Diane Kruger: Fatih’le unutulmaz anılar yarattık
Fatih Akın’a Altın Küre kazandıran filmi ‘Paramparça’da başrolü üstlenen Diane Kruger, “Fatih’le aramızda çok özel bir bağ kurduk. Hatta güzel filmler kadar unutulmaz anılar da yarattık” diyor.
Dünyaca ünlü oyuncu Diane Kruger, HT Magazin’e konuştu. Türk asıllı Alman yönetmen Fatih Akın’ın Altın Küre ödüllü ‘Paramparça’ filmindeki rolüyle Cannes Film Festivali’nde ‘En İyi Yabancı Kadın Oyuncu’ ödülünü alan Kruger, rolüne nasıl hazırlandığını, Fatih Akın’la arkadaşlığını ve güzellik sırlarını anlattı.
Teşekkür ederim. Çok heyecanlıydık ve bizim için büyük bir sürpriz oldu.
Henüz bilmiyorum ama saygı duyduğum birçok oyuncuyla birlikte oynamak çok güzeldi. Onlarla çalışmak bana çok iyi geldi. Bu yıl için bazı projeler ayarlandı. Onlarda yer alacağım için çok heyecanlıyım.
Eğer bunun nedenini bilseydim size söylerdim.
Onun emsalsiz vizyonu, hevesi ve insanlığı. O bana kanatlar verdi.
Hangi yönetmenle çalıştığınız önemli değil, setlerde inanılmaz şeyler oluyor. Her zaman yeni bir macera gibi. Yeni bir evren ve siz de bu evrenin bir parçası oluyorsunuz. Tanımadığınız insanlarla birkaç ay içinde kaynaşıyorsunuz ve hepsi size bir şey katıyor. Böylece insanlara yaklaşıyorsunuz. Elbette bazı deneyimler diğerlerinden daha eğlenceli olabiliyor. Mesela Fatih’le aramızda çok özel bir bağ kurduk. Hatta güzel filmler kadar unutulmaz anılar da yarattık.
Çok korkunç. Bazen çok depresif hissediyorum. Elimden gelen tek şey davranışlarımla örnek olmak ve seçimlerde oy kullanmak.
Bu önemli bir hareket. Mini bir devrim. Bunu çok ciddiye alıyorum. Bu sorumluluk gerektiriyor ve ben bu uzun koşuda bir şeylerin değişeceğine inanıyorum.
Elbette. Dürüst olmak gerekirse zorbalığa maruz kalmayan kadın tanımıyorum. Artık bizim yükselişe geçme ve ‘Yetti artık’ deme zamanımız geldi. Ve umarım dışarıdaki iyi erkekler de yanımızda yürür ve bizi destekler.
Evet takip ediyorum. Nuri Bilge Ceylan’la Venedik’te bir festivalde jüriydik ve Emin Alper’in ‘Abluka’ adlı güzel filmini seyrettik.
Birçok kez İstanbul’a geldim ve çok büyülendim. En yakın arkadaşım Türk bir erkekle evlendi. Hayatımda gördüğün en muhteşem ve unutulmaz düğündü. Ayrıca Türk yemeklerini çok seviyorum.
Bunu bilemem, ben orada büyüdüm. Ama Fatih’ten çok şey dinliyorum.
Hiçbir sırrım yok. Bunun anahtarı uyumak ve egzersiz yapmak. Gençken bunlara hiç dikkat etmedim. Ama şimdi zayıf kalmak zorundayım. Haftada 4 kez spor salonuna gidiyorum. Bunu yapmak zorundayım çünkü güzel yiyecekleri çok seviyorum ve asla diyet yapmak istemiyorum.
Aylarca bu role hazırlandım. Terörizme, cinayete kurban giden ve çocuklarını kaybetmiş olan ailelerle görüştüm. Onların hikâyelerini gözümde canlandırmaya başladım ve her gün onları düşünerek rolüme çalıştım. Onların ne düşündüğüne dürüstçe yaklaştım. Böylece Fatih’le filme başlamadan önce kendimi hazırlamıştım. Diğer oyuncularla da senaryoyu enine boyuna konuştuk ve Katja ortaya çıktı.
Röportaj: Ebru Ayaz