit ve Münir Özkul’un oynadığı Neşeli Günler gibi kült filmler gösteriliyor. Parkın teyzeleri “Arkadaşlar, şu an gezi parkında bazı teyzeler yiyecek ikram ederken orantısız ısrar uyguluyor. Provokasyonlara gelmeyin, yeminle tıkandım.” Geçen günlerde Twitter’da en çok paylaşılan sözlerden biriydi bu. “Gezi teyzeleri” gündüzden yaptıkları yemeklerini kapıp tencereleriyle akşam18.00- 20.00 arası parkta beliriveriyor. Mönüde genelde zeytinyağlılar, börekler, erişteler var. Kimileriyle de sabah karşılaşıyorsunuz. Gençlerle bol bol fotoğraf çektiriyorlar. “Okuyor musun, annen baban ne iş yapıyor” diye sorup yanaklardan makas almayı ihmal etmeden tabii.


Yoga yapanlar

Çok eleştirildiler. Alkışlayanlar da oldu, anlam veremeyenler de. Twitter’da “Gezi’de yoga yapalım” çağrısının öncülerinden, kişisel gelişim uzmanı Yasemin Soysal tam olarak ne yaptıklarını şöyle açıklıyor: “Yoga yapalım, derken farkındalığı yüksek insanlar da oraya gelsin istedik. Kritik kütle sayısı diye bir şey vardır. Yani bir yerde barış, sevgi, özgürlük isteyen insanlar çoğunluktaysa bir süre sonra hiç temas halinde olmamalarına rağmen diğer insanlar da böyle düşünmeye başlar. Orada iyi bir enerji ortamı yaratmak istedik.”


Seyyar satıcılar

Parkta konaklayanlar değil de genelde “Bir arkadaşa bakıp çıkacaktım” der gibi gelenler seyyar satıcılardan alışveriş yapıyor. Kuruyemiş piyasasındaki son durum şöyle; en çok çekirdek gidiyor, ikinci sırada tuzlu fıstık var. Salatalık satanlar hallerinden pek memnun sayılmaz. Gelenler genelde fotoğraf çekip gidiyor “Satış öyle aman aman değil” diyorlar. En rağbet görenler hiç kuşkusuz karpuzcular. Sayıları bir hayli fazla yalnız, parkın en tenha zamanlarında bile 8-10 tane oluyor, rekabet var. Sabah 09.30’dan gece 01.00’e kadar oradalar. Park kalabalıkken bir tezgâhta günde 30-35 tane karpuz kestikleri oluyormuş. Öyle dediler.



Kütüphaneler

Açıkhava kütüphanesinden sadece bir kitap alabiliyorsunuz. Diğerinden istediğiniz kadar. Yalnız 6 poşet dolusu kitap götürenlere biraz alınıyorlar. Bağış usulü çalışılıyor tabii. Seçenekler de çok: Mai ve Siyah’tan tutun da Aile Şirketleri Yönetim Rehberi’ne kadar... “En çok roman gidiyor” diyorlar. Daha çok Yaşar Kemal, Sabahattin Ali, Yusuf Atılgan, Borges, Foucault, Alber Camus ve Birhan Keskin gibi isimler talep ediliyormuş. Ha, bu arada bir de çocuk kitapları olan bir kütüphane var. Etrafta öyle aman aman bir çocuk popülasyonu yok halbuki. “İnsanlar alsın çocuklarına da götürsün diye mi” diye sordum; “O da olur” dediler.

Gezi bostanı

Gezi’nin Harbiye’ye bakan tarafında tarıma da geçilmiş. Domates, biber, patlıcan fide olarak; salatalık, fasulye, 3-4 çeşit çiçek tohumuyla topraktaydı...


Revir

İşleri çok zor. Her revirde bir profesör var, diğerleri genelde tıp öğrencileri. Devlet hastanelerindeki yoğunluğu aratmayacak türden bir kalabalıkla karşı karşıyalar. “Günde 300 hastaya baktığımız oldu” dediler. Polisin herhangi bir müdahalesi durumunda Beşiktaş, Harbiye, Sıraselviler taraflarına akın ettiler.


Müzisyenler

Geleneksel parçaların sözlerini gündeme uygun bir şekilde değiştirmeleri olsun, ansızın belirip oynak ritimlerle sizi havaya sokmaları olsun... Parkı festival alanına çevirenler onlar.

Yemekler

Size garanti veriyorum, bir gününüzü Gezi’de geçirin, cebinizden beş kuruş çıkmadan yer, içer, doyarsınız. Vegan mutfak bile var. Gönüllü aşçılar çalışıyor. Yer yer bedava erzak ve içecek dağıtan “cafe”lere ve tezgâhlara rastlıyorsunuz. Hemen her köşe başında sokak hayvanları için yem de bulunuyor.

Tuvalet

Parkın kendi tuvaleti dışında seyyar tuvaletler de var. Civardaki 4 otel de bu konuda destek veriyor.


Duvar ve sokak yazıları



Haber: Pınar Erbaş