HT Hayat Anasayfa Türkan Şoray | Yaşam

Kariyerimin üçüncü Türkan Şoray röportajı. İlki 2002’de ‘Gönderilmemiş Mektuplar’ın Amasra’daki setindeydi. Bir yanlış anlamanın sonucu bana olan kırgınlığı, Kadir İnanır’ın araya girmesiyle sona ermişti. Sonra Amasra’da gazetecilere verdiği yemekte yanına oturma şerefine nail olmuş, İstanbul’a dönüşünde ise evinde bana yaptığı pastayı yemenin mutluluğunu yaşamıştım. Ne de olsa bir ‘Sultan’, bana özel olarak pasta yapmıştı. İşte o ‘Sultan’ ile bu kez İzmit’teki ‘Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam‘ın setinde buluştuk. Yine her haliyle, her cümlesiyle o bir “Türkan Şoray”dı. Bu kez pasta yapmamıştı ama elleriyle hazırladığı ekmek arası peynir domatesin tadı “sultanlara layık”tı. Sette figüranlardan birinin arkadaşıyla konuşması Türkan Şoray’a olan sevgiyi özetler gibiydi: “Vay canına! Ben gerçekten şimdi Türkan Sultan’ı mı gördüm? Allah’ıma şükürler olsun.”


Kitabının yazımını tamamladı

52 yılda 200 filmde rol alarak “dünyanın en çok başrolde yer alan kadın oyuncusu” sıfatıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na giren Türkan Şoray, hayatını anlatan kitabının yazımını tamamladı. Sanatçının kitabı Türk sinemasının tarihi niteliği taşıyacak olmasının yanı sıra bugüne kadar bilinmeyen birçok konuyu


da gün ışığına çıkacak.


İtalyanlarla film çekecek

Kitabını önümüzdeki aylarda yayımlamaya hazırlanan Türkan Şoray, aynı zamanda Oscar ödüllü ‘Hayat Güzeldir’in İtalyan yapımcısı Gianluigi Braschi ile birlikte film çekme hazırlıkları yapıyor. Braschi’nin yapımcılığını üstleneceği filmde Şoray, hem yönetmenlik hem de oyunculuk yapacak. Sanatçı, bu filmin hazırlıkları nedeniyle ‘Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam’da rolünün az olması şartıyla yer aldı.


Genç kızları ağlatıyor

Türkan Şoray ile ‘Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam’ın setinde buluşmadan önce televizyonda izlediğim bir haber oldukça dikkatimi çekti. Yaşı henüz 20 bile olmayan genç kızlar bir etkinlikte Türkan Şoray’ı görünce mutluluktan titreye titreye ağladı. “Acaba neden böylesine ağlıyorlar?” dedim. Şoray, popüler değil, o genç kızların filmleriyle büyümesi de mümkün değil. Peki, nasıl oluyor da bu kadar seviliyor? Sonra şunu düşündüm: “Türkan Şoray’ı sevmeyen bir kişi var mıdır?” Kanımca yok. Ve yine kanımca böyle bir özelliğe sahip olan bir kişi daha yok.


Buradaki ilgiden yurtdışını görmedik

"Belki de kendi insanımızın sevgisi bizlere yeterli geldiği için gözümüz yurtdışını göremedi. Çok şükür bizler insanlarımızdan öyle sevgi ve saygı gördük ki. Ayrıca bizim yoğun olarak çalıştığımız yıllarda Türk sineması yurtdışında bu kadar tanınmıyordu, bir kapalı kutuydu. Bu nedenle bizlerin yurtdışında dikkat çekmemiz, tanınmamız çok zordu. Şimdi şartlar değişti. Filmlerimiz dış pazara açıldı. Yabancıların Türk oyuncuları görme, değerlendirme şansı var. Bizim böyle bir şansımız yoktu. Ayrıca dil de bilmiyorduk. Bu da büyük bir sorundu. Bizler o şansı yakalamış olsaydık birer Sophia Loren, birer Alain Delon olurduk."


25 yıldır yalnız olan Türkan Şoray, çevresinde birkaç kişi dikkatini çekmiş olsa da, kendisine duyulan ilgileri hissetse de aşk yaşayamamış olmaktan dolayı pişman değil





  • Yapılan araştırmalara göre dünyanın en çok film çeken kadın oyuncusu benmişim. Bu Allah’ın bana bir lütfu. İzleyicilerimle yıllardır süregelen aşkımızın, bağlılığımızın, karşılığı olarak bana ‘Sultan’ lakabı ithaf edildi. Bana ‘Sultan’ denildiği zaman hep mahcup oluyorum. Ben bu payeyi ne kadar hak ettim bilmiyorum. Hak etmeye çalışıyorum. Ben her işimde benden bekleneni vermeye çalışıyor ve teşekkür ediyorum.

  • Dünyada Cüneyt Arkın kadar yakışıklı bir adam yoktur. Kadir İnanır da, Tarık Akan da, Fikret Hakan da öyle. Keza kadın oyuncularımız Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Gülşen Bubikoğlu. Hepsi dünya güzeli, hepsi müthiş yetenekler. Şartlar elverişli olsaydı hepimiz dünya sinemasında yerimizi alacaktık.

  • Türk sinemasında sadece ben çok seviliyormuşum gibi bir algı yaratılmasından hiç hoşnut değilim. Kendi akranlarımın da çok sevildiğini hep görmüşümdür. Şimdi görüyorum, yeni nesil oyuncular da bir yerlere gittikleri zaman büyük sevgi görüyorlar. Ben bana olan sevgi için ellerimi açıp “Allah’ım bana bu mutluluğu yaşattığın için şükürler olsun. Ölene kadar bumutluluğu bana yaşat” diye dua ediyorum. Bana olan sevgi biterse yaşayamam. İşimi çok sevmemin ana nedeni insanların bana gösterdikleri sevgidir.

  • Belki de Türk kadını kendini benimle özdeşleştirdi. O kadar çok karakter canlandırdımki. Kadınlar benimle canlandırdığım karakterlerden dolayı bir özdeşleştirmede bulundu. Bir de balık etli olduğum için tipik bir Türk kadını görünümüne sahiptim. Erkekler de belki beni sevgilisiyle, annesiyle özdeşleştirdi.

  • Taht ne demek? Zaten ben bu taht olayını hiç anladım. Benim tahtım yok. Hepimiz izleyicilerimizin gönlünde biryere sahibiz. Akranlarımın da, genç arkadaşlarımın da hepsi ayrı bir değerdir.

  • Sinemanın büyüsünden ve arka arkaya filmler çektiğimiz için Kadir İnanır ile iyi bir ikili olduk. Günümüzde ise hem konu itibarıyla, hem de aynı oyuncuların birlikte arka arkaya filmlerde rol alamamaları nedeniyle bizim gibi ikili çıkması zor. Televizyon dizileri de sinema filmlerinin büyüsüne sahip değil. Çünkü sinemada sadece filme odaklanılıyor. Dizilerde ise dikkat birçok yere dağılabiliyor.

  • Bu projede yer almayı dönem dizisi olduğu için kabul ettim. Başta çok fazla yer alamayacağımı söyledim. Çünkü hem kitabımın yazımıyla hem de ‘Hayat Güzeldir’in yapımcısıyla birlikte film çekeceğimiz için ‘Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam’da başrolde değilim. Çünkü sözünü ettiğim işlerle ilgilenmem gerekiyor.

  • Hayatta daha büyük bir kazanç olur mu? Bir insan daha neyle mutlu olabilir ki? Hangi kapıyı çalsam bana evlerini açacaklarına, yardım ellerini uzatacaklarına inanıyorum. Hakikaten ben her evin insanıyım. İnşallah bunu hak etmişimdir.

  • 25 yıldır aşk yaşayamamış olmaktan pişman değilim. Dediğim gibi aşk yaşamayı isterdim ama aşkın boşluğunu doldurdum.

  • Kadir İnanır’ın hastalığını duyduğumda korkunç bir acı hissettim. Tarifi mümkün değil. Şükürler olsun iyileşti.


‘Önceliğim Yağmur’

“Aşk yaşamak dünyanın en güzel olgusu. Bir kadın olarak elbette ben de aşk yaşamayı, hayatı paylaşmayı çok isterdim. İtiraf edeyim çevremde dikkatimi çeken birkaç kişi oldu. Ben duygusal bir kadınım, aşk kadınıyım. Aşka büyük bir saygı duyarım. Her kadın kendisine ilgi duyulduğunu da hisseder. Ben de bana ilgi duyulduğunu hissettim ama sanıyorum ilgi duyanlarla benim aramda görünmez bir duvar vardı. Belki de bilmeden, istemeden o mesafeyi ben koydum. Belki de bunun nedeni hüsrana uğrama endişesi, aşk acısı çekmek istemeyişimdir. Ayrıca önceliğim hep Yağmur olmuştur. Kendime yetiyorum”.


Hazırlayan: Mehmet Çalışkan





YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.