X

Çocuklar “büyütülürken”, anne ve babalarının uyumlu yapıları ve yönlendirmeleri ile sağlıklı bir kişiliğe sahip oluyorlar. Ebeveynlerden birinin onaylamadığının diğeri tarafından onaylanması ise çocuğun “doğru”yu daha zor bulmasına ve çelişkiler yaşamasına neden oluyor.


Bir anne-baba ile zor “baş eden” çocuğu, “ailenin boşanması” durumunda ise daha zor günler bekliyor.


Üvey baba ve üvey anne kavramlarının hayatlarına dâhil olması ile çocuk artık iki aileye sahip oluyor ve dolayısı ile 2 kişilik ailesinin uyumu ile büyümesi gereken çocuk, 4 kişinin uyumuna ihtiyaç duymaya başlıyor.


Boşanmış anne ve babalar “uzman” desteği almadan ayrılık ve ayrılık sonrası “travmalarını” çocuklarına yaşatabiliyorlar. Ayrılan taraflar “ego”larına yenik düşerek, diğer tarafın hayatında biri olduğu zaman, kendi hayatına giren birisini tam tanımadan çocuğu ile tanıştırabiliyor. Tarafların hayatlarında “hayat arkadaşı” sirkülâsyonu başlayınca da, çocuğun zihninde zedelenmiş olan anne-baba kavramı, zedelenmiş “üvey” anne-baba kavramı ile beslenip mevcut sorunu daha içinden çıkılmaz bir hale sokuyor.


Üvey ebeveyn; bazen öz olandan çok daha sevecen olan, özellikle terk eden bir “anne-baba”dan sonra ilaç gibi gelendir; çocuk için “aile”siz büyüyüp de sonradan bir aileye kavuşmaktan daha güzel bir duygu olmadığını tattıran insandır.


Öz kavramı sadece, sağlıklı aile yapısının kurulması için verilmiş olan bir 1 puanlık “avans”tır. Şansın doğru kullanılmaması; öz olanı, üvey olan karşısında “yenik” duruma düşürecektir. Annelik ve babalık, çocuğun sadece maddi ihtiyaçlarını karşılamak değil, maneviyatını da beslemektir. Bilinçli olan yetişkin, konuya “cebren” dâhil olmuş çocuktan, öz de olsa üvey de olsa, insan olarak maksimum derecede sorumludur.


Öz ve üvey ayrımı yapmayan ama bilmeden de olsa çocuğa bu durumu yansıtan aile çocuğu homojen bir topluluk içerisinde farklı olmaya itebilir. Teoride olan bu üveylik “durum”u, mümkünse pratiğe dökülmemelidir.


Üvey ebeveynlik psikolojisinin yetişkin tarafından kavranabilmesi için bilinç yeterlidir.


Çoğu “gelişmiş” toplumlarda, kişilerin evlat edinmeleri için evli olmaları şartının aranmaması ise bu duruma verilebilecek benzer bir örnektir.


Her ne kadar hayatta hiçbir şey garanti olmasa da, içgüdüsel olarak insan kendini her durumda güven altına almak ister. Evliliklerde çiftlerin birbirlerini iyi tanımadan, evliliklerini “mümkün oldukça” güven altına almadan çocuk yapmamaları gerekmektedir.


Üvey ebeveyn olmak ise çocuk sahibi olmanın getireceği mutlulukların söz konusu çocuğun taşıdığı genlerle hiç alakalı olmadığını, aynı etten aynı kemikten olmanın değil bir hayatı ve bir anlamda bir ruhu paylaşmanın özel olduğunu fark eden insanların yaptığı eylem, tercih ve cesaret olayıdır.


Kanımızdan değil kalbimizden sevmemiz dileğim ile sevgiyle kalın.


Ve haftanın reytingi yüksek, sosyal “mecra” paylaşımlarım.