X

Çocuksuluk ve oyunculuk, sinir sitemi regülasyonunuzun artmasının ilk belirtilerinden. “İki aydınlanmış insan Clarissa Pinkola Estes ve Eckhart Tolle’nin ortak noktası ne?” diye sorarsanız, “Hiç birimizin gülmeyeceği çocukça fıkra ve şakalara katıla katıla gülmeleri” derim. Estes buna child spirit, “çocuk ruh” diyor. Bugün çocuğunuzla kar topu oynamaya çıktıysanız belki de fark ettiniz. Çocuğunuz karda oynamaktan sizden çok daha fazla zevk aldı. Belki bir an için kendinizi kaptırdınız, sonra eliniz telefona gitti, akşam yapılacaklar, listeler sıkıştırmaya başladı. Bir süre sonra çocuğunuza sadece refakat eder hale geldiniz. Ya da belki yarım gönüllü bir eşlik. Hepimize oyun oynamak çok erken bıraktırıldı. Aile ve okul baskısı, hatta akran baskısı. Regülasyon arttıkça oyunculuk doğuyor ama her şey gibi bu da iki yönlü. Oyuncu olmak çocukça işlere girişmek de sinir sistemi regülasyonunu arttırıyor. Oyunculuk içinizden gelmese de deneyebilirsiniz. Taklit iyi bir öğrenme şeklidir. Etrafınızdaki çocukların, oyun oynarken yaşamdan aldığı zevki fark edin ve onları taklit etmeye başlayın.


Karda yuvarlanmak en büyük mindfulness pratiğidir. Benim yoga derslerimin temelini çocuksuluk ve oyunculuk oluşturur. Kurbağa sıçraması yaparken koca koca kadınlar kikirdemeye başlar, “mutlu bebek” pozunda iki yana sallanırken yüzleri aydınlanır, hatta imkan varsa hulahup çevirip ip atlarız. Kurbağa sıçramasını, el duruşuna kalkmak için hazırlık ya da merkez kasları güçlendirmek için egzersiz diye tanıtmakla, “anneler evde yokuş da 3-4 çocuk kuduruyormuşuz gibi” diye tanımlamak arasında büyük fark vardır. İkincisi gibi bir tavırda çocuksu ruh uyanır, 40 yaşında kendinizi kurbağa gibi sıçrar ve hatta vıraklarken bulursunuz. Bu zorlayıcı pozda oda hep kahkahalarla dolar. Bana göre birilerinin kahkaha atmadığı bir yoga dersi iyi geçmiş sayılmaz. Uzmanlık programının geçen haftaki buluşmasını hava koşulları nedeniyle iptal etmek zorunda kaldık, ben de öğrencilerime karda yokuş aşağı yuvarlanmayı ve bana video yollamayı zorunlu tuttum.


Oyunculukta ben de zorlanıyorum ama her bulduğum fırsatı da değerlendiriyorum. Bir süredir aksayarak da olsa tango yapıyorum. Tango, spontaneliğin ve oyunculuğun dansıdır. Bu nedenle biz yetişkinleri çok zorlar. Biz doğru yapmak isteriz, spontanelik ve oyunculukta doğru yoktur. Bana göre oyuncu olmak için tango öğrenmek iyi bir yol. Her dans ettiğimde doğru yapma/yapamama isteği hem anda kalmayı hem de zevk almayı sabote ediyor. Ne yaptığımı, nasıl yaptığımı önemsemediğim anlarda partnerimle uyum yakalayıp spontane ve oyuncu hale gelebiliyorum. Kolay değil. Zaten yoga dahil, tüm bu süreçlere o yüzden unlearning diyoruz. Yani öğrenme değil, öğrendiğin yanlıştan kendi doğana doğru geri dönme.


Çocuklarımız mükemmeller. Şimdilik. Yavaş yavaş kültür, spontaneliklerini ve oyunculuklarını köreltecek ve hayattan çok daha az zevk almaya başlayacaklar. Sonra böyle 40 yaşında, şimdiki hallerine geri dönmek için çaba harcamaları gerekecek. Çocuklarımız için yapacağımız en iyi şey, oyundan erkenden kopmalarına engel olmak. Bunun için hem evde alan ve zaman açmaya devam edebilirsiniz hem de veli olarak okullara teneffüs sürelerinin uzatılması için baskı yapabilirsiniz. Teneffüs süreleri çok kısa ve bu durum hem çocukların oyunculuklarını ellerinden alıyor hem de duyu tamamlamaları engelleyerek ruh sağlıklarını bozuyor.


Duyu tamamlama, uzun bir mevzu başka bir yazıda ayrıntıları ile yazmayı planlıyorum. Ama size hemen bir soru sorarak konuya ufak bir giriş yapmak isterim. Eğer çocuğunuz matematik dersinde zorlanıyorsa sizce ne yapması gerekir? Daha çok matematik çalışması çok fazla işe yaramayacaktır. Matematik dersinde zorlanan çocuk parkta daha çok oynamalıdır. Ancak o zaman matematik için gerekli becerileri gelişmeye başlar.