Eliz Sakuçoğlu: Hayatımla aşk yaşıyorum
Eliz Sakuçoğlu hayatına dair pek çok konuyu Ece Saruhan ile konuştu.
- Kişiselleştirilmiş reklamlar ve içerik, reklam ve içerik ölçümü, izleyici görüşleri ve ürün geliştirme
- Bilgileri bir cihazda depolamak ve/veya onlara cihazdan erişmek
Copyright © 2020 - Tüm hakları saklıdır. Habertürk Gazetecilik A.Ş.
Eliz Sakuçoğlu hayatına dair pek çok konuyu Ece Saruhan ile konuştu.
Az sonra okuyacağınız röportaj aracılığıyla tanıştık Eliz Sakuçoğlu’yla... Yüzünde sıfıra yakın bir makyajla oturdu karşıma ve sıfır makyaj bir ruhla... Ben sordum, o bıcır bıcır enerjisiyle anlattı... Anlatırken gözlerinden fışkıran ışıkla günüme iyilik, güzellik kattı... Bakın sohbetimizden yazıya neler yansıdı...
Ben bize tanınmış yaşama hakkının büyük bir hediye olduğunu düşünenlerdenim. Çocukluğumuzdan itibaren bize dayatılan yanlış doğrulardan, toplum baskısından ve sistemin bizi sokmaya çalıştığı kalıptan sıyrılıp hayatı doyasıya yaşama çabası benimkisi. Bu 60 günlük süreç aslında ruhumu, yaralarımı iyileştirme isteğimle başladı.
O güne kadar kendime çok fazla değer vermediğimin, “Eliz ne ister? Neyi sever, neyi sevmez?” diye sormadığımın farkına vardım. Hayatımı benim doğrularımla yaşamadığımı anladım. Beni benden başkası iyileştiremeyeceği için de içsel yolculuğa çıktım. Hayatımda bahar temizliği yaptım.
Günlerce evden çıkmadım, televizyonu açmadım, telefonu sırf Instagram’daki iletileri paylaşabilmek için kullandım, çevremle tüm bağlantımı kestim. Hayatımdaki ‘hayır’ların bir listesini yaptım, çevremdeki insanları tek tek değerlendirdim. “Kim hayatımda kalmalı, kim gitmeli?” diye düşündüm. Söyleyemediğim için içimde kalanları da bir kenara yazdım çünkü hepsi dışarıya çıkmalıydı, daha fazla içimde tutmak beni yıpratacaktı. Enerjimi aşağı çeken her şeyden, herkesten arındım, hatalarımla yüzleştim, günler geçtikçe hafiflediğimi hissettim.
Öyleydi... Sayfalarca yazdım, duvarlarla konuştuğum oldu. Ağladım, kendi kendime güldüm. Üzerime ne kadar çok yük aldığımı anladım. Yüklerimi azalttıkça hayat daha keyifli olmaya başladı. Başta kendim, herkesle ve her şeyle barıştım. Bir süre sonra her gün şükrederken buldum kendimi. Şu an geldiğim noktada hayatımla ve kendimle son derece barışık, vicdanı rahat, sırf mutlu olmayı yeğleyen bir genç kadınım. Dün hiç yokmuş gibi, geleceğe dair planlar yapmadan sadece hayaller kurarak, bugünü dibine kadar yaşıyorum. Kendimle, hayatımla, yukarıdan aldığım enerjiyle aşk yaşamaya başladım.