Hayali Superwoman olmak!
Huzur Sokağı dizisinde Ülker karakterini canlandıran Feyza Çıpa, kendini “Şu kısacık hayatta küçük izler bırakmaya çalışan, işinde gücünde, çağdaş bir Türk kadınıyım” sözleriyle tanımlıyor.
Geçtiğimiz yazdan bu yana aralıksız çalışan biri olarak, tabii ki ilk hedefim güzel bir tatil yapmak, dinlenmek ve yeni projelerden gelen teklifleri değerlendirmek. Senaryo okumayı çok seviyorum.
Bu yaz New York’ a gitmeyi çok istiyorum. Ege sahillerine karşı özel bir düşkünlüğüm vardır. “Baba Ocağı” dizisi için bir buçuk sene Muğla’da yaşamıştım. Muğla, Bodrum ve çevresi bana ayrı bir huzur verir. Yurtdışında da Paris ve Los Angeles favori şehirlerim.
Eğer bu soruyu fantastik bir soru olarak ele alacak olursam, “Kill Bill” filmin de Uma Thurman’ ın rolünü oynamayı çok isterdim.
Uzun yürüyüşlere çıkarım. Yürürken çok düşünürüm. Beni strese sokan problemle yüzleşip onu yenmeye çalışırım. Bir de evim de üç kedim ve iki köpeğim var. Sanırım onlar benim en büyük stres yok edicilerim.
İhaneti affedemem. Herkes hata yapar hayatta. Önemli olan dürüstçe o hatayı, hatta bazen yalanı itiraf edebilmektir. Ama ihanet, kasıt içerir. Kasıtlı aldatmayı, yalanı, kötülüğü affedemem.
Los Angeles’ ta erkek arkadaşımla gezerken, orada yaşayan bir Türk aile beni, “Baba Ocağı “ dizisinden tanıyıp benimle fotoğraf çektirmişlerdi. Biteli yıllar olmuş bir dizide ki bir karakteri, dünyanın başka bir ucunda yaşayan insanların hâlâ hatırlıyor ve biliyor olmaları beni çok şaşırtmış ve çok sevindirmişti.
Bir bakardım, şu erkeklerin biz kadınlarla derdi neymiş. Onları anlamaya çalışırdım. Ama anlayabileceğimi de pek sanmıyorum.
Hayvanlara, özellikle sokak hayvanlarına olan düşkünlüğüm. Sokakta yaşayan hayvanlara yardım etmeyi, elimden geldiğince onları sahiplenmeyi ve sahiplendirmeyi bir insanlık görevi olarak görüyorum.
Kanserin çaresini bulmak ve bu ilacıda bedava dağıtmak isterdim.
Bana göre aşk, insanın egosundan vazgeçip, hayatına kendinden daha önemli gördüğü bir kişiyi almaktır. Aşık oldukça kendini daha az, onu daha çok sevmeye başlarsın.
Ben oyuncuları yakışıklı ya da güzel olmalarına göre değil, kamera önündeki karizmalarına göre değerlendiririm. Bu anlamda, Türkiye ’de Halit Ergenç, Çetin Tekindor ve Haluk Bilginer’ in çok iyi olduklarını düşünüyorum.
Hayatta küçük izler bırakmaya çalışan, işinde gücünde, çağdaş bir Türk kadınıyım.
Asla. Yazın duvara yapıştırmak zorunda kaldığım bir kaç sivri sineği saymazsak tabii.
Düzenli uyku, genç ve güzel kalmanın en önemli yoludur. Yüzüm için çok fazla kozmetik kullanmayı sevmem. Çekimlerde bile çok ağır makyaj yaptırmam kendime.
Erkek arkadaşım. Ama belli bir çaba harcayarak güldürmüyor beni. Onun normal, telaşlı, bazen dalgın halleri beni çok güldürüyor.
Oyuncu olmasaydım aşçı olmayı çok isterdim. Aslında halâ böyle bir hayalim var.
Kesinlikle Superwoman olmak isterdim. Kendi kendine uçabilen tek kahraman o bildiğim kadarıyla.
Kedilerim benim hayattaki en büyük uğurumdur.
Allaha şükür kimseye hakkımda yalan yanlış şeyler uydurma fırsatı vermedim bugüne kadar. Arkadaş çevremde bunu deneyenler olmuştur ama onları da hemen hayatımdan çıkardım.
Röportaj: Öykü Naz Şenses