Sadece adı ve kökeni Türk olan eşi sayesinde “Milli damat” ilan edilen Robbie Williams, Estonya’nın Talinn kentinde 70 bin kişiye bir konser verdi. Bu konser anbean kaydedildi. Talinn dünyanın en güzel şehirlerinden biri gibi görünüyor bu konser filminde. Robbie Williams, yani “eniştemiz” ise sahnenin her yanından fışkıran farklı boyutlardaki büstleri ve yaptığı esprilerle megaloman bir çapkın gibi yansıyor beyaz perdeye. Ama işin başka bir yönü daha var. Bir sahne şovu için yapılan inanılmaz bir düzen, yatırım ve Robbie’nin tutulmuş beline rağmen muazzam bir konser vermesi. Böyle inanılmaz bir sahne şovunu izlemek için sinemaya gidiyor olmamız, o 70 bin izleyiciden biri olamamamız ya da konserin İstanbul’da gerçekleşmemiş olması üzücü. Ama nihayetinde 30 Eylül 3 Ekim arasında Cinemaximum’larda, 4 gün boyunca saat 21.45’te bu konseri patlamış mısır yiyerek izleyebildik. Bu vesileyle Robbie Williams soruları yanıtladı...
Turne boyunca özel bir jetle uçtunuz. Ailenizle rahatça görüşebilmek ya da ailenizin de sizin yanınıza gelebilmesi için mi ayarladınız bu jeti?
Hayır, küçük kızım Teddy zaten turne boyunca yanımdaydı. Eşim, hatta 2 köpeğimiz de öyle. Gayet iyiler. Teddy sadece 10 aylık ve uçaklar, arabalar hatta zaman dilimleri değiştirdi ve buna rağmen iyi. Çok ağlamıyor. Sanırım eğleniyor bile. Dünyadaki ilk 10 ayınız en iyi 10 aydır zaten.
Kulağa kızınız bu hayat için yaratılmış gibi geliyor.
İnsanların ona ilgi gösterdiğini fark ettiği zaman herkesi bir sıraya sokmamız gerekecek. Kesinlikle genlerinde bu hayat var. Ayrıca dans ediyor. Yeni bir şarkımın demo versiyonu var ve ne zaman şarkının koro kısmını duysa hemen ellerini havaya kaldırıyor. Bir dansçı o.
Geçen yıl başarılarınızı tekrarlamak ve tacı başınıza takmak istediğinizi açıklamıştınız. Hayalleriniz ve gerçekler birliktemi ilerliyor?
Bugüne kadar Robbie Williams hakkında “Bu adam nasıl bir cesaretle kariyerini ilerletiyor! İlerleyeceği kadar ilerledi, şimdi Take That’a (Williams’ı tanımamızı sağlayan eski müzik grubu) yeniden dönmeli” diye düşünüyordunuz. Ama dikkatli düşünürseniz, birçok büyük sanatçının çalıştığını ama işlerinin benim kadar iyi gitmediğini göreceksiniz. Bütün konserlerimin biletleri satışa çıkar çıkmaz tükeniyor. Bu açıdan bakınca ben zaten tacı başıma takmış durumdayım.
Bir keresinde sahnedeki Robbie hakkında “Bir tür canlı süper kahraman” demiştiniz. Konserlerdeki Robbie’de başka özellikler de görüyor musunuz?
Hayır, aslında bakıp “Amma da pis adam” diyorum! Pis! Robbie Williams hikâyesinin baş senaristi gibiyim ve çok da akıllı olduğumu söyleyemem. Boşlukları doldurmaya çabalıyorum. Bu yüzden de bazen utandırıcı şeyler yapıyorum.
Ama fanlarınız sizi çok seviyor. Şimdi bunun nedenini daha iyi anlayabiliyor musunuz?
Ben konserlere gitmeyi, konser dinlemeyi hiçbir zaman çok sevmedim. O yüzden sahnedeki insanlardan etkilenme olayını anlamıyorum, hatta bunu sıkıcı buluyorum. Yani insanların bana neden “Şahanesin, seni seviyoruz” dediklerini anlamıyorum. Tepkim hep “Neden” oluyor. Tamam her zaman saçmalamıyorum, insanların sevgisi hoşuma gidiyor. Bu turnede artık daha olgundum. Bu sayede insanların konserden çıkarken nasıl hissettiklerini daha çok anlayabiliyorum. Gelme sebepleri, öyle hissetme sebepleri ne olursa olsun onlara minnettarım.
"Bazen yığılıp kalıyorum"
Geliştirmek istediğiniz yönleriniz var mı?
Biraz kendim için endişelenmeliyim. Sağlığım konusunda. İçki içmiyorum, sigara ya da uyuşturucu kullanmıyorum. Kanımda antidepresanlar dışında hap yok. Ama bazen yığılıp kalıyorum, kahveyle kendime geliyorum.
Hâlâ müziği bırakmayı düşünüyor musunuz?
Ben zaten 2006’da emekli oldum ama kimse fark etmedi! Kafamdaki planlarım ne olursa olsun hayatla alakası yok çünkü hep yoluna başka bir şey çıkıyor. Muhtemelen hayatım boyunca şov sektöründe olacağım. “Canlı” ve “ömür boyu” müebbet gibi bir şey benimki.
Röportaj: Heja Bozyel
YORUMLAR