Deniz kıyısında sakin, kendine özgü bir ilçe olan Amasra’ya erken saatlerde varırsanız, ilk dikkatinizi çeken denize açılan balıkçı tekneleri olacak. Sırayla Karadeniz’e uzanan rengârenk teknelerin hareketi karşısında etkilenmemek zor. Amasra’ya gelenlerin göreceği ilk yerlerden biri Fatih Camii. Özellikle turistlerin ilgisini çeken bu cami, aslında 9’uncu yüzyılda yapılmış bir Bizans kilisesi. En son 1887’de elden geçirilmiş, ahşap tavanlı bir yapı.
Amasra Kalesi de görülmesi gereken diğer önemli durak. Kale içinde ibadet mekânı olan İçkale Mescidi, yine 15’inci yüzyılda mescide dönüştürülmüş. Bugüne sadece duvarları kalsa da ziyaretçilerin hâlâ merakla görmek istediği bir yer. Kaleye çıkıp Tavşan Adası’nı seyretmekse ayrı bir keyif. Yeşilin her tonunu yansıtan bir ada bu. Gün batımını izlemeden kaleden ayrılmayın!
Yarımada üzerine kurulu Amasra’nın iki koyu, iki de adası var. Tavşan Adası ve Boztepe o kadar kendine özgü ki insan hiç ayrılmak istemiyor. Adalardan Boztepe’ye ulaşmak için tek gözlü Roma yapısı kemer üzerinden geçmeniz yeterli. Bu kemer, Boztepe’yi ana karaya bağlıyor. Karanlık Kapı ve Kemer, aynı zamanda eski iki adayı da birleştiriyor. Karanlık Kapı, tepeyi çevreleyen sura girmek için tercih ediliyor. Nöbethane Sokağı’na saparak, Üç Palamar Sokağı’na girip surların içinde ilerlemeniz mümkün. Burada birbirinden güzel bitişik bahçeli evlerden, daracık küçük geçitler arasından ilerleyerek Amasra’nın tarihine tanıklık edebilirsiniz. Demir balkon korkulukları, pencere kafesleri, ahşap ya da kesme taş işlemeli cumbalı evler insanı büyülüyor.
Kamp keyfi ve yemek
Amasra’nın 16 kilometre doğusundaki küçük bir koya kurulmuş Çakraz Plajı’nda kamp alanları var. Yarımadanın iki koyundaki plajı da kullanabilirsiniz. Bir tekneye binmek ve çevre adaları keşfetmek isterseniz yanınızda muhakkak bölgeyi bilen bir rehber olsun.
Amasra’da balık lokantalarındaki özel lezzetleri tatmalısınız. Denize bakan lokantalar hem manzarası hem de mönüleriyle ilgi görüyor. Karar vermek güç çünkü bu lokantaların hepsi birbirinden leziz yemekler yapıyor. Deniz ürünleri dışında ot çeşitleri ve zeytinyağlı salatalar çok lezzetli.
Alışveriş yapmak isterseniz, Çekiciler Çarşısı ahşap işçiliğinin örneklerini bulacağınız, aynı zamanda diğer hediyelik eşyaların olduğu bir çarşı. Ayrıca, her Salı ve Cuma kurulan Gala Pazarı’nda köylülerin bahçelerde yetiştirdiği meyve, sebze ve otları bulabilirsiniz. Bu pazar, 200 yıllık bir geleneğin yansıması...
Nasıl ulaşılır?
Amasra’ya İstanbul-Ankara otoyolundan Ankara yönüne giderken, Gerede’den önce Yeniçağa’ya sapıp Mengen, Devrek, Çaycuma ve Bartın üzerinden ulaşabilirsiniz. Görmeden dönmeyin Cenevizliler’den kalma Amasra Kalesi, Boztepe’deki Sormagir Kalesi, Kemere Köprüsü, Amasra Müzesi ve Çekiciler Çarşısı’nı görmeden ayrılmayın.
Etnografik ve arkeolojik eserler
Çevrede yaşayan uygarlıkların kullandığı eşyaları ve kültür varlıklarını Amasra Müzesi’nde görebilirsiniz. Müzede mezarlardan çıkarılan koku, gözyaşı şişeleri dışında altın ve bronz süs eşyaları, ayrıca amforalar, testiler, bronz heykeller, heykel başları, heykelcikler, silahlar ve kandiller sergileniyor. Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı devirlerine ait altın, gümüş ve bronz sikkeler de sergilenen diğer objeler. Müze koleksiyonunda özel bir öneme sahip olan zırhlı imparator heykeliyse ilginç görüntüye sahip.
Haber: Haldun Yazar
YORUMLAR