Neslihan Atagül: Başına buyruk, inatçı biriyim
Neslihan Atagül, özel hayatına dair birçok konuyu Ekin Türkantos ile paylaştı.
13 yaşından bu yana ekran ve beyazperdede izlediğimiz Neslihan Atagül, geçen ay öyle bir düğün yaptı ki herkesten çok kendi eğlendi, eğlendirdi. Ancak düğün pastası önünde yaptığı bıçakla dansı eleştirildi. Eleştirenlerden biri de anneannemdi. O da cevap verdi: “O bıçak keskin değildi.” Ve ekledi: “İşte, seyirciyle büyümek tam da bu.”
Bu yıl onun yılıydı... Oynadığı rol sevildi, ekranda yıldızı parladı. Hatta öyle ki, Seul Drama Ödülleri’nde “En İyi Kadın Oyuncu” kategorisinde dünyaca ünlü isimlerle finale kaldı. Uzun süredir birlikte olduğu Kadir Doğulu’yla eğlenceli bir düğünle hayatını birleştirdi. Evlilik ona uğurlu geldi ve bir celebrity olmanın vazgeçilmezini yerine getirerek bir güzellik markasının, Pantene’in marka elçisi oldu. 24 yaşındaki Neslihan Atagül Doğulu, tüm bunlara genç yaşta sahip oldu gibi düşünülebilir ama o yolunu daha çocukken çizmişti. 8 yaşında oyuncu olmayı kafasına koyup kendini ajansa yazdıran ve 13 yaşında ilk projesiyle ekranlarda yerini alan Atagül, 2006’dan bu yana televizyon dizileriyle sinemayı birlikte yürütttü. Sinema da onu sevdi. 2012’de başrollerini Özcan Deniz ile paylaştığı “Araf” filmiyle de 45. Sinema Yazarları Derneği Ödülleri kapsamında ‘Cahide Sonku En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’, 25. Tokyo Uluslararası Film Festivali’nde ‘En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’, Altın Koza Film Festivali’nde ‘Türkân Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü’, Moskova 2 Morrow Film Festivali’nde ‘Şimdinin ve Gelece- ğin En İyi Oyuncusu Ödülü’nü aldı. Sektörde iyi isimlerle çalışma imkânı bulan Atagül’ün gelişimine izleyici de tanıklık etti, kendine kalıcı bir yer edindi. Ama bunun bir tesadüf olmadığı gerçek, bu uğurda çok çalıştığını her fırsatta dile getirdi.
Geçen ay sevgilisi Kadir Doğulu ile çok eğlendikleri bir düğün yapan güzel oyuncu ile görüntüleri tıklanma rekorları kıran balayı sonrası buluştuk. Evliliğini, oyunculuğunu, güzellik formüllerini konuştuk.
Açıkçası dönüm noktası mı tam olarak bilemiyorum, bunu ileride anlayabileceğim. Bu yıl gerçekten çok verimli, bereketli ve dolu geçti. Hayatımda güzel başarılar oldu, evlendim. Şu an her şey güzel bir şekilde artarak devam ediyor. Umarım böyle devam eder.
Ben evin küçük kızıyken onların gözü önünde genç bir kadına dönüştüm. Bu tabii ki çok tatlı bir şey. Çocukluğumdan bugüne beni izlemeleri ve çoğalmaları beni çok mutlu ediyor.
Evet, beni bir de evlendirdiler. (Gülüyor)
Biz çift olarak eğlenmeyi çok seviyoruz. Tabii ki düğündeki bazı şeyler planlandı ama danslar tamamen spontane gelişti.
Anneannene söyle o bıçak keskin değildi. (Gülüyor.) Evet işte, seyirciyle büyümek tam olarak da bu.
Ne güzel, ne mutlu bize.
Hayır, o kadar izlendiğini bilmiyordum.
Dansa ilgim var, dans etmeyi çok seviyorum. Ama dans eğitimi almayı hiç düşünmedim açıkçası.
Bu tabii ki tercih meselesi. Ben böyle olmasını istedim.
Dizimiz tatile girdi, reklamları, fotoğraf çekimleri başladı. Bu yıl çok fazla tatil yapamadım. Bundan dolayı mutsuz değilim çünkü hayatımda çok güzel şeyler oluyor. Zaten bunlar motivasyon kaynağım olduğu için keyifle yapıyorum. Tatili her zaman yapabilirim.
Bence biz birbirimize çok yakıştık. İnsanlar beni izliyor, güveniyor. Pantene ile işbirliği yapmadan önce ürünleri kullandım. Şu an rahatlıkla söyleyebiliyorum ki iyi bir marka ve insanlar güvenle kullanabilir. Güven benim için çok önemli bir şey. Tavsiye edeceğim şeyin kaliteli olması çok önemli. Çünkü insanları hayal kırıklığına uğratmak istemem. Biz güzel bir uyum yakaladık. Marka bu yıl 24. yılını kutluyor Türkiye’de, yakında bende 24’üncü yaşımı kutlayacağım. Güzel tesadüfler oldu.
Ben hep yaşadığım hayatın hakkını verebilmeliyim. Şu sıralar her şey yolunda gidiyor. Ben kendime “Çok başarılıyım” diyemem tabii ama yapmak istediklerimi gerçekleştiriyorum.
Evet, ne istediğini bilmediğinde algı dağınıklığı olabiliyor. Eskiden etrafımızda bu kadar alternatif yoktu. Opsiyonlar çoğaldıkça insanlar her şeyin tadına bakmak istiyor. Ben sadece çok dağılmadan hedeflediğim şeye doğru yol aldım, çalıştım, çabaladım, azmettim. Ve evren bu azmettiğim şeyleri karşıma çıkardı.
Aslana sarılmak istiyorum ama şu an yapamıyorum. Ben her zaman çok gezmeye çalışıyorum. Yapmak istediğim şeyleri yapıyorum. Her işimin arasına belli bir süre verip tamamen kendimi besliyorum. O zaman yapmak istediklerimi yapabiliyorum.
İllaki olmuştur. Çünkü o yolda giderken bir şeylerin bana ters geldiğini ya da yolunda gitmediğini hissederim ya da görürüm. Bir şekilde karşıma çıkar ve o yoldan dönerim. Bu da benim için hayırlısı olmuş olur. Hayata biraz böyle bakıyorum.
Saçlarımın temiz olmasını önemsiyorum. Aylık saç bakımına gitmeme rağmen yıpranan saçlarımın uçlarından kırıklarını sürekli kestiriyordum. Bakım kremi kullanmaya yeni başladım. Duştan sonra da bakım yağları kullanıyorum. Hayatım setlerde geçtiği için rolüm gereği sık sık fön, krepe, topuz gibi işlemlerden geçiyor. Günlük hayatımda saçlarımda farklı şekiller denemeyi seviyorum. Atkuyruğu yapıyorum, örüyorum. Bazen dağınık şekilde doğal haline bırakıyorum. Sadece işim gereği değil kendimi her zaman iyi hissetmek için kendime bakmayı seviyorum. Cildim çok işlem gördüğü için cilt bakımına gidiyorum ve cildimi her gün temizlemeye özen gösteriyorum. Günlük nemlendiricilerimi kullanıyorum. Makyaj malzemelerinde ise su bazlı, daha organik, ince yapıdaki ürünleri seviyorum. Çantamda olmazsa olmazlarım ise dudak nemlendiricim ve el kremlerim.
Kapalı alanda çok kalamıyorum, klostrofobi. Mesela şu an bulunduğumuz odada kapı biraz daha kapalı olsa camı açmak isterim. Odaya dışarıdan hava girmesi gerekir.
Sabahları espresso içmem gerek. Kahvaltıdan sonra Türk kahvesi ve gün içinde ve yatmadan önce çok su içmeye çalışıyorum.
Sette karavanda minik aletlerimle yapmaya çalışıyorum. Şu sıralar bolca yüzüyorum. Zaman buldukça da pilates yapıyorum.
Fikirlerimiz çok değişken hep aynı şeyleri hissederek uyanmıyoruz. Sabah kahvaltımı evde yaptığımda o gün benim için ideal bir gün olabilir. İdeal dediğim, çok verim alabileceğim bir gün olabilir yani.
Çok pozitifim diyemem ama olmaya çalışıyorum.
Şems-i Tebrizi’nin güzel bir lafı var: “Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.”
Bu konuda hiç mütevazı olamayacağım gerçekten iyi yemek yaparım.
Annemden herhalde.
Patates. Her türlüsünü severim. Patates ve zeytinyağlı deniz börülcesini sıkılmadan her gün yiyebilirim.
Önemli olan sağlık. Onu kaybetmekten korkarım. Fiziğimizle iş yaptığımız için, neticede insanlar bizi izliyor, çok önemli. Mesela sette grip olduğumda “Eyvah ne yapacağım” diyorum. Çünkü burnumun akmaması, kızarmaması, sesimin değişmemesi lazım. O yüzden kaliteli beslenmeye, uykumu iyi almaya çalışıyorum.
Ben sarılayım da gerisini düşünmüyorum.
Yok hayır, bildiğin yeleli erkek aslana sarılmak istiyorum. Korkmam huzur hissederim bence. Zaten korksam da artık çok geç olur, o beni çoktan yemiş olur.
Ben çok sabırlıyımdır. Mutlaka herkesin hayatta “Ne yapmam lazım” dediği dönemler olmuştur. Başka yolları düşünmüştür. Ben oyunculuğu çok seviyorum ve bu kadar çok sevdiğim şeyden para da kazanıyorum. Onun için “Vazgeçsem mi?” diye hiç düşünmedim. Ama tabii “Acaba böyle mi olmalı?” dediğim şeyler olmuştur.
Ben de başrolle başlamadım aslında. “İlk Aşk”, “Yaprak Dökümü” sonrasında “Araf”, “Hayat Devam Ediyor” adlı projeden sonra “Fatih Harbiye” oldu, 3 yıl önce. Keşke elimizde olsa da hep sinema filmi yapabilsek. Ama maalesef öyle olmuyor. Umarım daha çok sinema filmi yapabilirim, çok çeşitli roller oynayabilirim.
Bir Almodovar filminde oynasam ne tatlı olur, evrene böyle mesajlar gönderelim. Onunla tanışmak, onun setinde bulunmak benim için keyifli olur.
Sabretmek. Herkes çok tatlı ama neredeyse her gün birbirimizi gördüğümüz için ve yoğun çalıştığımız için kırılabiliyoruz, üzülebiliyoruz yani anlayışlı olmak, empati kurabilmek gerekiyor.
Bu çok zor bir soru. Çünkü kendimi çok sorumlu hissederim. Çok çalışmaları lazım, kendilerini geliştirmeleri gerek. Ben de hâlâ öyle yapıyorum. Bolca film izlemek, kitap okumak, araştırmak gerek ve elbette karar verip “Ben bu işi yapmak istiyorum ve sebepleri bunlar” diye düşünmek gerekiyor. İnsan geçerli sebepleri varsa, kendine çok kolay yalan söyleyebiliyor. Net bir şekilde kendiyle yüzleştikten sonra bu yolda ilerlemeye kararlıysa o zaman yol onun yolu. Kendini beslesin ve azmedip çalışsın. İyi insan olduktan sonra her şey onun karşısına çıkar.
Ben biraz başına buyruk, biraz inatçı biriyim. Yeni yeni kırılıyor bu aslında. 2 yıldır kendimi bu konuda törpülemeye çalışıyorum. Tabii ki fikrine değer verdiğim insanlardan Kadir’den, menajerim Önem’den fikir alıyorum. Ama özünde kendimi dinliyorum ve ne yapmak istiyorsam, bana en yakın gelen neyse onu tercih ediyorum.
İşimde disiplinliyimdir ama Neslihan olarak kendi hayatımı akışına bırakırım.
Oradaki amacım güzel fotoğraflar paylaşabilmek. Sosyal medyayı aktif kullanan biri değilim. Beni sevenler fotoğraf paylaşmam konusunda üzerimde o kadar baskı uyguluyorlar ki, onları kırmamak için, iletişim kurabilmek adına “Sizi görüyorum, okuyorum” demek adına fotoğraflar paylaşıyorum. Çünkü uzun süre sessiz kaldığımda merak ediyorlar.
Beni hiç tanımadan sevmeleri ve takip etmeleri bana kendimi çok özel hissettiriyor. Onların sevgilerinin yeri çok özel ve karşılıklı. Bu benim en büyük motivasyon kaynağım. İyi ki varlar. Umarım giderek büyürüz.
Röportaj: Ekin Türkantos