Geçen hafta Karavan Cruises’in davetlisi olarak Louis Cristal adlı gemiyle son yılların en popüler tatil rotaları arasında yer alan Yunan adalarına doğru yola çıktık. Yolculuğumuz Bodrum’dan başladı. Karşı kıyıdaki ilk durağımız Bodrum’a 13 deniz mili uzaklıktaki Kos (İstanköy) Adası oldu. Kos’ta uzun yıllardır şarapçılıkla uğraşan bir ailenin işletmesinden sonra adadaki en eski bal üreticilerinden birini ziyaret ettik ve ballı lokmaların tadına baktık. Kos’taki duraklardan biri de antik çağın en önemli hekimlerinden, adada doğduğuna inanılan Hipokrat’ın çınar ağacı. “Hipokrat Ağacı” olarak anılan çınar, adayı ziyaret edenlerin uğrak yerlerinden biri... Adanın plajları arasında en ünlülerinden biri Kefalos. Burada hem öğle yemeği yedik hem de denize girdik. Komşu’nun sofrasının olmazsa olmazları ahtapot, kalamar, Grek salad’la (beyaz peynirli bir tür çoban salatası) karnımızı doyurduk. Kos’un ünlü restoranları arasında ilk akla gelenler Mastichari Taverna Kalimnos, Tigaki’deki Ella Tevarna ve limandaki Nestoras...
İos’ta sabah kahvaltısı
İkinci durağımız Kiklad Adaları’nın en yükseği olan İos Adası... Adaya sabahın erken saatlerinde vardık. Adadaki tek yerleşim yeri olan İos kasabasının Cruises’in yanaşacağı büyüklükte bir limanı olmadığı için gemiden botlara bindik. Adaya vardığımızda bizi kıyıda bekleyen sürpriz, sabah mahmurluğundan kurtulmamızı sağladı. İskeleye kurulan büyük kahvaltı sofrasında, minik zeytinli ve peynirli kanepeler, limonlu ve karpuzlu keklerle taze limonatanın tadına baktık. Ev yapımı lezzetli yiyecekleri hazırlayan adalı kadınların misafirperverlikleri görülmeye değerdi. İos, tarih öncesi dönemlerden kalma Skarkos yerleşim bölgesine ve 365 adet kiliseye de ev sahipliği yapıyor. Kiliselerden birçoğu İos’un merkezi Hora’nın kayalıkları üzerinde konuşlanıyor. Adanın güney kıyısındaki Manganari Plajı ise denize girmek için harika bir yer. Deniz kıyısındaki Chisristos Taverna’da yemek servisi var. Izgara ahtapot, kalamar ve salata ise mönüdeki favorilerimiz... Adını tarihe İlyada ve Odysseia destanlarıyla yazdıran Homeros’un mezarı da adanın kuzeyinde yer alıyor. İos’un bir diğer özelliği de renkli ve farklı gece hayatı.
Atina ve Günbatımında Santorini
Gemimizin bir sonraki durağı Yunanistan’ın başkenti Atina’nın Pire Limanı... Limanda bizi karşılayan otobüslere binip kısa bir şehir turu attıktan sonra Yeni Akropolis Müzesi’ni ziyaret ettik. Öğlene doğru gemimiz demir aldı ve Santorini’ye doğru yola çıktık. Kiklad Adaları’nın en güneyinde kalan Santorini, romantizmin ve turizmin doruk yaptığı bir ada... Mavi kubbeli beyaz şapelleri, volkanik patlamalarla oluşan kızıl ve kara plajları, seyrine doyum olmayan, günbatımıyla ünlü adanın sokakları özellikle yaz aylarında hayli kalabalıklaşıyor. Dünya evine girmek için adayı seçen çiftlerin (ki her köşe başında poz veren Uzakdoğulu bir gelin-damat görebilirsiniz) yanı sıra evlilik teklifi ve balayı için de burayı ziyaret edenlerin sayısı hiç de az değil... Adanın merkezi Fira kasabası. Santorini’nin topraklarında yetişen üzümlerden yapılan şarap ve çeri domatesler de mutlaka tadına bakılması gereken lezzetler arasında yer alıyor. Ünü herkesçe malum günbatımını seyretmek içinse en çok tercih edilen adresler Oia, Akrotiri, İmerovigli köyleri ile Thira arkeolojik alanı... Adadaki restoranların hepsinde leziz yemekler sunuluyor... Mesela Oia’daki Katharos Lounge, Fira’daki Aprion, Vlychada’daki To Pasaraki ve Tanerva Dimitris’i deneyebilirsiniz... Mönüde baş sırayı yine kalamar ve ahtapot alıyor, deniz ürünlerinden hoşlanmayanlar için de seçenekler mevcut...
Güneşte kuruyan ahtapotlar
Renkli, sıcak, hareketli, en çok da güzel, ona yakışan sıfat... Yaz aylarında Santorini ile birlikte en çok turisti ağırlayan Mikanos, sınır tanımayan eğlence hayatıyla Kiklad Adaları arasında en popüler olanlardan. Adadaki restoranların güneşte kurusunlar diye astıkları ahtapotları fotoğrafladıktan sonra kendinize şahane bir ziyafet çekmeye hazır olun. Komşu’nun mutfağında pişen ızgara ahtapot ve kalamarın tadı damağınızda derin bir iz bırakıyor. Izgaraları beklerken sofrayı şenlendiren Grek salad ve ev yapımı patates kızartmalarını fazla kaçırmamanızı öneririm, çünkü porsiyonlar hayli büyük. Adanın merkezinde yer alan Sato a Mano yerel lezzetlerin tadına varabileceğiniz en iyi adreslerden biri. Avli Tou Thodori, M-eating, Ntekoto da yemekleriyle ün yapan adreslerden... Mikanos’a kadar gidip de mutlaka görülmesi gereken yerler ise Hora’daki “Küçük Venedik” olarak anılan bölge, yeldeğirmenleriyle ünlü Aro Mera Köyü, Paraportiani Kilisesi, Arkeoloji ve Deniz Müzesi ve sadece 3.5 deniz mili uzaklıktaki M.Ö. 3000’e kadar uzanan çok önemli arkeolojik kalıntılara sahip Delos Adası...
Kiklad Adaları
Kiklad Yunanca etrafında sözcüğünden geliyor. Kiklad Adaları, Yunanistan anakarası ile batı Anadolu kıyıları arasındaki irili ufaklı 220 adayı kapsıyor. Bu adalar antik Yunan’ın kutsal adası Delos’u çevreliyor. Başlıcaları arasında Amorgós, Anáfê, Andros, Antíparos, Dêlos, Eschátê, Íos, Kéa, Kímôlos, Kythnos, Milos, Mikonos, Naksos, Páros, Folégandros, Sérifos, Sífnos, Síkinos,Syros, Tênos, ve Santorini yer alıyor.
5 yıldızlı otel gibi...
Cruises’le yolculuk hayli keyifli. Gemi siz uyurken demir alıyor, her sabah uyandığınızda başka bir limanda olmanın tatlı heyecanını yaşıyorsunuz. Su üstünde hareket eden 5 yıldızlı bir otelde olduğunuzu düşünün. Cruises’le seyahat tam da böyle bir şey... Louis Cristal’in yolcu kapasitesi 1200 kişi. Gemide restoranlar, spor ve SPA merkezi, casino, konferans salonu, gösteri alanı, duty free gibi alanlar bulunuyor. Gemide farklı milletlerden yaklaşık 300 kişi çalışıyor. Gemiyle gurme, tarih, dans gibi temalı turlar da yapılıyor.
Haber: Nur Toprakoğlu
YORUMLAR