X

Alzheimermış. Kızı söyledi. Brooklyn’de etek bakacağım tuttu, pazar günü, sessiz sedasız dükkandan dükkana girip çıkıyorum. Bir hanım, epey yaşı var ve nasıl hoş birisi, seslendi, ‘Genç bayan, lütfen kazağımı kıvırır mısınız?’ Tekerlekli sandalyesine doğru eğildim. Tabii ki dedim. Birini kıvırırken diğerini uzattı. O esnada yanımıza gelen kızı, ‘Kusura bakmayın, annem alzheimer, sizi kim sanıyor bilmiyorum’ dedi. Üzgünüm dedim. Gerçekten. Ben yanlarından uzaklaşırken, başka birine sesleniyordu, ‘Genç bayan, lütfen kazağımın kolunu kıvırır mısınız?’


Alzheimer ne fena bir hastalık. İnsanın içini boşaltıyor. Herkes tanıdık ve herkes yabancı. Bir sen varsın, bir de kimbilir zihninin gerisine attığın hangi anıların, yaşamak istediğin ama yaşayamadığın hangi hayatın, hangi hayallerin. Ve bir gün nefes almayı unutturana kadar bekletecek bir hastalık. Öyle acımasız.


Diyorum ki belki de alzheimer'dır. Unutuyor mu acaba? Herkesin tanıdık gelmesi ve hatta herkesin yabancılaşması bir anda. Ama tabip değilim, ilacını bilmem, teşhisini koyamam.


Bildiğim şeyler var:

Hoyrat davranılmamış, hor görülmemiş hayatlar bırakmak lazım geride.

Bir de tuzaklar bırakmayacaksın arkanda.. Zira dünya yuvarlak, yürürsün yürürsün yürürsün, bir gün aynı tuzağa düşmüşsün. Ve tuzağın bu kadar fazlası mide bulandırır. Siyaseten böylesine terbiye ve kültür eksikliği de öyle..

Tam bir yıl evvel, 5 Kasım 2013. Sesinin desibeli okurken gelecek kulaklarınıza.

O gün 3 Kasım seçimlerinin hemen ertesinde, balkon konuşmasının cilalısı duyuluyor mecliste:

‘Bakın, müteaddit defalar kimsenin yaşam tarzına karışmadığımızı, karışmayacağımızı hep söylememize rağmen, birçok yerde işte yaşam tarzımız şöyle değiştirildi, böyle değiştirildi, böyle değiştiriliyor gibi ithamlarla da karşı karşıyayız’ deyip, devam ediyor.


‘Şimdi 11 yıldır biz Türkiye’yi yönetiyoruz. Bakın, 11 yıllık Türkiye yönetiminde de, dikkat edin, hep yine buna benzer arayışlar devam ediyor. 11 yıllık şu yönetimde AK Parti iktidarı kimin yaşam tarzına müdahale etti? Kimin yaşam tarzına karıştı? Sen ne için şöyle yaşıyorsun, niçin böyle yaşıyorsun, böyle bir durum mu söz konusu oldu? Kim hangi yaşam tarzından tard edildi? Kimse bunu söyleyebilir mi? ‘


Devam ediyor, geçmiş günlerden bahsederek:


‘Sevgili vatandaşlarım, biz değil miydik, yağ kuyruklarında bekleyenler biz değil miydik, tuz kuyruklarında bekleyenler biz değil miydik? Bunlar bu ülkede yaşanmadı mı? Yaşandı. Ama şu anda 20 yaşındaki genç bunları bilmiyor, onlar bu kuyrukları görmedi. Onlar sadece AK Parti iktidarını gördüler, zannettiler ki Türkiye hep böyleydi, hiçbir zaman böyle değildi.’


Doğru. Burada duralım. Türkiye hiçbir zaman ‘böyle’ değildi. Bu kadar azarlanmadı bir memleket. Bu kadar ruhu buz kesmedi. Bu kadar aralıksız canı yanmadı. Hiçbir zaman bu dozda şeytani halüsinasyonlar görmedi, bu kadar iki dizi bir maç arası uyuşmadı. Bu kadar şarlatanı, bu kadar şakşakçıyı, bu kadar değersiz tüccarı, bu kadar hayal kırıklığı kafilesini hiçbir zaman birarada görmemişti, bu iktidara nasip oldu.


Alzheimer'lı hanım yüzünden düşünüyorum bunları.. Belki de acaba alzheimer mı? Yerin altında (bugün 9. gün) 216 saattir 18 işçi çoktan ölüp gittiyse, insanın biraz başı öne eğilir ya, unutamamış olması, canının sıkkın olması lazımdı ya, bağırırken görüyoruz. Tam bir sene sonra, kimsenin hayatına karışmadık demişti ya, şimdi ‘Sigara içiyor, terbiyesiz herifler!’ diyor. Terbiyeyle belki de kederden yakılan bir sigaranın aynı potada erimeyeceğini bile bile! İnsan beyni işte, zihninde geriye ne atıyorsan, o çıkıyor birden bire.