X

MÖ 7. Yüzyılda Midilli Adası’ndan göç eden Aiolialılar tarafından kurulan, sırasıyla Lidya, Pers ve Roma imparatorluklarının egemenliğinde kalan Assos misafirlerine sakinlik ve huzur vaat ediyor. Assos’un merkezinde birkaç taş otel ve önünde askerlerin nöbet tuttuğu Jandarma Karakolu dışında bina yok. Ve ne mutlu bize ki, bu yapılara yenilerinin eklenmesi mümkün değil, çünkü kesin bir inşaat yasağı uygulanıyor.


Assos merkezi dışında etrafındaki birçok küçüklü büyüklü köyde konaklanacak pek çok yer var. Behramkale kavşağından sola giden yolun devamında Küçükkuyu ve Kadırga, sağa sapıldığında ise Sivrice, Sokakağzı, Gülpınar ve tabii ki Babakale... Bu köylerin tümünde ucuz, temiz, ailelerin işlettiği küçük şık pansiyonlar bulabilirsiniz.


Bölgenin bir başka özelliği de hemen her yerleşimin bir limanının bulunması. Bu kadar liman olunca, doğal olarak bölgede balıkçılığa çok önem veriliyor. Assos’ta ve çevresinde konakladığınız köylerde her zaman taze ve çok lezzetli deniz ürünleriyle bir sofra kurabilirsiniz. Yemek konusunda Babakale Uran ve Karayel salaş görünebilir. Ancak makul fiyata iyi ve taze balık yemeyi garanti eder. Ve tabii doyumsuz bir Ege manzarası.


Küçükkuyu’daki Alp Balıkçılık’ta tezgâhtan seçtiğiniz balığı istediğiniz gibi pişirtebiliyorsunuz. Böylesinin daha hesaplı olduğunu belirtmeliyiz. Küçükkuyu, Altınoluk arasında Hasanaki de tereddütsüz tavsiye edeceğimiz adreslerden. Assos yakınlarındaki Zeytin Çiçeği Restoran bölgede pek çok örneği bulunan aile işletmelerinden biri. Asma yaprağında mezgit ve sardalyayı denemeden dönmeyin.


Nerede kalınır?






Yapmadan dönmeyin!





Haber: Levent Özçelik