Gizli aç olabilir misiniz?
Geçtiğimiz hafta Almanya’nın Stuttgart şehrinde düzenlenen 4. Uluslararası Gizli Açlık Kongresi’ne katıldım. Kongrenin bu seneki ana başlığı “Gizli açlık ve gıda sistemlerinin dönüşümü: Yetersiz beslenme yüküyle nasıl mücadele edilir?” idi.
Sabri Ülker Vakfı’nın ev sahipliği yaptığı “Popüler Diyetler ve Gizli Açlığa İlişkisi” başlıklı bilimsel oturumda uzun süre yeterli ve dengeli beslenilmediğinde veya kaliteli, sağlıklı ve güvenli besine ulaşılamadığında neler olabileceğiyle ilgili detaylı bilgiler verildi. Sunumlarını izlediğim Hohenheim Üniversitesi Biyolojik Kimya ve Beslenme Bölüm Başkanı Prof. Hans Konrad Biesalski ve Avrupa Gıda Bilgi Konseyi (EUFIC) Genel Direktörü Dr. Laura Fernández Celem ile ayrıca sohbet etme şansı da yakaladım. Sunumlardan çarpıcı bilgileri ve sohbetimizde konuştuklarımızı sizinle de paylaşmak istiyorum.
Gizli açlık nedir?
Hep bahsediyorum; beslenmemizde gökkuşağı renklerini temel almalıyız. Bu ne demek? Tabaklarımız gökkuşağı renklerinden zengin olmalı. Beslenme sadece karın doyurmak değildir. Vücut için gerekli besin öğelerini yeterli ve dengeli miktarlarda almamız gerekir. Çünkü insan vücudu fiziksel ve zihinsel sağlık üzerinde doğrudan etkili olan, ancak sentezleyemediği, gerekli aminoasitleri ve mikro besin öğelerini yani vitamin ve mineralleri besinlerden sağlar. Enerji-protein alımından bağımsız olarak uzun süre yeterli ve dengeli beslenilmediğinde veya kaliteli, sağlıklı ve güvenli besine ulaşılamadığında vücutta bazı komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Tüm bu kronik vitamin, demir, çinko, iyot, selenyum ve hayati önem taşıyan mikro besin öğelerinin yetersizlikleri sonucunda ortaya çıkan soruna gizli açlık denir. Hem yetersiz hem de aşırı beslenme durumunda ortaya çıkabilen gizli açlık, kişinin bağışıklık sistemini zayıflatır, fiziksel ve zihinsel gelişmeyi önler ve hatta ölümle sonuçlanabilir.
Gizli açlık belirtileri nedir?
- Sık hastalanmak, enfeksiyonlara daha sık yakalanmak
- Halsizlik
- Ciltte bozulmalar
- Düşük bağışıklık
- Hormon dengesizlikleri
- Yaşa bağlı olmayan unutkanlıklar
- Hafif depresif olmak
Hohenheim Üniversitesi Biyolojik Kimya ve Beslenme Bölüm Başkanı Prof. Hans Konrad Biesalski
Her 9 kişiden 1’i gizli aç!
Hohenheim Üniversitesi Biyolojik Kimya ve Beslenme Bölüm Başkanı Prof. Hans Konrad Biesalski, “Dünyada yetersiz beslenen insan sayısı 2014’ten bu yana artış göstererek 2017’de yaklaşık 821 milyona, yani dünya nüfusunun % 11’ine ulaştı. Dünyada her yıl 807 bin çocuk A vitamini, çinko veya diğer besin öğesi yetersizlikleri, kısaca, gizli açlık nedeniyle gelişim bozukluğu yaşıyor. Yetersiz beslenme dünya çapında 5 yaş ve altındaki 19 milyon çocuğu etkiliyor ve her yıl yaklaşık 1,5 milyon kadın ve çocuğun hayatını kaybetmesine neden oluyor. Dünyadaki çocuk ölümlerinin yaklaşık yarısından, yetersiz beslenmenin sorumlu olduğu belirtiliyor. Çocuklarda yetersiz beslenmesinin düzeltilmesiyle her 100 çocuk ölümünden 45’inin önlenebileceği bildiriliyor. Dünyada her yıl, anne karnında iyot eksikliği nedeniyle 8 milyon ve 38 milyon arasında bebek zihinsel gelişim geriliği riskiyle doğuyor. Dünyada 5 yaş ve altında 151 milyon çocuk bodur, 51 milyon çocuk zayıf ve 38 milyon çocuk fazla kilolu veya obez; Türkiye genelinde ise 5 yaş ve altı her 10 çocuktan biri bodur ve bu çocukların üçte birinden fazlası ciddi şekilde bodur. Yine 5 yaş ve altı çocukların yüzde 4,1’i aşırı zayıf. Gizli açlık sonucu ortaya çıkan sağlık sorunlarının tedavisi ve önlenmesi için küresel GSMH’nın yüzde 2-3’ü yani tüm dünyada yaklaşık 1,4-2,1 trilyon dolar harcanıyor” dedi.
Vitamin ve mineral yetersizlikleri 3 kişiden 1’ini etkiliyor
Vitamin ve mineral yetersizliklerinin dünya genelinde her üç kişiden birini etkilediğine değinen Hohenheim Üniversitesi Biyolojik Kimya ve Beslenme Bölüm Başkanı Prof. Hans Konrad Biesalski, yaptığımız sohbetimizde kaloriye değil, besinlerin kalitesine yoğunlaşmamız gerektiğini özellikle vurguladı. “Nicelik mi, nitelik mi?” dersek, cevap nitelik.
Avrupa Gıda Bilgi Konseyi (EUFIC) Genel Direktörü Dr. Laura Fernández Celemín
Tek tip yeme alışkanlığı, gizli açlığın en önemli sebeplerinden
Avrupa Gıda Bilgi Konseyi (EUFIC) Genel Direktörü Dr. Laura Fernández Celemín sunumunda ve sohbetimizde, bilimsel kanıtlar olmadığı halde besin gruplarından herhangi birinin diyetten çıkarılmasının, besin öğesi yetersizliklerine yol açabileceğini vurguladı: “Günümüz popüler diyetlerinde katı enerji kısıtlaması ve tek tip besin tüketimi, yeterli miktarda enerji ve besin öğesi alımını engelleyerek sağlık sorunlarına neden olabilir. Hiçbir gıda tek başına iyi ya da kötü değildir. Önemli olan, gün içinde tüketilen besinlerin çeşidi ve miktarının toplamıdır. Dolayısıyla gıdalardan korkmak yerine meyve ve sebze, tam tahıllar ve doymamış yağlardan zengin, yeterli ve dengeli beslenme hedeflenmelidir” dedi.
En iyi beslenme şeklinin ne olduğunu konuştuğumuzda da Dr. Laura Fernández Celemín, Akdeniz tipi beslenmeyi önerdi. Bizim topraklarımızda bize en uyan beslenme şeklinin ben de Akdeniz tipi beslenme olduğunu inanıyorum.
Celemín ile sohbetimizde, pek çok kişinin mucize beklediğini ancak mucize diyetin olmadığını, sağlıklı bedene yolculuğumuzda alışkanlıkların değişmesinin en önemli adım olduğunu söyledi.
Özellikle sosyal medyadan ve basından, çok bilgi edindiğimiz bugünlerde, referans olmadan verilen bilgiler aldığımızı, bunların beslenme ve sağlıklı yaşam üzerine tüm davranış ve inanç sistemizi etkilediğini vurguladı. Zaten Genel Direktörü olduğu Avrupa Gıda Bilgi Konseyi de bu popüler beslenme ve sağlıklı yaşam haberlerinin doğruluğuyla ilgili bilimsel araştırmalara bakıp sonra bunun üzerinden bilgilendirici grafikler yayınlıyor.
Popüler diyetlerde vücutta ne gibi sorunlar yaşanabilir?
Diyetlerin, vitamin ve mineral eksikliği olarak tanımlanan “gizli açlık” ile ilişkisinin irdelendiği oturumda, popüler diyetlerle ilgili iletişim kanalarında gündeme gelen haberlerin bireyleri yanlış yönlendirebildiğine ve çok ciddi sağlık sorunlarına sebep olabileceğine değinildi. Popüler diyetler bilinçsiz uygulandığında:
- Düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı diyetlerde karbonhidrat kaynağı olan sebze ve meyveler ile tam tahılların sınırlı tüketimi beraberinde vitamin, mineral eksikliğini getirebiliyor.
- Detoks diyetlerin toksinleri kısa süre içerisinde organizmadan uzaklaştırdığı, hızlı kilo kaybına olanak sağladığı iddia edilse de bu diyetler vücutta bulunması gereken elzem vitamin ve mineral değerlerin normalin altına düşmesine sebep olabiliyor.
- Aralıklı açlık diyetleri, yine vitamin ve mineral değerlerinde düzensizliğe yol açabileceği sebebiyle konsantrasyonda azalma, ruh halinin olumsuz etkilenmesi ve yorgunluk gibi olumsuz yan etkilere de yol açabiliyor.
- DASH diyetinde doymuş yağ ve şeker içeriği yüksek yiyeceklerin tüketimi sınırlı olduğu üzere, günlük sodyum alımının en fazla 2300 mg ile sınırlanmasını önerildiği için, düzenli uygulamadığı takdirde ciddi eksikliklere sebep olabiliyor.
Özetle, tek tip beslenmeyin ve tabaklarınız liften ve sebzeden zengin, gökkuşağı renkleriyle dolu olsun. Yediğiniz besinlerde miktardan önce besinin kalitesini önceliklendirin. Farklı pişirme tekniklerini deneyin ve mutfak deney alanınız olsun.
Sevgilerimle, mutlu haftalar
YORUMLAR