Nurgül Yeşilçay: ‘Benden şahane kaynana olur!’
Nurgül Yeşilçay, HT Magazin’e çarpıcı ve samimi açıklamalar yaptı.
Nurgül Yeşilçay, kuşkusuz Türkiye’nin en başarılı ve en güzel oyuncularından biri. 17 yıldır ekranlardan evlerimize, beyazperdeden de sinema salonlarına konuk oluyor. Başarılarını ödüllerle taçlandırıyor. Performansıyla kâh bizi güldürüyor, kâh hüzünlendiriyor. Bunlar dışarıdan görülen Nurgül Yeşilçay portresi... Bir de bilmediğiniz Nurgül var; bol eğlenceli, asla hüzünlü göremeyeceğiniz, anı yaşayan, pişmanlıkları olmayan, deli dolu bir genç kadın... Sohbetimizde her ikisini de bulacaksınız.
Vallahi iyi gidiyor, set şahane. İzlemekten ve oynamaktan zevk aldığım bir işin içindeyim.
Bizim sektörde doğru yönetmen, doğru senaryo ve doğru partner bulmak çok zor. Tek başına iyi olmak hiçbir zaman bir şey ifade etmiyor. Ben de şu anda doğru bir işin içerisindeyim.
Ben Nihat’ı (Odabaşı) gerçekten çok seviyorum. O beni nereye çağırırsa giderim. İş aşkına bayılıyorum. İnsanı yönlendirmeyi çok iyi biliyor, o yüzden onunla çekimler çok keyifli geçiyor.
Her zaman değil, olur mu öyle şey! (Gülüyor) Güzel giyinip makyaj yaptığım zaman, “Evet seksi oldum” diyorum.
Tabii ki! Dünyada da artık böyle bir şeyin kalmadığını düşünü- yorum. Sinemanın gelişimiyle birlikte benim de makyajsız oynadığım bir sürü film var. Evde de makyajlı oturmuyorum sonuçta.
Temizlerim, gece kremimi sürerim yatarım. Gülsuyunun da çok iyi bir tonik olduğunu düşünüyorum. Bir ara badem yağıyla da makyajımı çıkarıyordum, o da çok iyidir.
Yok be çok da zayıflamadım. (Gülüyor) Ben hiçbir zaman çok zayıflamam.
Çok sıfır beden sevmiyorum ama kiloma dikkat ediyorum. Kilo aldığım zaman da veriyorum. Kadın dediğin biraz etli butlu olacak. Nejat 11 yaşına bastı. Fast food seviyor ama ona da yasakladım ancak haftada 1 yiyebiliyor. Evde televizyonun karşısına geçip yaptığımız fast food günü etkinliklerimiz var. Şimdi bunlardan kendimi mahrum bırakıyorum. Diyet günlerimde fast food’u elma ve mandalinaya çeviriyorum. Ama Nejat beni devamlı ayartmaya çalışıyor, “Anne, bir seferden bir şey olmaz” diye. (Gülüyor)
Bizim dizideki Cansu karakterini yani Leyla Tanlar’ı beğeniyor, güzel buluyor.
Ben de çok beğeniyorum. (Kahkahalar) Ben zaten bizim çocukların hepsine bayılıyorum.
Hem çok başarılılar hem de algıları çok açık. Zekiler ve çok eğlenceliler.
Ben o konuda çok şanslıyım. ‘İkinci Bahar’la başladım ve benimle bire bir ilgilendiler. Ben de onlardan öğrendiklerimi şimdi çocuklara yansıtıyorum. Hâlâ Şener Abi’yle (Şener) meyhaneye gidiyorum. Türkan Hanım’ın (Şoray) evine gidiyorum. Onlara bildiklerimi çaktırmadan öğretiyorum ama “Sakın bunu yapmayın” demiyorum.
Zor değil ama meğersem bunlar bu yaşlarda tek başlarına yaşamıyorlarmış. Evde devamlı bir erkek güruhuyla yaşıyoruz. Nidalarla konuşuyorlar, devamlı Playstation partileri falan... Hep bir aradalar.
Var ama söylemem. (Gülüyor)
Var, var. İlerisini hiç düşünemiyorum. (Gülüyor) Geçen sene bir kızdan hoşlanmış, geldi bana söyledi. Ben de “Seviyorsan git söyle oğlum” dedim. Gitmiş, söylemiş kıza. Kız da “Ben senden hoşlanmıyorum” demiş. Çocuk eve bir kötü geldi. Bebekken altını değiştiriyorsun, yemeğini veriyorsun, oyununu oynuyorsun o kadar... Ama şimdi kendini duygusal baskı altında hissediyorsun. Bir şey yapamıyorum, çocuk çok üzgün. İçimden, “Nesini beğenmedin benim oğlumun? Mis gibi çocuk” diyorum. (Gülüyor) Sonra durdum kendime güldüm ve “Ben ileride çok fena olacağım” dedim. (Gülüyor) Şaka bir yana benden şahane kaynana olur.
(Gülüyor) Var, Nejat sarışın seviyor ama ben sevmiyorum.
Aile ilişkilerini sarsan sorular... (Kahkahalar) Kabul ederim tabii, oğlum sevdikten sonra, kaderimse çekerim.
Sinema çok zor çünkü dizi çekimleri çok yorucu. Yazın sadece 1 ay tatil yapıyoruz. O 1 ayda da ben gezip tozup Nejat’la vakit geçirmek istiyorum. Ancak dizi bittikten sonra sinema yapabilirim. Eskiden dizi ve sinemayı bir arada götürüyordum. Şimdi iyi bir projeyse ertelenir, 1 sene sonra yapılır diye düşünüyorum. Ölümüne çalışma derdinde değilim. Bir ara çok yordum kendimi. Şimdi yapmak istemiyorum.
Yok ama biraz dura dura da yapabilirmişim. Ne oluyor öyle haldır haldır...
Çok uzun süredir yapmıyorum ama canım çekiyor. Bir şeye başlıyorum onun devamını getiremiyorum. Başladığım şeyin sonuna kadar gitmeyi isterdim. Spora başlıyorum, bayılıyorum ama sonra soğuyorum.
Sanmıyorum, benim enerjim yüksektir. Depresyona giremem, girdiğim zaman hemen çıkarım. Gönül rahatlığıyla depresyona girmişliğim yoktur, uzun süre hüzünlü kalamam.
Özcan Deniz’le yeni bir proje var mı? Şu an bir şey yok ama Özcan’la tekrar oynamak isterim.
Toprağım benim. O da Eskişehir’de okudu ama aynı dönemlerde değiliz. Ben gittiğimde o mezun olmuştu. Erkan çok eğlenceli ve çok tatlı bir insan.
Röportaj: Ömür Sabuncuoğlu