HT Hayat Anasayfa Murat Arda "Asıl kahramanımız ahlaksız" | Yaşam

90'lı yıllarda kayıp giden hayatlar arasında iki farklı uçtan arkadaşın yaşadıklarını Taksim ekseninde ele alan "Pelin" yayınlandığı günden bu yana yoğun ilgi görüyor. İmam Hatip ortaokul birincisi Nurdan ve kolejli punk gotik kız Pelin'in karşılaşması sonrası olayları ele alan roman, tam anlamıyla 90'lar Türkiye'sinin siyasi örtüsünü kaldırıp toplumsal yansımalarını kara roman tarzında ele alıyor. At başı hızla okuyacağınız Pelin, 2000'lerin "Ağır Roman"ı olarak algılanıyor. Dönemi, müziği, gece hayatını ve kuşak değişimini gözler önüne seren Pelin'in yazarı Murat Arda kitaba dair sorularımızı yanıtladı.


Pelin kitabı kısa bir süre içerisinde kendine has bir okuyucu kitlesine kavuştu. Kim bu Pelin? Pelin’i anlatır mısın?

Pelin için kısaca hayata ve yaşamın katı gerçekliklerine meydan okuyan bir kız çocuğu diyebiliriz.


Romanda Pelin isminin seçilmesinde özellikle bu ismin popüler olması ne kadar etkili oldu?

Bir romanın sadece bir roman olmadığını bilen ve meraklı okur bu kitaba başka bir isim verilemeyeceğini kitabı okuduktan sonra anlayacaktır.


Türk yazarlar son yıllarda geniş okuyucu kitlelerine ulaşabiliyor. Örneğin Murat Menteş… Murat Menteş’in roman kahramanları ile Murat Arda’nın roman kahramanları arasındaki farklar nelerdir?

Murat Menteş’in roman kahramanlarının ortak özellikleri var. Alkol kullanmıyorlar, uyuşturucudan uzak duruyorlar, seks yapmıyorlar, oruç tutuyorlar, camiye gidiyorlar ve terbiyeliler. Pelin’de ise genelde bu tip karakterler sadece kötü olanlar. Zira asıl kahramanlarımız ahlaksız, her türlü pisliğin içine giriyorlar. Alkol, fuhuş, ahlaksızlık gırla. Çünkü gerçeğe sadakat Pelin’de ana omurgayı oluşturur ve insan denilen organizma eksikli, kusurlu bir varlıktır. Pelin’deki karakterler insandır.


Kitapta roman kahramanı olarak geçen bazı insanlar günümüzde yakından tanıdığımız isimler. Tepkileri nasıl?

"Hoca efendi bizzat beni arayıp tebrik etti. Şaka tabii, kitaptaki antagonist figürlerin tepkilerini bilmiyorum, kitabı okuyacaklarını sanmam. Ancak adı geçen diğerleri, bunların çoğu sevdiğimiz, saydığımız insanlar; muhtemelen isimlerini birer roman kahramanı olarak ölümsüzleştirmem hoşlarına gidecektir. Bu isimler aslında hemen aşina gelebilecek isimler... Aklıma gelen Şair Küçük İsmail, Kaset ve kitap satıcısı Necati İster, Hoca efendi Abdulfettah Şahin, aktör Ekrem Töre, Oksijensiz Köpekler grubunun solisti Ali Rıza Topgöz gibi isimler var gönderme yaptığım ya da bizzat kitapta rol alan. Tüm bu isimlerin yanı sıra kitapta gerçek isimlerini kullanmayı tercih ettiğim gazeteci Kanat Atkaya, Nilüfer Açıkalın, Abdülkadir Elçioğlu, Kadir İnanır, Zühtü Bayar, Gene Simmons gibi kişiler de yer almakta...


Pelin’de cinsellik çok ön plada. Bu durum bir sıkıntı yaratmaz mı?

Halkının yüzde yetmişi fallik sorunlu bir toplumda bir sıkıntı yaratacağını düşünmüyorum.


Cinselliği bir sorun olarak algılamayan kesimden bahsediyorum.

Onlar da kitaptaki erotizmin estetik olarak nasıl işlendiği ile ilgilenmeliler. Eğer cinsellikle ilgili bazı şeyler aşılmışsa cinselliğe dair hiçbir şeyden rahatsız olunmaması gerekir. İnsana dair hiçbir şey bize yabancı olmamalıdır demişti sakallı bir filozof.


Pelin’de devlet görevlilerine dair çok negatif bir bakış açısı var. 90’lı yıllara dair çok karanlık bir tablo çiziliyor. Artık o günler geride kaldı. Artık yeni bir Türkiye var. Pelin’de işlediğin eski Türkiye fotoğrafı üzerinden günümüze dair neler söylenebilir?

Kitap eski Türkiye’nin eleştirisini içeriyor ama Pelin’in anlatımında yoğun bir alegori var. Çöken bir sistemin fotoğrafı okuyucuya yansıtılıyor ama kitapta yeni devletin müstakbel sahipleri de eleştiriden payını alıyor. Bana göre Pelin eski Türkiye’nin fotoğrafı, yeni Türkiye’nin eleştirisi romanıdır.


Kitapta neyi anlatmayı hedefledin?

Ortadoğu coğrafyasında kadının bilinci dumura uğratılmıştır. Dumura uğratan kim? Erkek egemen sistem. Pelin, genç bir kadının toplumsal hayatta var olabilmek için nelere katlanabileceğine dair bir roman. Müslüman coğrafyasında dindar ya da modern, kadın olarak var olabilmenin zorlukları ile yüzleşmeye çalışan bireylerin kendi kendilerine ve toplumla olan mücadelelerine odaklanıyor.


Kemancı bar, Taksim ortamı… Doksanların atmosferi kitapta yoğun olarak kullanılmış ve heavy metal kültürü de bir hayli ön planda. Bilinçli bir seçim miydi?

Pelin, bir heavy-metalci. Bu kitaptaki tüm karakterler gerçek figürlerden esinlenerek oluşturuldu. Kemancı ve heavy-metal de, doksanlar gençliğinin bir gerçekliğidir. Dolayısıyla rock müziğin Pelin’de fonda olması da doğal. Kitap 90lı yılları anlatıyor ama doksanlı yılların en büyük özelliği bugünümüze dair birçok sorunun oluşmasının, filizlenmesinin de miladı olması. Zaten kitapta salt doksanlı yıllar değil; seksenli yıllardaki (kahramanlarımızın) çocukluk çağı ve o döneme has sorunlar da okuyucuya yansıtılıyor. Çekilen bu 80ler-90'lar fotoğrafı bugüne dair bir projeksiyonu hedefliyor aslında...


Farkı kesimlerden kitaplar ilgili eleştiriler alıyorsunuz bildiğim kadarıyla. Eleştirilerde haklı bir yan görüyor musunuz?

Dindar ve akıllı kadın okuyuculardan aldığım tepkiler çok olumlu. Kitabı okuyan birinin kitaba dair din karşıtı bir kitap demesi sadece kötü niyetle mümkün olabilir zira dindar insanlar ile sorunu olan bir roman değil Pelin. Bilakis, inançlı kesimin Pelin'e dair olumlu yorumları söz konusu ama kitap kapağına bakarak işkembe-i kübradan yorum yapanlar için aynı şeyi söyleyemem.


Pelin’den sonraki proje ne olacak?

Üç kitap daha yolda, biri çizgi roman. Pelin ikinci baskısını yaptı, istikrarlı bir çizgisi var Pelin'in. Bir dönem kitabı olma özelliğinin yanı sıra alt-kültürel bir belge niteliği de taşıdığından her kuşak okuyucunun ilgisini çekmeye devam edecektir diye düşünüyorum.



Röportaj: Pınar Aksu

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.