Zach Braff: "Yapımcı Natalie Portman’a âşık olduğundan riske girdi!"
Yapımcı Natalie Portman’a âşık olduğundan riske girdi...
- Kişiselleştirilmiş reklamlar ve içerik, reklam ve içerik ölçümü, izleyici görüşleri ve ürün geliştirme
- Bilgileri bir cihazda depolamak ve/veya onlara cihazdan erişmek
Copyright © 2020 - Tüm hakları saklıdır. Habertürk Gazetecilik A.Ş.
Yapımcı Natalie Portman’a âşık olduğundan riske girdi...
J.F.: Geçen yıl çok büyük olmayan 3 proje bitirdik, Oz’u da ondan önceki yıl çekmiştik. Gördüğün diğer projeler, verdiğim derslerle ilgili. Yetişmekte olan oyunculara yardım etmek için yaptığım projeler. Bunlarda hem yapımcı hem de öğretmen olarak yer alıyorum. Mesela The Iceman, Lovelace ve About Cherry filmlerinde sadece birer gün çalıştım. Bir sürü projede yer alayım gibi bir derdim yok aslında. Açgözlü falan da değilim, tek derdim gerçekten inandığım ve sevdiğim insanları desteklemek.
Z.B.: Scrubs harika bir projeydi. 8 yıl içinde yapabileceğimiz her türlü şakayı yaptık! Beraber calıştığım insanları çok özlüyorum, evet. Ama bittiğinde ben artık 34 yaşındaydım ve daha değişik projelerde bulunmak, tiyatroda oynamak, seyahat etmek gibi planlarım olduğunu fark ettim. Zamanı doldu ve bitti diyebiliriz.
Z.B.: Her şeyi bir araya toplayıp düzgün bir film yapmak çok zor hale geldi. James’in de dediği gibi, benim görmek istemediğim bir filmde oynamak ya da o filmi yönetmek istemem. Garden State filmine başlarken önce kimse desteklemedi. Sonra bir yapımcı buldum ve filme yatırım yaparak risk aldı. Bu riski almasındaki tek neden de Natalie Portman’a âşık olmasıydı! Çok keyifli bir işti ama insanların düşündüğü gibi her şey günlük güneşlik değil. Bu yıl başka güzel işler yapacağım gibi görünüyor. Bakalım. Biraz fazla ince eleyip sık dokuyorum galiba.
Z.B.: Herkes benimüzik gurusu zannediyor ama öyle bir şey yok. Grammy de aldım ama gerçekten Garden State için müzikleri seçmek, karışık kaset yapmak gibiydi. Karışık kasete Grammy verdiler! İyi olduğumşey “o an” ve “o şarkı” uyumunu bulmak. Bu ikisi birleşince izleyiciler sadece şarkıyı dinlemiyor, izledikleri sahneyi yaşayarak duygusal anlamda filmin bir parçası gibi hissediyorlar.
J.F.: Pazar ev, pazartesi günleri ders veriyorum. UCLA’da İngilizce departmanında derslere giriyorum. Hem sinemayla ilgili hem de sektörün dışında, çok keyif aldığım bir iş. Boş kaldığım zamanlarda yazmaya çalışıyorum.