Aslında olduğunu düşündüğümüz şeyler farkına varmadan aldığımız yanlış kararlardan ibaret. Kimsenin sözünü etmediği şey ilişkinin yanlış sebeplere dayanarak kurulmuş olduğunu fark etmektir. Birini en başında düşündüğünüz kadar sevmediğinizi fark ettiğinizde, ondan ayrılabilir misiniz? Yoksa aşkın yeşermesi umuduyla bekler misiniz? Bunun üstüne çok düşünmeye başlayabilirsiniz. Ancak göründüğü kadar karmaşık değil. Buyurun size yardımcı olalım?
Birini gerçekten sevdiğinizde onun ihtiyaçları sizin ihtiyaçlarınız olur. Bu, onunla ilgilenirken kendinizden ödün vermeniz anlamına gelmiyor. Aksine, o size ihtiyaç duyduğunda sadece sevgilisi olduğunuz için değil, gerçekten yanında olmak istediğiniz için orada olursunuz.
Sevgilinizin hayatı hakkında arkadaşlarınıza bir şeyler anlatmak belli bir boyuta kadar normaldir. Ancak bu konu sizin için eğlence kaynağı haline gelmişse, sınırı çoktan aşmışsınız demektir.
Kendinizi “Bir yıl daha devam edecek mi?” diye düşünürken ya da bir baskı yaratabilmek için işe yarar bir bahane bulmaya çalışırken yakalarsınız. Tarzınız olmayan, saçma ve rastgele sebepler üretmeye başlarsınız. Asıl mesele şu ki: Başta düşündüğünüz kadar duygusal bir bağ kurmamışsınızdır.
Günler, haftalar, aylar geçer, fakat sevgilinizi ailenizle tanıştırmaktan kaçınırsınız. Bir şeylerin çok acele olduğu konusunda kendinizi haklı çıkarmak için kendinize bahaneler yaratırsınız. Ancak birini gerçekten seviyorsanız, onu en yakınınızdakilerle tanıştırmak için zaman yaratırsınız.
Çok önemli bir proje üstünde çalışıyorsunuzdur. Evi temizlemeniz gerekiyordur. Hayatınızdaki önemli şeylere öncelik vermeniz normaldir ama eğer ilişkiniz sürekli bir kenara atılmış durumdaysa, onu işiniz kadar sevmediğinizi anlayabilirsiniz.
Mesajı görmezden gelip oyun oynamaya devam ediyorsanız ya da iletişim kurmak istediğiniz ilk kişi o değilse, aslında bu artık onunla konuşmak istemediğiniz anlamına geliyor.
Olduğunuz halinizden memnun değilsinizdir. Onunla görüşmek saç, makyaj ve kıyafet seçmek derken çok fazla hazırlık gerektirir. Belki de daha soyut ama önemli olan şey şu ki, özensiz halinizi görsün istemezsiniz. Bu da gerçekte kim olduğunuzu ona göstermek istemediğiniz anlamına gelir.
Problemlerinizden sorumlu tutacak birini arıyorsanız suçu hemen onun üstüne atarsınız. Bu oldukça normal olmasına rağmen bunu çok yapıyor olmanız onu o kadar çok sevmediğiniz anlamına gelir. Bunu yapıyorsanız hayatınızda olması rutin bir stres sebebi değil, sizi rahatlatan şey olmalı.
Olmadığını düşünseniz de ona olan sevginiz koşullara bağlıdır. Bu şartlar sizin doğru olarak algıladığınız şeyi yapıp yapmadığına göre değişir. Problem yaşarken orada, o an yanında olmayı tercih etmezsiniz.
Eğer bir kere ayrılık yaşadıysanız kiminle sevgili olmanız gerektiğini biliyorsunuz. Onu 10 günde kendinizden nasıl uzaklaştırabileceğinizi de bildiğiniz için kimse tamamen yıkıma uğramaz. Kendi işinize bakmaya, hafta sonu planı yapmaya başlarsınız. Çoktan onun olmadığı bir hayatın hayalini kurmaya başlamışsınızdır.