Bunun doğal sonucu olarak da eşler boşanmayı tercih edebiliyor. Son günlerde artan boşanma durumlarının nedenlerini, süreçlerini ve boşanma sonrası hukuki sonuçları avukat Ali Bilgin Karakuş’la görüştük…
Günümüzde eşler hangi sebepler ile boşanmaktadır?
Türk Hukuk sisteminde boşanmaya ilişkin mevcut hukuksal düzenlemeler Avrupa ülkelerinden farklı değildir. Öncelikle ve önemle belirtmek gerekir ki; hukuk sistemimizde boşanma, ancak Türk Medeni Kanunu'nda belirtilen sebeplerin varlığı halinde, hâkimin karar vermesiyle mümkün olmaktadır. Türk Medeni Kanunu boşanma nedenlerini özel ve genel olmak üzere ikiye ayırmıştır. Bu ayrımın temelini ise; boşanma nedeninin açık, somut ve kesin bir şekilde Türk Medeni Kanunu'nda belirtilip belirtilmemesi oluşturmaktadır.
Genel boşanma nedenleri kanunda düzenlenmiş fakat tam olarak nelerin bu sınıfa girip girmediğinin takdirinin hâkime bırakılmıştır. Türkiye boşanma davası açanların %90′nı genel boşanma nedenine dayanarak boşanma davası açmaktadır. Genel boşanma nedeni ise Türk Medeni Kanunu'nda evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak açıklanmıştır...
Özel boşanma sebepleri ise; Türk Medeni Kanunu'nda açık ve kesin bir şekilde düzenlenmiştir. Özel boşanma nedenleri: zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığıdır.
Peki anlaşmalı boşanma nedir?
Anlaşmalı boşanma; her iki tarafın da hem boşanma hem de velayet, mal rejimi, tazminat ve nafaka gibi unsurları konusunda fikir birliği sağladıkları boşanma türüdür. Anlaşmalı boşanmada önemli olan taraflar arasında fikir birliğinin sağlanmasıdır.
Anlaşmalı boşanma kurumu Türk Medeni Kanunu'na göre; Evlilik birliğinin en az bir yıl sürmesi koşuluyla, eşlerin birlikte mahkemeye başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi (protokolü) uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Ortada anlaşmalı bir durum olduğu için taraflar arası çekişme yaşanmayacaktır ve dava daha kısa sürede sonuçlanacaktır. Eğer, nafaka, velayet, tazminat vb durumlar için ortak kararlar alıp anlaşmalı boşanabilirseniz, bu her iki tarafın da yararına olacaktır. Özellikle çocuk var ise çocuğun süreci sağlıklı bir şekilde atlatması açısından taraflara anlaşarak boşanmalarını tavsiye ederim.
Boşanma süreci nasıl ilerlemektedir?
Yasal olarak bir avukata danışmak ya da avukat vasıtası ile davayı yürütmek zorunluluğu yoktur. Ancak boşanma sürecinde “avukata ihtiyacın yok” diyenlere itibar etmemek gerekiyor. Öncelikle, tarafların haklarının korunması ve özellikle delillerin oluşturulması, dava sürecinin düzenli takibi ve dava sonucu mahkeme hükmü doğrultusunda yapılması gereken çeşitli hukuki işlemlerin sağlıklı şekilde yürütülebilmesi açısından bir avukata danışmak ve bu süreci bir avukat marifetiyle yürütmek oldukça önemlidir. Bir hukukçu olarak tavsiyem, bu sürecin bir avukat yardımıyla yürütülmesidir. Aksi takdirde uygulamada sıkça karşılaştığımız üzere kendi başınıza açmış olduğunuz boşanma davanız bir kördüğüme dönüşür. Avukata danışıldıktan sonra ise işlemler şöyle yürümektedir;
Boşanma davası eşlerden birinin yerleşim yeri veya dava açılmadan önce son altı aydan beri birlikte ikamet ettikleri yer mahkemesinde açılabilir. Öncelikle bir dilekçeyle boşanma istemini, gerekçelerini ve kusurun ne olduğunu açıkça ifade etmek gerekir. Boşanmayla ilgili açılacak davada dava dilekçesinde boşanma istemi, nedeni ve gerekçesinin yanı sıra tazminat, nafaka eğer çocuk var ise velayet taleplerinin de belirtilmesi önem arz etmektedir. Çünkü mahkeme bu talepler doğrultusunda gerekli araştırmalar yapıp bunun neticesinde gerekli belgeleri toplayacak ve buna göre hüküm kuracaktır. Yapılan yargılama neticesinde mahkemece tarafların ileri sürmüş olduğu deliller değerlendirilip boşanmaya hükmedilmesi ve bu hükmün kesinleşmesi ile boşanma gerçekleşir.
Türkiye'de boşanma davaları ortalama ne kadar süre de çözümleniyor?
Anlaşmalı boşanmalarda çekişmeli boşanma davalarına göre süre oldukça kısadır. Anlaşmalı boşanma olduğu için eğer hakim ikna olmuş ise yani hâkim tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmiş ve boşanmanın malî sonuçları ile eğer var ise çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi (protokolü) uygun bulmuş ise tek celsede boşanmaya karar verilir. İlk duruşma günü ve sonraki işlemler (temyizden feragat dilekçesi, kararın kesinleşmesi, Nüfus idaresine mahkemenin kararının yazılması vb. usulü prosedür.) ile bu süre 2-3 ayı bulabilmektedir.
Anlaşmalı olmayan - çekişmeli boşanmalarda, kesin bir süre vermek oldukça güçtür. Gerek mahkeme süreci gerekse de hüküm sonrası -temyiz süreci ile birlikte değerlendirildiğinde boşanma 1-3 yılı bulabilmektedir.
Boşanma davasının sonuçları genel olarak nelerdir?
Boşanma ile birlikte öncelikle taraflar arasındaki evlilik birliği sona erer. Bunun doğal sonucu olarak da eşlerin birbirine karşı evlilikten doğan karşılıklı hak ve yükümlülükleri de sona erer. Madde madde belirtmek gerekir ise;
- Boşanma davası nedeniyle, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Burada bakılacak kusur, boşanma sebebindeki kusurdur. Davalı eş ise boşanmada kusurlu olmalıdır; kusuru olmayan eşten tazminat talep edilemez. Tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edildiğinde de tazminata hükmolunmaz. Tazminat miktarını hakim belirler. Miktar belirlenirken tarafların mali ve sosyal durumlarıyla kusur dereceleri göz önüne alınacaktır. Boşanmaya neden olan olaylardan ötürü, kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu eşten, uygun miktarda manevi tazminat isteme hakkına sahip olacaktır. Bu sefer, davacının hiç kusursuz olması şartı aranmayacak sadece daha az kusurlu olması talep için yeterli sayılacaktır. Bu halde de eşit kusur durumunda tazminata hükmolunmaz. Davacının kusuru tazminat miktarında indirim sebebi sayılır. Bu talepler hakimin kendiliğinden karara bağlayacağı konulardan değildir. Boşanma kararında yer alması için mutlaka bir talep gereklidir. Manevi tazminat olarak hakim bir miktar para ödenmesine hükmeder. Bu paranın miktarı ihlalin ağırlığı, tarafların kusur oranı ve sosyoekonomik durumlarına göre belirlenir.
- Hakim boşanma kararını verirken, anne ve babayı dinler, çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının görüşü alınır. Çocukların sağlık, eğitim ve ahlaki konularda yararını gözeterek, ana ve babanın çocukla olacak kişisel ilişkilerine dair bir karara varır. Hakim tarafından, çocuklar ana ve babadan birisine veya bir kısmı anaya, bir kısmı babaya verilebilir. Çocuğu bir tarafa verdi ise, diğer tarafın çocukla kişisel ilişkilerini, görüşme günlerini düzenler. Boşanma kararı neticesinde çocuklar hangi tarafa verilmişse, o taraf çocuğa bakmakla yükümlü olup, kendisine velayet bırakılmayan eş ise, çocuğun bakımı ve giderleri için gücü oranında mahkeme tarafından belirlenecek bir i ştirak nafakası öder. Ergin olan çocuk ise kanundaki şartlar varsa, artık yardım nafakası talep edebilecektir.
- Boşanma davası neticesinde yoksulluğa düşecek olan taraf, boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusuru olmaması kaydıyla, geçimini sağlayabilmek için süresiz olarak nafaka verilmesini talep edebilir (yoksulluk nafakası). Nafaka miktarı belirlenirken, diğer tarafın mali gücü dikkate alınır fakat diğer tarafın kusurlu olması şartı aranmaz. Hakim maddi tazminatın durumun gereklerine göre irad biçiminde ödenmesine karar verebilir. Manevi tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. Yoksulluk nafakası ya da maddi tazminatın irad biçiminde ödenmesi karara bağlanmışsa, hak sahibinin, yeniden evlenmesi veya ölmesi halinde kendiliğinden ortadan kalkar. Nafaka alan kişinin evlenmeden başkası ile evli gibi birlikte yaşaması veya haysiyetsiz hayat sürmesi halinde, mahkeme kararı ile kaldırılabilir. Tarafların mali durumlarında yaşanan değişiklikler nedeniyle hakim iradın artırılmasına veya azaltılmasına karar verebilir.
- Tazminat ve yoksulluk nafakasının mutlaka boşanma davası sırasında talep edilmesi şart değildir. Daha sonra açılacak bir dava ile de tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri ileri sürülebilir. Ancak bu dava hakkı boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Röportaj: Pınar Aksu
YORUMLAR