Anne olmak 9 ay boyunca karnında bir canlı taşımak, bu canlıyı sihirli bir şekilde dünyaya getirmek, uykusuz geceler boyunca besleyip büyütmek gibi enteresan şeyler sonucunda başlıbaşına sihirli bir işe dönüşüyor. Bir saat içinde beş çeşit yemek yapabilmelerinden tutun da aynı anda birkaç yerde birden olabilme yetilerine kadar, anneler bizi hayret ettirmekten asla vazgeçmiyor.
Annelerle ilgili en ilginç konulardan biri olan “anne parası” meselesini HTHayat.com ekibi olarak masaya yatırdık; adeta bir gayya kuyusu, bir sır kapısı olan bu mevzuyu kendi annelerimizden de ilham alarak kendimizce çözmeye çalıştık:
1- Para üstü diye bir şey yoktur
Markete gittiniz ve cüzdanınızda 100’lük bir banknot var. Aldığınız şeylerin 100 liradan az tutmuş olması hiçbir şeyi değiştirmez, o alışveriş 100 lira tutmuştur. Kalan para, Sherlock Holmes’ün bile yerini bulamayacağı o gizli kumbaraya atılmıştır, mevzu kapanmıştır.
2- Çeyrek altını icat eden muhtemelen bir anneydi
Çok pahalı da değil gibi ama çok ucuz da değil tabii… Düğün derneklerin vazgeçilmezi, her Türk kadınının arzu nesnesi olan çeyrek altın da annelerimizin para biriktirme yöntemlerinin en has olanlarından biridir. “Al bi’ çeyrek, at kenara unut!” gibi çeyrek altına dair onlarca anasözü mevcuttur. Ayrıca bileziklere, suyolu bilekliklere ve beyaz altın takı setlerine yatırım yapmak da hem yatırım olarak hem de süslenip püslenme ihtiyacını gidermek açısından tercih edilen bir anne ekonomisidir ama biz o kadar geniş çerçevede bir altın döngüsünün sırrını tam anlayamadık açıkçası…
3- Günleri gün etmek!
Türk kültürünü ve Türkçeyi hiç bilmeyen birine “Gün” kavramını nasıl açıklayabiliriz ki? Bu gün işi de tamamen bize has, bizim kadınımızı simgeleyen muhteşem icatlardan biri. Bilmeyen için (bilmeyenlerin olması ihtimali tüylerimizi ürpertse de) kısaca açıklayalım: “Gün yapmak”, “güne girmek” gibi tabirlerle ifade edilen Gün, aslında basitçe bir grup insanın bir araya gelip para (ya da altın) biriktirmesi esasına dayanır. Diyelim ki 5 kişilik bir grup oluşturdunuz, her ay bir kişi seçiliyor ve bu kişiye gruptaki herkes 100’er lira veriyor. Böylece gruptaki herkes, 5 ay boyunca 100 lira verip, bu beş ay içinde kendisine ne zaman sıra gelirse de o zaman 500 lira alıyor. Çok mantıklı!
Hele bir de bu gün paralarını toplamak için bir araya gelmeyi çılgın bir ev partisine dönüştürüp deliler gibi kısır, börek, mercimek köftesi ve çin salatası yenilecekse, demlik demlik çay içilecekse, değmeyin annelerin keyfine!
4- “Evde yaparım”cılık
Zara’da beğendiğiniz yün kazaktan tutun da tatlıcının vitrininde ışıl ışıl dizilmiş envai çeşit tatlıya kadar, bir annenin “ne var canım evde yaparım ben bunu” demeyeceği çok az şey vardır. İşin ilginci, birçok geleneksel anne o kazağı Zara’nınkilerden çok daha iyi örer, o tatlıyla da nice şeflere parmak ısırtır. Böylece bir dilimine onlarca lira verilmez, yarı maliyetine tüm aile doyar. Baklava börek zaten onların uzmanlık alanı ama son zamanlarda cheesecake, tiramisu ve makaron konusunda da kendini geliştiren anneler olduğuna dair duyumlar alıyoruz, vaziyet ciddi!
5- İndirimleri beklemek
Sezonda alışveriş yaparken "Aman o kadar etmez ki o!" deyip almak istediğiniz ürünle aranızdaki tüm bağları tek seferde koparmayı başaran kişiye "anne" denir. Birlikte alışverişe çıkmanın en iyi yanı ise süreç içinde sizin sezon sonunu beklemenizi, 100 TL'ye alacağınız kıyafeti 50 TL'ye almanızı, yani sezon sonu indirimlerini öğrenmenizi sağlamasıdır. Bu sayede aynı ürüne geç de olsa sahip olabiliyorsunuz, üstelik kenara para atarak!
6- Paranın %10'unu yok saymak
Anne yok diyorsa, yoktur. 2000 lira maaş alınıyorsa, o aslında 1800 liradır. Piyangodan 100 lira kazandıldıysa, elde edilen para 90 liradır. Paranın bir kısmını yok sayarak geçinmek, %10 oranı her anne için kesin olmamakla birlikte, anneler evreninde paranın 'harcanacak' ve 'saklanacak' diye ikiye ayrılması prensibine dayanır. Böylece yastık altları kabarır, zor günler kabusa dönmez.
7- Market alışverişi out semt pazarları in
Bazı marketlerde belli günler "halk günü" olarak sayılıyor ve ciddi anlamda karlı bir alışveriş yapılabiliyor ancak anneler evi geçindirmek için bununla yetinir mi? Asla! Daha rahat bir geçim sağlamak adına anneler iyi ürünler satan semt pazarlarını kollarlar. Küçük bir bilgi: Semt pazarlarında sabah aldığınız ürünler akşam saatlerinde aldıklarınıza göre daha pahalıdır. Tezgahlarda ürün kalmaması için pazarcılar ürünlerini akşam saatlerinde daha uyguna satarlar.
8- Doğal temizlik ürünleri kullanırlar
Temizlik ürünlerinin her geçen gün daha da pahalı olması anneleri temizlikten tabii ki yıldırmadı ve daha sağlıklı bir yol olan doğal malzemeler ile temizliğin yolunu açtı. Artık anneler çamaşır suyu yerine sirke, limon kullanarak hem bütçesini koruyor hem de kimyasal kullanmadan temizlik yapıyor!
YORUMLAR