X

Dün akşam, Türkiye'nin ilk çizgi sinema karakteri Ayas’ın “annesi”, sevgili Ayşe Şule Bilgiç’in davetlisi olarak galadaydım. "Ayas", 22 Kasım'da vizyona girecek. Biliyorsunuz ki gala yazılarımda kolay kolay filmden anlatımlar yapıp izlememiş olanların heveslerini kaçırmam. Ama çizgi filmi o kadar beğendim ki size her şeyi yazmak istiyorum…


Hani yeni tanıştığımız birisine sorarız ya “ismin ne anlama geliyor?” diye… Ayas “karanlığı aydınlatan ay ışığı” demekmiş.


Bu arada yakışıklı ufaklığımızın adı Ayaz değil Ayas… Kendisi de filmin başında özellikle belirtiyor zaten…


Önce 6 yaşındaki Ayas’ın anneciği Ayşe Bilgiç’ten bahsedeyim. Bilgiç’i, Pepe’nin annesi olarak tanıyor çoğunuz ve kendisi Düşyeri Çizgi Film Stüdyosu'nun kurucusu. Hayali bir karakter olan Ayas’ın yaratıcısı Bilgiç için “Annesi” kelimesini kullanıyorum çünkü kendisiyle uzun uzun filmi, karakteri, sektörü konuştuk. Öyle bir emek harcamışlar ki filme Ayas canlı bir karaktere bürünmüş. Projede BKM Film’in emeklerini de unutmamak gerek çünkü “Türkiye’nin ilk çizgi sinema filmi” özelliği taşıyan Ayas Düşyeri ve BKM’nin ortak emeklerinin ürünü.


Detaylara çok girmeyeyim… Google’a “Ayas” yazdığınız zaman gerekli bilgiler çıkıyor. Ben size Ayas’la ilgili algılarımı ve bilinmeyenleri yazayım…


Film (“çizgi film” demek istemiyorum) İstanbul’un farklı semtlerinde geçiyor ve birbirinden güzel detaylandırılmış İstanbul manzaraları izleyiciye keyif veriyor.


Proje, Eskişehir’de 70 kişilik ekibin 3 yıllık emenin ürünü… Ayas hazırlanırken geleneksel animasyon tekniğine bilgisayar desteği de eklenmiş yani “bilgisayar destekli geleneksel animasyon” kullanılmış ama zannetmeyin ki işi bilgisayar yapmış. Bu teknikte bile saniye başına 10-12 kare çizilmiş ve ara kareler bilgisayar tarafından 24 kare/saniyeye tamamlanmış.


Filmde gözüme çarpanlar…








Ve kimsenin bilmediği bazı sırlar ama aramızda kalması şartı ile…






Önemli Not: Gala esnasında bana yakın oturan seyircileri kahkahalarımla biraz rahatsız etmiş olabilirim ama ne yapayım oldum olası çizgi filmleri sevmişimdir. Huzurlarınızda kendilerinden özür diliyorum. Siz de bu hafta sonu mutlaka küçük büyük Ayas’ı izleyin. Pişman olmayacaksınız…


Sevgimle kalın…