Brad Pitt: ‘İşte benim karım!’
Eşi Angelina Jolie’nin hikâyesini yazıp yönettiği ‘Hayatın Kıyısında’nın yapımcılığını üstlenen ve Roland karakterini canlandıran Brad Pitt, filmi anlattı.
Emin değilim. Ama sanırım Angie’nin o dönemi seçmesinde benim etkim olmuştur. 70’leri çok sevdiğimi biliyor. Modern bir film değil bu, öyle sayılamayacak kadar sıra dışı bir durumu anlatıyor, bu yüzden çalışırken deneysel takılmamıza da olanak verdi.
Evliliği için mücadele ediyor. Hayatının bir sonraki döneminde neler yaşayacağını çözmeye ve sevgisini kurtarmaya çalışıyor. Herkesin yaşayabileceği türden sıradanlıklara ve hayatı boyunca yaşadığı o kaçınılmaz kedere karşı çıkıyor. Tehlikeyi savuşturmayı deniyor.
Herkes kederle farklı şekilde başa çıkar. Ama biri yüzeyde daha büyük bir acı çekiyorsa bu diğer kişiye kendi acısını keşfetmesi için yeterince zaman vermez. Örneğin bir ilişkide biri bir şeye kızmışsa diğeri genelde denge görevini görür. Vanessa’nın acısı öyle derin ki ne kendi ne de Roland bu derin acıyı anlayabiliyor.
Yaşlı barmen karakteri, kederi hayatın bir parçası olarak kabullenme bilgeliğine sahip. Biliyorsunuz Angie farklı farklı çiftleri yazdı. Bizim çiftimiz, sonraki aşamanın ne olduğunu bilmiyor. Filmde gelecekleri açık ve heyecan verici olan yeni evli bir çift de var; balayındalar... Ama aynı zamanda karılarını kaybetmiş iki erkek de var. Onlar kederlerini kabul edebilecek hayat tecrübesine sahipler.
Bence bu karşılaşma Roland’ı Vanessa’ya oranla daha az etkiliyor. Vanessa’ya artık sahip olamayacağı bir şeyi hatırlatıyor. Bu da başa çıkmayı mutlaka öğrenmesi gereken bir şey.
İkisi de kesinlikle çok hoş! Angie’nin, bu çifti ele alma biçiminden çok etkilendim. Yüzeysel de durabilirlerdi... Angie filmdeki tüm çiftlere gerçek bir ağırlık kazandırdı ve ister kısa ister uzun olsun bir geçmişe sahip olmalarını sağladı. Böylece ben de hepsine inandım. Bunda oyuncuların performansı da etkili hiç şüphesiz.
Evet, sinemanın krallarıyla çalıştığımızı hissettik. İkisi de sanatlarıyla ilgili büyük bir kavrayışa sahip, aynı zamanda inanılmaz sert ve çok güzel oyuncular. Niels, birlikte çalışılması müthiş bir adam ve çok nadir gördüğüm bir yoğunluğa, güzelliğe sahip. Richard’ın da gözlerinden apaçık fışkıran bir sıcaklığı ve inandırıcılığı var.
Yapımcılıktan çok keyif aldım, çünkü yanımda hemen hemen her şeyi halleden Angie vardı, tüm ağır işleri o yaptı.
Yine söyleyeceğim: “İşte bu benim karım!” Filmin kurgusunu da yapması, gerçekten dengeleyici bir hareketti. Açıkçası muhteşem bir iş çıkardığını düşünüyorum.
Gerçekten çok doğaldı. Geçmişe dönersek birlikte yaptığımız işi çok seviyorum. Yaşlandıkça Angie’nin benim için ne kadar önemli olduğunu fark ediyorum ve geçmişimizi korumaya, geleceği bunun üzerine inşa etmeye çalışıyorum. Aslında zor olmadı, çünkü sete gittiğimizde zaten otomatik olarak birbirimizle bağ kurabiliyoruz. Ne de olsa o benim karım...
Angie gerçekten kararlı biri, inanılmaz içgüdüleri var. Bu film, işlemesi zor filmlerden. İçinde izleyicileri heyecanlandıracak patlamalar, araba takipleri yok. Bu yüzden her şey çok ince bir çizgide ilerliyor. Ben çok iyi yönetmenlerle çalıştım ve sonuçta oyuncu olarak ihtiyacım olan tek şey, iyi ellerde olduğumu bilmek. Karımda bunun olduğunu biliyorum, gerçekten öyle hissettim.
Bu doğru. Çünkü çok Avrupai bir ritmi var.
Ben hep Fransızca konuşmak istemişimdir. Belki de bu yüzden bu konuda benden daha iyi olan Angie, dile daha fazla odaklanmamı sağlamak için o replikleri yazdı.
Oldukça sıra dışıydı. Bu güzel koyda çalışmamıza izin verdiği için Malta Hükümeti’ne teşekkür ederim. Yerli halk da bize karşı çok nazikti!
Christian olağanüstü bir keşifti. Onunla daha önce çalışmamıştım ve ışıklandırma sisteminin eşsiz olduğunu kabul etmem gerek. Mekânı ışıklarla doldurmuyor, her şeye uzaktan bakmayı tercih ediyor. Onun sayesinde gündüzün ve güneşin batışının güzelliğini hissettim.