Hande Doğandemir: Aşk insanı iyi hissetirir
Her Şey Aşktan filminin başrol oyuncuları Hande Doğandemir ve Şükrü Özyıldız, aşkı, kadın-erkek ilişkilerini ve yeni filmlerini HT Magazin’e anlattı.
‘Her Şey Aşktan’ı gala gecesi sinemada izlediğimde, ilk düşüncem filmin başrollerindeki Hande Doğandemir ve Şükrü Özyıldız’ın beyazperdede kimyalarının çok iyi tuttuğu oldu. Çekimlerde gerçekten eğlenmişler ve hikâyenin içine çok iyi girmişler. ‘Her Şey Aşktan’ şu soğuk kış günlerinde içimizi ısıtan, sıcacık bir romantik komedi filmi olmuş.
Hande Doğandemir: Tabii, her şey aşktan. (Kahkahalar)
Şükrü Özyıldız: Aşk için yapılması gereken her şeyi yaparım.
H.D.: Biz çok eğlendik, güzel bir ekip olduk, keyifliydi. Dövüşler, danslar her şey vardı.
H.D.: (Gülüyor) Anlatmayayım şimdi, sürprizi kaçmasın. O sahnenin çekimi bütün bir günümüzü aldı. Farklı bir anlatım oldu.
H.D.: Yok, daha önce hiç yapmadım ama artık yapacağım galiba, sevdim.
Ş.Ö.: Çocukluk hobim. Özcan’la (Deniz) 1 sene önce bu proje şekillenirken konuşmuştuk. Müzisyen bir karakter düşündüğünü söylemişti. Aramızda istişare ettik, bateri çaldığımı söyledim, o da bunu kullandı.
Ş.Ö.: Bende de var. (Gülüyor)
Ş.Ö.: ‘Sevimli Tehlikeli’ vesilesiyle tanıştık ve aramızda çok güzel bir sinerji oldu. Yönetmen- oyuncu arasındaki iletişim çok değerlidi. Biz bunu çok güzel yakaladık. Ortaya lezzetli işler çıkıyor.
H.D.: Bu filmde Özcan yapımcımız ama bize destek olmak için hep sete geldi. Herkes bir arada olmaktan mutluydu. Her zaman böyle setlere denk gelemiyoruz.
Filmin konusu nedir?
H.D.: Ben Pelin karakterini canlandırıyorum. 20’li yaşlarında, alışveriş merkezinde çalışan bir genç kız. Evlenme arifesindeyken aldatılıyor ve hikâye böyle başlıyor. Hayatı altüst oluyor, yaşamını toparlama sürecinde Burak (Şükrü Özyıldız) ile karşılaşıyor ve değişim başlıyor.
Ş.Ö.: Daha önce başıma gelmedi ama yardıma ihtiyacı olan arkadaşlarımın yanında olurum. İyi bir sırdaşımdır.
H.D.: İlk defa tango yaptım. Mithat’la uzun süre ders aldık. Estetik göstermek ve doğru yapmak zormuş. Duygusu çok yüklü bir dans.
H.D.: Evet, kick boks yapmayı ve tangoyu öğrendim. (Gülüyor) Verimli bir süreçti.
H.D.: Benim yükseklik korkum var ve o sahnede ne yapacağım diye endişelendim. Fakat çok profesyonel bir ekiple çalıştık, o güvenliği görünce korkum geçti.
H.D.: Çığlıklar sahne gereğiydi, korkudan değil. (Kahkahalar)
Ş.Ö.: Evet. Geçen seneden ekibin güvenliğe çok önem verdiğini bildiğim için rahattım.
H.D.: Aaa bana hiç söylemedin. (Gülüyor)
Ş.Ö.: O biraz benim hırçınlığımdandı, kendimi göstereyim derken güvenliği aşmıştım.
H.D.: Biz oyun anlamında birbirimizi çok iyi anladık ve paslaştık. Bu büyük bir şanstı.
Ş.Ö.: Onun oyununa karşı sen de bir oyun veriyorsun. Hande ile uyumumuz çok iyi oldu.
Ş.Ö.: Ben bugüne kadar özel hayatımla ilgili hiç yorum yapmadım, bundan sonra da yapmayacağım. Özel hayatımın özel kalması taraftarıyım. Buna da saygı göstereceğinize eminim.
H.D..: Yaşadığın döneme, karşındaki kişiye göre değişecek bir şey bence. Sık mı âşık olursun?
H.D.: Zor olurum herhalde, bilmem.
H.D.: İnsanı iyi hissettiren bir şey. Kötü hissettirirse aşk değildir zaten.
H.D.: Hiçbir şey sonsuz değildir.
Ş.Ö.: İnsanın insana beslediği bir duygu ile sınırlandırmak bence çok eksik olur. Mesela beni şu an burada bulunduran şey, oyuncuğa duyduğum aşk. Bununla ilgili bir mertebeye gelmişim ki şu an bu konuşmayı yapıyoruz.
H.D.: İnsanların 2 saat güzel vakit geçirip mutlu ayrılacakları bir film. Ş.Ö.: Günlük sıkıntı ve kaygılarımızdan 2 saat uzaklaşıp gülümsemek için ‘Her Şey Aşktan’ çok doğru bir tercih olacaktır.
Ş.Ö.: Hiçbir zaman kendini beğenen biri değildim. Ergenlik döneminde benim de sivilcelerim vardı ve bir süre çirkindim. (Gülüyor)
H.D.: Değildim, hatta içine kapanıktım. Annem hep, “Senin bu mesleği yapacağın hiç aklıma gelmezdi” der. (Gülüyor)
Hande Doğandemir: Hayatımı herhangi bir noktada kısıtlayan bir durum olmadı. Bu dünyadan çok bağımsız bir arkadaş çevrem var, onlarla zaman geçiriyorum.
Şükrü Özyıldız: Bazen bana, “Oyunculuk yapmak istiyorum. Ne yapmam lazım?” diye soruyorlar. Onlara, “Oyuncu mu olmak istiyorsun? Ünlü mü?” diyorum. Bu 2 kavram son derece karışmış durumda. Ben yola oyuncu olmak için çıktım. Karşıma hedeften şaşırtacak bir sürü şey çıkmasına rağmen, şaşmamaya çalışıyorum. Kendinizi toplumdan soyutlamak zararlı bir şey.
Şükrü Özyıldız: Evet, şubat ortasında başlıyoruz. Birinci bölümde 2 karakteri birden canlandırıyorum. Karşı karşıya geldikleri sahneler de var. Bildiğim kadarıyla Türkiye’de daha önce denenmemiş bir şey. Çok heyecanlıyım. Çok önem verdiğim, değerli bir proje.
Röportaj: Ömür Sabuncuoğlu