Rüveyda Öksüz... Tıpkı isminin anlamı gibi zarif, ince ve nazik. Türkiye’nin tescilli güzellerinden. Güzelliği kadar başarılı oyunculuğu, duruşu ve düzenli yaşamıyla da takdir topluyor. Şimdi ‘Cesur Yürek’te idealist avukat Berrin Bayraktar karakteriyle karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.
İçinde aşk, dram ve bol aksiyon olan bir senaryomuz var. Farklı yollarda ilerleyen bir sürü insanın çatışmasını izleyeceğiz. Ben de bir avukatı canlandırıyorum. Hikâyenin hem siyasi hem de aşk kısmında yer alıyorum.
Çektiğimiz bütün sahnelerde farklı bir heyecan var. Her saniyesi izleyiciyi ekrana bağlayacak. Gözlerini kırpmadan izleyecekler.
Narin ama aynı zamanda o kadar erkeğin içinde duran bir kadın için fazla korkusuz. Babasız büyümesinin de bunda etkisi var. İnandığı yolda sonuna kadar savaşan, dikbaşlı bir biri. Gösterişten, süsten uzak bir kız. Hayattaki tek amacı adaleti sağlamak. İdealist bir avukat ve kararlı bir kişilik.
Düşünmemiştim. Doktor olmayı hayal ediyordum. Branşım da çocuk ya da estetik bölümü olsun istiyordum. Yıllar geçtikçe yapamayacağımı anladım ve bu hayalimden vazgeçtim.
Daha sempatik geliyordu. Bir şeyi güzelleştirmek hoşuma gidiyordu.
Yok yaptırmadım.
Şu an gerekli görmüyorum ama yaşlandığımda ihtiyaç duyarsam neden olmasın? Bahsettiğim estetik ameliyat değil. Botoks ve göz altı dolgusu yaptırabilirim.
Farklı bir kültür sahibi olmak istedim. Bir de matematiğim ve fiziğim, yani fen bilgim hep çok iyiydi. Dolayısıyla bu branşı seçmek istedim.
Tabii ki, ne güzel bir anı olur.
Yoktu. Küçükken beni Azra Akın’a çok benzetirlerdi. Dünya güzeli seçildiğinde, “Ne kadar güzel bir duygu, birinci oldu, ülkemizi temsil etti. Ben de önce üniversite sınavını kazanacağım, sonra da yarışmaya gireceğim” dedim. Dediğimi yaptım ve birinci oldum. Hayalimi gerçekleştirdim. Bu benim için çok güzel bir anı olarak kaldı.
2 tane ablam var, evin en küçük kızıyım ve prenses gibi yetiştirildim. Hep “Ay ne kadar güzelsin, ay ne kadar tatlısın” dediler. Çevremdeki insanların da güzel sözleriyle cesaretlendim ve güzellik yarışmasına katılmaya karar verdim.
Kamp o kadar stresli bir ortam ki, 1 ay boyunca günde 12 saat çalışıyorsun. Koreografiler, fotoğraf ve video çekimleri... Başlarda çok umutluydum, kamp döneminin ortalarına doğru bir umutsuzluğa kapılıp “Galiba olmayacak” dedim. Hatta kamptan ayrılmak istedim. Fakat dereceye gireceğimi de tahmin ediyordum. Yarışma günü gelip çattı, ilk 4 açıklanmaya başladı, 4’üncü olmadığıma sevindim, 3’üncü olmayınca da mutlu oldum, 2’ncide de adım okunmayınca “Allah Allah arkada kim kaldı acaba?” dedim. Sonra birinci olarak adım açıklanınca dünyalar benim oldu.
Yok, benim için güzellik yarışması bir araç değil amaçtı. En büyük hayalim dünyanın herhangi bir yerine gidip, ülkemi temsil etmekti. Sonra, “Bir oyunculuğunu görelim” dediler. Birden kendimi bu işin içinde buldum. Çok sevince de bırakmak istemedim ve böyle devam etmeye karar verdim.
Rümeysa ile aramızda 4 yaş fark var, diğer ablamla 14 yaş. Kendimi bilim bileli o başka bir evde yaşıyordu. Çocukluğumuz pek birlikte geçmedi ama şimdi hep beraberiz. Kalabalık bir ailenin ve kız kardeşlerinin olması çok güzel. Desteklerini hep hissediyorum.
Hiç olmadı. Sadece en büyük ablamla diğer ablam birlikte bir şeyler yaptığı zaman “Beni niye aranıza almıyorsunuz?” diye kıskanıyordum, o kadar. (Gülüyor)
Değişik ve güzel bir senaryo gelirse tabii ki oynamak isterim. Hayalimde aksiyonlu bir iş var. Sıra dışı, güçlü, savaşçı bir karaktere hayat vermek istiyorum. Rolüme çok iyi hazırlanıp bomba gibi bir sinema filminde yer almayı hedefliyorum.
Elma sirkesini, haftanın 2 günü suyla açıp gece yatmadan önce yüzüme tonik gibi sürüyorum. Hem yüz rengimi hem de yüzümdeki lekeleri açıyor. Bir de bebeklerin pişik kremlerini bazı geceler yatarken yüzüme sürüyorum. Bal ve limondan yüz maskesi hazırlıyorum. Doğal şeyleri seviyorum. Kremler alerji yaptığı için istesem de kullanamı- yorum zaten.
Yemek yemeyi çok seviyorum, her şeyi yerim. İpin ucunu kaçırdığım zaman “Dikkat edeyim” diyorum ama o zaman daha çok kilo almaya başlıyorum. İş temposuna girdiğim zaman kendiliğinden zayıflamaya ve kilo kaybetmeye başlıyorum.
Teşekkür ederim. Güzellik yarışması için kamptayken gece yatarken devamlı yoğurt ve elma yiyorduk. Gün içinde hep sebzeli yemeklerle besleniyorduk. Ekmek hayatımızda hiç yoktu. Kamptan çıktıktan sonra yüzüme makyaj yapmaya kıyamamıştım. Çok parlak ve canlı bir cildim vardı.
Doğru değil. Ciddi bir ilişkimiz var ama evlilik için daha çok erken. Şu an çok mutluyuz. Acelemiz yok.
Karakter olarak Gökhan’ı kendime çok yakın hissediyorum, biz onunla aynıyız. İkimiz de sessiz ve sakiniz, gezmeyi sevmiyoruz. Evde oturalım, dışarı çıkmayalım durumundayız.
Benim için en önemli özelliği iyi kalpli olması. Bir de mütevazı kişiliği.
Yoğun bir çekim temposu var. Ben ‘Cesur Yürek’e başladım, o ikinci sinema filminin çekimleri için İzmir’e gitti. Büyük bir özlem var şu an.
Hiç güzel değil ama şarkı söylemeyi çok severim. “Bana şarkı söylemeyi öğret” deyip duruyorum. (Kahkahalar) “Anı kalsın, söyleyeyim” demelik bile bir sesim yok.
Kıskanmıyorum, erkek arkadaşımın sevilip beğenilmesi hoşuma gidiyor. Gurur verici bir duygu. Onu tanıyıp da sevmeyen bir insana hiç rastlamadım.
İkimiz de çok rahat ve cool değiliz ama kıskanç da değiliz. Dengeyi kuruyoruz.
Röportaj: Ömür Sabuncuoğlu
Haber Fotoğrafları: Hakan Öcal