‘Zahide Yetiş’le’ adlı programın sunucusu Zahide Yetiş, merakla beklenen programını, ev hayatını ve kendisiyle ilgili merak edilenleri HT Magazin’e anlattı.
‘Zahide Yetiş’le’ nasıl bir program olacak? Ne gibi yenilikler ver?
Hayata yetişmeye çalışan insanlara hayatla ilgili küçük ipuçları vereceğiz. Güne enerjik başlamak çok özeldir, ben sabah insanıyım. Sabahları çok enerjik uyanıyorum. İzleyiciye “Güne bizimle başlayın. Her şey iyi gitsin” diyoruz. Keyifli, eğlenceli, sporun, magazinin, müziğin, sağlığın, mutfağın her şeyin olduğu kapsamlı bir program bu. Yaşamın içinde ne varsa bizim programımızda da o var. Faydalı bilgilerin olduğu kaliteli bir yapımla Show TV ekranındayız.
“Beni evlerinin kızı yaptılar”
Sabah saatlerine geri döndünüz. Sizin için bir değişiklik oldu mu?
Ben zaten güne erken başlıyorum. Benim için bir şey değişmedi. Normalde saat 07.00- 07.30’da kalkıyorum. O yüzden benim için sorun değil. Şimdi muhtemelen 07.30’da kulisimde olacağım. Benim için çok büyük bir fark değil yani. Erken uyanmayı, güne erken başlamayı seviyorum.
Sabah kuşağı, reyting rekabetinin yüksek olduğu bir kuşak. Kendinizi bu anlamda nasıl buluyorsunuz?
İzleyenlerin teveccüh göstereceğini düşünüyorum. Sağolsunlar büyük merakla bekliyorlar. Evlerinin kızı yaptılar beni yıllardır, çok şey paylaştık onlarla, çok şey yaşadık. İyi günümde de onlar vardı yanımda, kötü günümde de. Evlenirken de, annemi kaybettiğimde de onlar yanımdaydı. Günde 3 saat canlı yayın yapıyorum. Canlı yayında oynayamazsınız, kendinizin dışında bir şey söyleyemezsiniz, rol yapamazsınız. Neyseniz onu yaşıyorsunuz.
Güvenilirliğiniz her programda sınanıyor. Çünkü her zaman yanlış bilgi verme riskiniz var.
Aslında çok güzel bir şey, size bu kadar inanılıp güvenilmesi. Çünkü söylediğiniz her şeyi uygulayacak kişiler var karşınızda. O yüzden daha çok araştırıyor, daha çok öğreniyor ve emin olduktan sonra 2 kez yutkunarak söylüyoruz söyleyeceklerimizi.
“Beni ben yapan konuklarımdır”
Kadınların kalbine giden yol nereden geçiyor da sizi bu kadar seviyorlar?
Samimiyet diyebilirim. Güldüğünüz zaman gerçekten gülüp ağladığınız zaman gerçekten ağlıyorsanız ve bunu onlar hissediyorsa zaten sizinle beraber yaşamı da kucaklıyorlar. Eşim kızıyor “Bu kadar anlatma” diye ama içimde ne varsa onun heyecanını, kızgınlığını, öfkemi ki çok nadir olur, sevincimi ekranda paylaşıyorum. Karşımda kamera değil, beni seven insanları görüyorum.
Programa konu ve konuk seçerken neye göre hareket ediyorsunuz?
“Ekran karşısında olsaydım ne duymak, ne görmek isterdim?” diye düşünüyorum. Elbette yeniyi, günceli, işime yarayacak olanı... Bunun nasıl yorumlandığı da tabii ki çok önemli. Mesela herhangi bir güncel olayı hafta sonu yakalayamadıysanız, biz Show Haber’de yer alan tüm haberleri derleyip pazartesi sabahına böyle başlayacağız.
Yıllardır programlarınızda alanlarında uzman isimleri ağırlıyorsunuz. Bu sohbetler hayatınıza neler kattı?
Beni ben yapan konuklarım oldu. Onlardan çok şey öğrendim. Çok güzel bir paylaşım oldu. Programımda konuk olarak ağırladığım her kişiyle uzun yıllara dayanan dostluklarımız oluştu. Onlar da bu güvenle geliyorlar. Yeni konuklarla dostlarımızı artırıyoruz. İnsanlara bir şeyler katmak, bilgi vermek çok güzel. İnsanlara bir şeyler katmak size de bir şey katıyor. Bu da sizi yukarı çıkarıyor. Zaten televizyonda kadın kuşağı yapan tek kişi benim. Bundan da büyük mutluluk duyuyorum.
“Babaannemin duası tuttu”
Programlarınızın kadınları daha bilinçli hale getirdiğini düşünüyor musunuz?
Misafirlerimizle yaptığımız şey insanların hayattan daha fazla zevk almasını sağlamak. Türk kadını her zaman güçlü ve akıllı olmuştur. Kızınızı okutmaz, onu her türlü eğitimden mahrum bırakır, zorla evlendirir, anlamadığı bir gündeme mahkûm ederseniz ondan ne bekleyebilirsiniz? Kadınların kafaları çok iyi çalışıyor, yeter ki onları doğru yönlendirin. Çocukları söz konusu olduğunda cin gibidir izleyicilerim. Yaşayan bilir bazen öyle sorular soruyorlar ki bizim aklımıza gelmez. Türk kadınlarıyla gurur duyuyorum. Kadına saygı duyan bir erkeğin annesi olmak çok gurur verici bir şey. Bunun için de önce kadın kendine saygı duymalı.
Çok güzel bir diksiyonunuz var. Konuşma şeklinizi çok beğeniyorum. Günlük hayatta da ekrandaki kadar temiz mi Türkçe’niz?
Çocukluktan itibaren TRT’de yetiştiğim için herhalde içime işledi. Babaannemin de küçüklüğünden beri benim için bir duası vardı. “Aman kızım elini sıcak sudan soğuk suya sokmasınlar, süslesinler püslesinler seyretsinler” derdi. O bunu söylerken hayırlı bir yere gelin gitmemi düşünmüştü ama şu anda tam olarak bunu yaşıyorum.
“Yemek yapmak terapi”
Programda yemek tarifleri veriyorsunz. Mutfakla aranız nasıl?
Yemek yapmak benim için terapi. Bir şeyler üretmeyi ve keşfetmeyi çok seviyorum. İnsanları yaptığınız yemeklerle doyurmak ilginç bir his. Mecburiyetten yaparsanız sıkıcı olabilir ama zaman zaman yapıyorsanız insana keyif veriyor.
Eşinizin “Yapsa da yesem” dediğiniz bir yemeği var mı?
Bonfile sarması inanılmaz güzeldir. Fırında et yemeklerini de çok iyi yapar. İkimiz de et yemeklerine düşkünüzdür. Ama sorarsanız evimizde en son liseli öğrenciler gibi makarna yaptık. n Eşiniz sizin en çok hangi yemeğinizi sever peki? Patılcan yemeklerini güzel yaptığımı düşünüyorum. Ona sorsanız patlıcan yemeğimi ve musakkamı sevdiğini söyler herhalde.
“Gülmek sadakadır”
Sizi ekranda hep gülerken görüyordum. Tanışınca anladım ki günlük hayatta da çok güler yüzlüsünüz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Tebessüm çok önemli. Çünkü hayatınızda tebessümü yok ederseniz hayatı da yaşanamaz hale getirirsiniz. Kendiniz için, size teması olan insanlar için gülümsemelisiniz. Gülmek sadakadır. Çok fazla gülümsemekten, gereksiz yere kahkaha atmaktan bahsetmiyorum ama tebessüm iyidir. Her şeyde gülünecek bir yan vardır. Karşı tarafa zorla hiçbir şey yaptıramazsınız. Siz kendinizi değiştirirseniz karşı taraf da değişir. Kocanızı, kayınvalidenizi veya işyerinizdeki en sevmediğiniz arkadaşınızı değiştiremiyorsanız kendinizi değiştirin.
“Roma'da izleyicimle karşılaştım”
Uzun bir yaz tatili geçirdiniz. Neler yaptınız?
Eşimle beraber dünyayı gezdik. Normalde fırsatımız olmuyor. Fırsat bulunca seyahat ettik. Kayınvalidemi bol bol ziyaret ettim. Annem ölünce kayınvalideme daha düşkün oldum. Babama ve eşimin annesine de çok düşkünüz. İstanbul’da kalmak benim için İzmir’i özleme fırsatı. Yazın da bol bol İzmir’e gittim. Yurtdışına gittiğimde bana hep “Neden ülkemizi gezmiyorsunuz?” diyorlar ama ben Türkiye’yi dolaştım. TRT’de program yaparken 25 ile 2’şer kez gittim. Geriye kalanları da kendi imkânlarımla gezdim.
Dünyayı gezerken yaşadığınız eğlenceli bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Roma’da Colosseum’da 80 yaşlarında bir teyze gördüm. Merdivenlerden çıkıyordu. “Herhalde bu kadın yabancı” diye geçirdim içimden. Aynı mesafeyi aynı anda çıkıyor olmamız aramızdaki yaş farkını düşününce beni şaşırttı. Merak edip tanışmaya gidince Türk olduğunu öğrendim. Bizim programımızın da takipçisiymiş. Kadına hayran kaldım. Yaptığı egzersizleri bizim programda görüp düzenli olarak uyguladığını söylemişti. Bu beni çok mutlu etti. İyi bir iş yapıyorsanız dünyanın her yerinde izleyici sizi bulabiliyor.
“Çocuk istiyorum”
Çocuğunuzun olmasını istiyor musunuz?
Hayatımda bellki de en çok istediğim şey hayırlı bir evlat sahibi olabilmek. Çok mutlu bir aileyiz, eğer olursa mutluluğumuz onunla birlikte katlanır. Olmazsa da “Demek ki hayırlısı buymuş” diyerek hayatımıza devam ederiz. Çocuk sahibi olmayı çok istiyorum ama olmazsa da ben yine hayatta bir mutluluk sebebi bulurum. Her şeyi olumlu görmek gibi bir huyum var. “Demek ki benim sınavım buymuş” derim.
Röportaj: Neziha Kartal
YORUMLAR