Dizi karakterlerini genelde hayatımızın bir parçası haline getiririz, hatta çoğu ailemizdendir ya da çoğunun düşmanı düşmanımızdır. İşte biz de HTHayat ekibi olarak uzun süre konuşulan ve uzun zaman sonra yeni dizisi "Gecenin Kraliçesi" ile ekranlara dönen Meryem Uzerli'yi neden sevdiğimizi sizinle paylaşmak istedik.
Necmiye Uçansoy:
Ben seviyorum. Gerçek hayatta kendisini tanımadığım için doğal olarak dizideki karakteriyle bir bütün olarak değerlendirmek durumundayım. Kadının görüntüsü heybetli, karakteri güçlü ama sevdiği adam uğruna yapmayacağı şey yok. Saraydaki tüm entrikalara, dönen tüm dolaplara rağmen korkusuz, zeki, tutkulu âşık, iyi bir anne. Doğal ve güzel ayrıca. Gerçekte Ukraynalı olması, iri yarı bir kadın olması, aksanı, gözlerinin rengi vs dizideki karakterine gerçekten çok uygun düşmüş, Hürrem rolüne çok iyi oturmuş. Doğru bir başlangıç yaptığı için seviyoruz sanırım. Türk oyuncularının oyunculuklarında hissettiğim kasılmayı, yapmacıklığı bu kadında hissetmedim. Biz Türkler oyuncuları, rolüne girdikleri karakterlerle severiz ya da sevmeyiz. Tolga Karel’in Yaprak Dökümü’ndeki karakteri yüzünden dayak yemesi, Kurtlar Vadisi’nde teröristi canlandırdığı için Arif Öngen’in sokak ortasında dövülmesi ve hatta Yeşilçam’ın duayenlerinden Erol Taş’ın girdiği kötü adam rollerinden dolayı sürekli dayak yemesi bizim kültürümüze has bir şey olsa gerek.
Nuran Başyurt:
Meryem’i seviyorum çünkü… Sevişmek kadına günah, erkeğe mübahmış gibi uzun süre evlenmeden çocuk doğurdu diye üstüne gidildiği için seviyorum. Türkiye’den “Tükenmişlik Sendromu” ile gitti, bütün paraları aldı diye arkasından konuşuldu diye çok seviyorum. Pardon ama diziyi izlerken herkes bir Hürrem hayal etmiyor muydu kendine? E ne oldu “öküz öldü ortaklık bitti” sözü ne kadar da çok içimize sinen bir deyim değil mi?
Evet, kendisini seviyorum. Güzel kadın, konuşması her yabancı kadın gibi bozuk Türkçeli ama ona çok yakışıyor, sonradan olma değil doğuştan. Başarılı kadın, gerek oynadığı reklamlar gerek oynadığı Muhteşem Yüzyıl dizisinde kendini fazlasıyla kanıtladı.
Üstelik röportajlarını okuyanlar bilir, gerçek bir yaşamı var. En son bir röportajında “Pişman mısınız?” sorusuna muhabiri rencide etmeden öyle güzel bir cevap verdi ki ( muhabir Can Ateş ile olan durumu soruyor aslında ) Ve Meryem’dem gelen cevap “İyi ki bugün jean pantolon giymemişim yoksa bu 1 kilo baklavayı yediğim için çok pişman olacaktım”…
Yeni dizisininde de başarılı olacağına inanıyorum, yine kendine yakışır bir rolde yer almış.
Dilay Argün:
Meryem'i seviyoruz çünkü onda kendimizden bir parça buluyoruz. Çocuk yapma konusundaki kararlı duruşunu seviyoruz, sempatik oluşunu seviyoruz. Doğumun ardından kilo verip fit bir görünüme kavuşmuş olsa da "Hürrem Sultan" rolündeki etli butlu görüntüsü ile "Güzel kadın olabilmenin yolu zayıflıktan geçer" tezini yıkıp geçişini seviyoruz. "Tükendim" deyip gidişini sonra yenilenip gelişini seviyoruz...
Duygu İslamoğlu:
Meryem Uzerli’yi sempatik buluyorum çünkü samimi gözüküyor ve işini de iyi yapıyor. Muhteşem Yüzyıl’da ortalığı kasıp kavuran kötü kalpli sultan rolünde bile bu kadar çok sevilmesinin sebebinin ayrıca standart güzellik ölçülerinin dışında olması ve etine dolgun Türk kadınının gönlüne su serpmesi olmuş olabilir :) “Hürrem Kızılı” saç renginin, yüzüğünün, kıyafetlerinin o kadar çok yaygınlaşması da bundan herhalde, izleyici Meryem’le özdeşleşmeye bayıldı!
Damla Çeliktaban:
Meryem'i seviyorum çünkü gerçek bir kadın o. Sıfır tanınmışlıktan meşhurluğa sıçrayıp sonra aşırı yorgunluktan zirvedeki dizisinden ayrılabiliyor. Bir adama aşık olup, adamın işe yaramadığını anlayıp yine de hamile kaldığı çocuğunu doğurmaya cesaret ediyor. Hem güçlü hem kırılgan, hem cesur hem çekingen bir kadın bence… Bu yüzden seviyorum.
Buse Kaymak:
Muhteşem Yüzyıl dizisiyle bir anda hayatımıza giren Meryem Uzerli'yi bu kadar çok sevmemizin en büyük sebeplerinden birinin sempatikliği ve son derece doğal tavırları olduğunu düşünüyorum. Hatta bu sempatik görünümü yüzünden dizide canlandırdığı Hürrem Sultan karakterini bile sevimli kılmayı başardı. Uzerli'nin ekranda olduğu gibi gerçek hayatta da içten davranışları ve yüzündeki kocaman gülümsemesi bizi ona bir adım daha yakınlaştırıyor.
YORUMLAR