Hidayet Türkoğlu “Deli dolu bir çocuktum”
Hidayet Türkoğlu, Türkiye’de basketbolun durumunu, 15 yıllık NBA kariyerini ve gelecek planlarını Esin Övet'e anlattı.
Yarın Avrupa’nın en iyi basketbol ligi olarak gösterilen Spor Toto Basketbol Ligi’nin yıldızları Ülker Sports Arena’da bir araya gelecek. 15 yıl boyunca NBA’de forma giyen, ülkemizi ABD’de temsil eden ve şimdi TBF CEO’su olarak görev yapan Hidayet Türkoğlu’nun önderliğinde gerçekleşecek bu etkinlik öncesi Abdi İpekçi’de buluştuk 2.08 boyundaki bu dev adamla. Ben Hido’ya bayıldım. Özellikle 17 senedir evli olduğu kadın için “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır derler ya. İşte beni derleyip toparladı. Zor günlerimde yanımda oldu. Öyle birinin hayatınızda her zaman olması gerekiyor. Böyle bir kadın bulduğum için çok şanslıyım” diyerek karısını yücelttiği ve ona hayranlığını dile getirmeye çekinmediği için bir kez daha bir hayran oldum.
Ozan Doğulu, Ece Seçkin performansı olacak. Pazar gününü ailenle, çocuklarınla geçirebileceğin bir organizasyon. Amacımız hınca hınç dolması ve oradan insanların keyifli ayrılması.
Evet işte aslında amacımız bu. Basketbol ile ilgisi olsun istiyoruz herkesin.
Ben daha yeni geldim. ABD’de yaşadığım tecrübeleri aktarmak istiyorum. Kendimce kısa, orta, uzun vadeli projelerimiz var. Dolu tribünlere oynamak insanı motive eder, enerjisini yükseltir. Bizim amacımız bunu Türkiye’ye empoze edebilmek. Neden Türk halkının basket maçlarına gitmediğini bulmak.
Şimdi bu araştırmayı yapmam gerekiyor. Evet belki maçlardaki etkinlikler zayıf. Ya da yol, trafik insanları zorluyor. Bunun altyapı çalışmasını yapmam gerekiyor. Sonuç olarak kapalı bir ortam. Çocuklarla gelinebilecek bir aktivite olarak planlamak istiyorum. ABD ve Avrupa’da bunu bir etkinlik olarak düşünüyorlar. Bizim ülkede de bunu oturtturmam lazım. Halka hitap eden şeyler yapmamız gerekiyor.
Evet ben buna hep kendimi hazırladım. Kısıtlı kalmak istemiyordum. Orada edindiğim tecrübeleri iletmek istiyorum.
Antrenörlük kısıtlı ama yöneticilik öyle değil. Tamam antrenörlük konusunda çok bilgim var ama yöneticilik konusunda daha çok yardımcı olabilirim.
Maalesef bin maçı tamamlayamadım. 997’de kaldı.
İstanbul’dan gidişim ve buraya dönüşüm tamamen gece ile gündüz gibi bir şey.
Yok bitmez. Kapıyı tamamen kapatmam imkânsız. Zaten öyle bir düşüncemiz de yok. Ailem şu an orada. Zaten şu an en çok bu yüzden kavga ediyoruz. Ben buradayım, eşim orada. Onun daha çok burada olmasını istiyorum ama çocukların eğitimi var. Sonuçta bütün iş hayatımız, çevremiz burada dönüyor ama orada da bir bu kadar çevremiz var. Oradaki deneyimlerimi burada aktarmak ve Türk gençliği ile paylaşmak istiyorum.
Henüz olmadı. Daha çok erken. Ama bazı noktalarda fikir ayrılığına düşüyorum. Neden böyle diye düşünüyorum. Ama ister istemez kabul ediyorum. Yapacak bir şey yok. Türkiye’de bazı şeyler hep aynı. Değişmez, değişmeyecek.
Türkiye’de kalsaydım bu kadar olmazdım. Ben özünde deli doluyum. Sinirli bir adamım ve çok başım ağrırdı benim burada. İyi ki kaçıp gitmişim.
Klipte değil de dizide ve sinema filminde boy göstermek isterim. Teklif gelirse kabul ederim. Sonuçta o da eğlence. Benim için de hem tecrübe olur. Ben sinema oyuncusu değilim. Benim oynayacağım ancak beş dakikalık bir şey. O yüzden her seferinde doğal olmaya çalıştım. Normal hayatta olduğum gibi olmaya çalışıyorum.
Ülke olarak futbolu çok seven bir ülkeyiz. Futbolcular ister istemez diğer sporculardan öndedir. Programlara bak haftanın yedi günü futbol konuşulur. 70 milyonun hepsi futbolu bilir. O konularda biz çok zorlanıyoruz. Biz daha başarılıyız basketbol olarak ama ülkemizin bazı gerçekleri var. Her zaman ikinci plandayız. Bizim için çok önemli şeyler oluyor, pat futbolla ilgili bir haber geliyor biz ikinci plana düşüyoruz.
Aynen öyle.
Allah korusun. Ağzını hayra aç. Öyle bir arayışta değilim ben. Akşam biriyle yemeğe giderim, kulübe giderim.
Umursamayız, her zaman arkamda durur. Böyle bir haber çıkarsa bana bir şey olmaz ama haberi yapan arkadaş için pek iyi olmaz.
Burada da bizim avantajımız var işte. Futbolcular kadar gündemde olmadığımız için sıyrılıyoruz aradan. Magazindeki arkadaşlar basketbol dünyasından bir iki kişi dışında kimseyi tanımıyor.
Birilerinin hep bir şeyin arayışında olması. Mesela Esin’le yemek yediğimde bu kötüye yorulmamalı. Eşim ABD’de diye ben kendimi eve mi kapatayım? Benim de arkadaşlarım, dostlarım var.
Ben deli dolu bir çocuktum. Zorla basketbola itildim.
Hayır olmadı, ben çok şanslıydım. Başladığım bir işte yeteneğimin olduğunu fark ettim. Bu durum beni daha çok işime itti. Ve gerçekten bu işi iyi yapmaya başladım. Sonra da 19 yaşında NBA’i denemek istedim.
‘Yılbaşı gecesi daha iyi şarkı söyleseydim’ diyorum. Yaptığım işten çok keyif aldım. Her zaman mutlu oldum. İşimi eğlenerek yaptığım için başarılı oldum.
Çok dağınığım, acayip.
Asla, hiç yapamam.
Dağınıklığım yüzünden.
8 kilo aldım.
Asla ben sporda çok sakinimdir.
Evet, çok mutluyum.
Haftada bir gün ama üç dört güne çıkaracağım.
Kesinlikle balık.
Röportaj: Esin Övet
Fotoğraflar: Akıncan Abadan