Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Beyin Hastanesi’nden Nöroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Önder Kuzu, trafikte meydana gelen kazaların büyük bölümünün uykusuzluk sebebiyle yaşandığını söyledi.
Motorlu araç kullanırken ortaya çıkan uykusuzluğun sarhoş olmaya benzer şekilde etki oluşturabileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Önder Kuzu, “Otomobille yapılan uzun yolculuklarda sabah çok erken saatler veya gece yolculukları riskli olabilir. Uykusunu almış, zinde ve dinlenmiş olarak yola çıkmak kaza riskini azaltacaktır” dedi.
Beş önemli tavsiyeye kulak verin!
Yrd. Doç. Dr. Önder Kuzu, uzun yolculuklara çıkacak araç sürücülerine şu tavsiyelerde bulundu:
- Uzun yola yalnız çıkmamaya özen gösterin.
- Yolculuk sırasında en ufak bir yorgunluk veya uyku belirtisi olduğunda mola verin.
- Molada kısa süreli şekerleme yapın. Dinlenme sırasında çay, kahve gibi beyni uyarıcı içecekleri ölçülü olmak kaydıyla tüketebilirsiniz.
- Aracın içindeki ısıyı rahat edebilecek düzeyde tutun, hava güneşliyse güneş gözlüğü kullanın.
Yorgunluk belirtisi bu durumlara dikkat!
Yrd. Doç. Dr. Önder Kuzu, araç sürücüsünün yorgun ve uykusuz olduğunu gösteren belirtileri de şöyle sıraladı:
- Araç kullanırken gözlerin kapanması ve bireyin odaklanmasının kaybolması
- Araç kullanırken başın öne düşmesi
- Aralıksız esneme gelmesi
- Şeritler arasında zikzak çizme
- Trafik işaretlerini kaçırma
- Takip mesafesinin kısalması ve öndeki araçlara aşırı yaklaşma.
Yrd. Doç. Dr. Önder Kuzu, bu durumlar olduğunda kaza riskinin ileri derecede arttığına dikkat çekerek sürücülerin bu durumlarda dinlenmesini tavsiye etti.
Tuz azaltılıp su tüketimi artırılmalı
İçinde bulunduğumuz yaz aylarında sıvı kaybına dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Beyin Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Gizem Köse, vücutta şişliklerin oluşmaması için ortalama 4 saatte bir 500ml sıvı alınması gerektiğini söyledi. Dr. Köse, “Kişi yolculuk tamamlandıktan sonra da sıvı tüketimine devam etmeli. Yoldan geldiğinizde dolaşım sisteminiz dengesini bulana kadar destek olmanız gerekir. Bunun için de tuz ve baharat tüketiminizi azaltıp, en az 1,5lt su içmeniz gerekiyor. Ayrıca et tükettikten sonra 1 bardak su veya maden suyu tüketmeniz etin sindirimini kolaylaştırıyor. Yemeklerden sonraki hazımsızlık hissiyatınızın ortadan kalkması için yine su tüketimi önem kazanıyor” dedi. Köse’nin, yolculuğa çıkacaklara diğer önerileri ise şöyle: “Yolculuğun bir gün öncesinde tuz tüketiminizi azaltın. Uzak yola çıkmadan önce dikkatin artması için mutlaka kahvaltı yapın. Kahvaltıda yumurta tüketirseniz hem tok tutma süresi uzun olur hem de odaklanmanıza yardımcı olur. Ayrıca yanınıza taze meyve almayı ihmal etmeyin. Bunu yola çıktıktan 2 saat sonra ara öğün olarak tüketebilirsiniz.”
Gece yarısı ile sabah 6 arasında yola çıkmayın!
Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, sağlıklı bir zihin işlevi için uykunun kritik önemde olduğunu söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, uyku süresinin ya da uyku kalitesinin azalması, uyku ihtiyacının karşılanamaması yani uykusuzluk anlamına geldiğini belirterek şunları söyledi: “Uykusuzluk kısa süreli (3 aydan kısa) ya da uzun süreli (3 aydan uzun) olabilir. Her ne şekilde olursa olsun uykusuzluk yaşayan kişilerin zihinsel işlevleri olumsuz şekilde etkilenir. Uykusuzluk yaşayan kişiler yorgun, uykulu, kaygılı, huzursuz ve çökkün hissederler.Bunun yanı sıra dikkat eksikliği yaşarlar ve tepki zamanları yavaşlar yani vermeleri gereken tepkiyi istedikleri kadar hızlı veremezler. Problem çözme, bellek, dikkat, odaklanma ve karar verme gibi günlük hayatı sürdürmeyi sağlayan çok önemli beyin işlevlerinde zayıflama olur. Bütün bu nedenlerle uykusuzluk yaşayan kişilerin günlük hayatta hata yapma olasılıkları artar ve karar verme işlevleri bozulur. Bu kişilerin risk alma ve yanlış karar verme olasılıkları uykusuzluk şikâyeti olmayan kişilere göre anlamlı derecede artar.”
Kazaların dörtte biri uykusuzluktan
Yapılan araştırmaların, motorlu araç kazalarının yaklaşık dörtte birinin uykusuzluğa bağlı olduğunu gösterdiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, “Uyku ihtiyacı tam olarak karşılanmamış bir kişinin beyni, bir an önce uykuya geçişi sağlayacak şekilde bir ‘uyku baskısı’ altında kalır. Uyanık kalınan süre arttıkça uykuya geçişi hızlandıracak bu baskı da artar ve kişinin uykuya direnme gücü azalır. Böylece kişi daha kolay uykuya dalar. Her ne kadar kişiler uykularının geldiğini hissettiklerinde “uyanık kalabilirim” diye düşünseler de uyku çok güçlü bir biyolojik dürtüdür. Dolayısıyla uyanıklığın çok kritik olduğu motorlu araç, kesici-delici alet kullanımı gibi durumlar için uykusuzluk büyük bir tehlike arz eder” uyarısında bulundu.
Yola çıkmadan önceki gece iyi uyuyun
Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, uykusuz bir şekilde trafiğe çıkmamak için alınabilecek önlemleri de şöyle sıraladı: “Eğer özellikle uzun yol olmak üzere trafiğe çıkacağımız önceden belliyse, yola çıkmadan önceki süreçte bazı önlemler alabiliriz. Yola çıkmadan önceki gece 6-8 saatlik bir uyku uyunması, kaza riskini aza indiren en değerli önlemdir. Gece yarısı ile sabah saat 6 arasında yola çıkmamak gerekir çünkü bu saatler arasında uyku baskısı daha fazla olur.
İlaç alınmalı mı?
Düzenli kullanılan uyku getirici ve dikkat dağınıklığı yapıcı ilaçların doktora sorularak yolculuktan önceki gece ve yolculuğun yapılacağı gündeki dozlarının atlanması uygun olacaktır. Diğer yandan düzenli kullanılmadığı halde uyku getirici özelliği olduğu bilinen soğuk algınlığı ilaçları gibi ilaçların da yolculuk gününde alınmaması gerekir. Yolculuktan önceki gece ve yolculukta alkol kesinlikle alınmamalıdır.” İdeal olanın kişinin uyku ihtiyacını yeterince karşıladıktan sonra motorlu araç kullanması olduğunu belirten Yertutanol, “Ancak herhangi bir nedenle uykusuz halde trafiğe çıkılması durumunda, kaza riskini en aza indirmek için bazı önlemler alınabilir” dedi.
Uykusuzluk belirtilerine dikkat!
Öncelikle sürücülerin, bazı durumların “uykusuzluk” belirtisi olduğunu ve tehlike sinyallerinin çaldığını anlayarak hızlı önlemler almaları gerektiğini bilmeleri gerektiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, bu işaretleri şöyle sıraladı:
- Sık sık esnemek,
- Göz kapaklarında ağırlık hissi,
- Sık sık göz kırpmak,
- Yorgun ve huzursuz hissetmek,
- Yol çizgilerinin dışına çıkmak, belirlenmiş yol şeridinin içinde kalamamak,
- Trafik işaretlerini kaçırmak,
- Yolculuğun son birkaç dakikasını hatırlamıyor olmak.
Cam veya radyonun sesini açmak uykusuzluğu gidermiyor!
Sıklıkla sürücüler camı açmak, radyonun sesini artırmak gibi yollarla uykularını açmaya çalışırlar ancak çoğu kez bunlar işe yaramaz. Peki, uyanık kalmak için neler yapılabilir? Yola çıkmadan önce veya yolculukta bir mola verip kısa bir uyku uyumak dikkatin toparlanmasına yardımcı olur. Bu kısa uykunun 20 dakikayı geçmemesi gerekir. Yolculuk sırasında veya molalarda kafein içeren kahve gibi içeceklerin tüketilmesi uyanıklık sağlamak için iyi olabilir ancak kafein etkisini yaklaşık 30 dakika sonra gösterecektir. Yine kafeinin etkisinin kısa süreceğini akılda tutmak gerekir. O nedenle tek başına kafeinli içecek tüketmek bir önlem niteliği taşımaz. Tek başına yerine yedek sürücü olabilecek birisiyle yolculuk etmek ve iki saatte bir sürücü değiştirip diğerinin dinlenmesine izin vermek faydalı olur.”
Kaç saatte bir mola verilmeli?
Sürücülerin en az 2 saate bir mola vermeleri gerektiğini ifade eden Yertutanol, “Sürücülerin mola zamanlarını dinlenerek mümkünse 20 dakikayı aşmayacak şekilde uyuyarak geçirmesi gerekir. Önce kafeinli bir içecek içip, onun etkisi başlayana kadar kısa süre uyumak kişinin dikkatini toplamasına yardımcı olur. Molada yemek yenilecekse ağır olmayan hafif ve az miktarda yemek yenilmesi önemlidir. Kan şekerini hızlı yükselten karbonhidrat içeriği yüksek olan gıdalar uyku halini artıracağı için bu tür yiyeceklerden uzak kalmak gerekir” uyarısında bulundu.
YORUMLAR