Sanki beynimde devamlı bir kronometre var, kulağımda tik tak sesleri. Bir gece yarısı, yüksek lisans projelerimden birini internetten teslim etmeme yaklaşık 20 dakika kalmıştı. İş ha bitti ha bitecek, kalbim ağzımda. Ne yapsam beğenirsiniz? Daha fazla dayanamadım ve bilgisayarımı kapattığım gibi arkama bile bakmadan kendimi dışarı attım. Sonra projemi teslim ettiğimi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz! Bir cezası olacağını bile bile, günlerce üzerinde çalıştığım ödevi ertesi gün göndermeye karar vermiştim çünkü... Benim gibilerin bu durumuna “zamanla yarışma fobisi” diyenler var. Ancak bilim dünyasında tam adı konmuş değil. Aslında herkes bu hissi bazen yaşıyor. Bazılarımızsa hep yaşıyor. Ve kimisi de hiç ama hiç yaşamıyor. Nasıl yani? Mesela bu çeşit insanlar uçağının kalkmasına dakikalar kala, bırakın paniklemeyi, kahvelerini zevkle yudumlamaya, etrafa boş boş bakmaya devam edebiliyor. Bu rahatlık benim gibileri daha da geriyor. Kusuruma bakmasınlar ama kollarından tutup koltuklarına götüresim geliyor! Peki aramızdaki bu fark neden? Hangimiz doğru tarafta?
‘Mühim olan karakteriniz!’
“Zamanla yarışma fobisi”n