Türkiye'ye özgü şeyler
Kültürümüzde ve alışkanlıklarımızda yer etmiş bazı şeyler, Türkiye'ye ilk kez gelenleri şaşırtabiliyor.
Misafirin ne zaman geleceği kendine, ne zaman gideceği ise ev sahibine kalmıştır. Misafir ağırlamanın gurur verici bir şey olduğu bir kültürde, ev sahibiniz evinden kolay kolay gitmenize izin vermez. Kısa bir akşam ziyareti, yemek, çay, tatlı ve meyve ikramları derken saatleri bulur.
Taze Türk lokumu, tatlı bir bulutu ısırmak gibidir. Birçok farklı türü vardır; kavrulmuş Antep Fıstıklı, narlı, limonlu ya da naneli. Ve genellikle şekerli krema ya da hindistancevizi ile kaplıdır. Bazı şehirlerin kendilerine özgü lokum çeşitleri vardır; Starbucks bile kahve aromasıyla geleneksel lokuma kendi dokunuşunu yapmıştır.
İncelikli kahvaltılar, hemen Türk kültürünün en sevdiğiniz özelliği haline gelebilir. Salatalık, domates, zeytin, yumurta, peynir çeşitleri ve taze ekmek, her kahvaltı masasının olmazsa olmazıdır. Ve tabii ki bolca çay!
Türkler, dans etme bahanesi bulmakta hiç güçlük çekmezler. Halay, horon gibi danslar, her türlü neşeli olaya verilebilecek bir tepki olarak herkes tarafından kabul görürler. Doğum, maçta bir gol ya da seçim kutlaması, birinin elini tutup oynamaya başlamak için yeterlidir.
Avrupa’dan Asya’ya 4 dakikalık bir yolculuk mu? Evet, etkileyici; ama saçınıza vuran rüzgarın, Kız Kulesi’ni, Ayasofya’yı vapurla geçmenin verdiği büyülü hissin yerini asla tutamaz.
Limon kolonyası ile bir kebapçıda yemekten sonra, ev ziyaretlerinde, hasta ziyaretlerinde, özellikle de bayramlarda karşılaşmanız olasıdır. Yararları saymakla bitmez; bayılmış kişiyi ayıltır, yağlı saçı tazeler, lekeleri çıkarmak için kullanılır vs.
Mahalledeki çaycının elinde ince belli bardak çaylarla ortaya çıkması, yalnızca bir dahili telefona bakar. Müşterilere ve misafirlere ikram edilen çay, hem ticaretin, hem alışverişin hem de dedikodunun ana malzemesidir.
Türkçe sondan eklemeli bir dildir; yani boşluk tuşuna basmakla vakit kaybetmektense kelimelerin sonuna hece eklemeyi tercih ederiz. İngilizce ile 10 kelime kullanılarak kurulabilen bir cümle, Türkçe’de tek bir kelime ile ifade edilebilir: temizlettirmeyecekmişsiniz gibi.
Türk berberler, sinekkaydı tıraşın anlamını bir adım öteye taşırlar. Bir ustura ve bir kalıp sabun kullanarak cildinizin yeni doğmuş bir bebeğinkine benzemesini sağlarlar. Yanaklarınızdaki istenmeyen tüylerden ustaca kurtulurlar.
Türkiye’de yurtiçi hava yolculuğu ucuz olsa da 30.000 ft yukarıdan manzara izlemeye çalışmak büyük kayıp olur. Neyse ki uzun mesafeli otobüs yolculukları, bir uçağın sağladığı tüm konforlara sahip: okuma ışıkları, kişisel tv, internet, görevli, çay, kahve ve şanslıysanız küçük bir dondurma. Eksik olan tek şey, tuvalet. Onu da yol üstündeki devasa tesislerde hallediyorsunuz zaten...
Yoldan aşağı, yaya bir şekilde davul-zurna eşliğinde gelen bir düğün konvoyu gördüğünüzde, bunu bir davet olarak algılayın. Bir restoran ya da oteldeki yemekli bir düğünde çok uygun olmasa da bir köy ya da mahalle düğününde ne kadar çok, o kadar iyi!
Türk kahvesinin 40 yıllık hatırı olduğuna inanılır; kahveyi içen ikram edene nezaket borçlanır. Geleneksel kahve kültürü, yavaşça içmektir, birlikteliktir. Paylaşılan deneyim, arkadaşlığı yıllar boyu mühürler.
Çorbalar, pilavlar, etler, sebzeler, salatalar, mezeler havada uçuştu ve koca bir sofrayı silip süpürdünüz. Ama her şey daha yeni başlıyor. Daha bol şerbetli tatlılar, baklavalar yenecek, üzerine meyve gelecek, çayın yanında fındık fıstık atıştırmalık, kahvenin yanında lokum da olacak ve o yemek sonsuza dek sürecek. Şaşırmayın.