“O gerçekten bir profesyonel mi?”
Yanlış hatırlamıyorsam geçen hafta salı günüydü... Her akşam olduğu gibi işten eve dönüş yolunda radyo dinliyordum. İşte tam da o anda, bu haftaki yazımda sizinle paylaşmak istediğim konuyu seçmeme sebep olan o reklamı duydum. Profesyonelleri en iyi kendinin anladığını öne süren bir GSM operatörünün reklamıydı bu.
Önce kulaklarıma inanmadım ama sonra interneti açıp tekrar dinlediğimde, yanılmadığımı anlamam uzun sürmedi. Reklamı duymamış olanlar için belirtmek isterim ki, reklama göre profesyonel özetle; kendine bağlı olan çalışanları ezen, sorumluluklarını bilmeyen, çalıştığı şirketin kaynaklarını boşuna harcayan ve yalan söyleyen biri. Şaşkınlığımı üzerimden attıktan hemen sonra düşünmeye başladım.. Profesyonellik bu mudur? Eğer değilse bu reklam da neyin nesi? Yoksa aramızda böyle davranan profesyoneller de mi var?
Hayata genelde pozitif tarafından bakmayı seven ve bunu alışkanlık haline getiren biri olarak asla hiçbir profesyonele bu sıfatları yakıştırmam mümkün değil. Haliyle de reklama çok sinirlendim. Bir profesyoneli nasıl bu şekilde ifade ederler, bu nasıl bir aşağılama diye söylenip durdum günlerce. Fakat, şöyle de bir gerçek var ki, hayatta iyi ile kötü her zaman yan yanadır ve biri olmadan bir diğerinin varolaması mümkün değildir.. Bu da demek oluyor ki, ben her ne kadar kabul etmek istemesem de, reklamdaki gibi çalışanlar maalesef aramızda var... Ama bana sorarsanız, bu çalışanları profesyonel olarak nitelendirmek ve bunu bir reklama konu etmek çok da doğru değil.. Neden mi?
Bu reklamı dinleyen bir patron veya üst düzey bir yönetici olduğunuzu varsayın. Daha önce hiç aklınıza gelmemiş olsa bile bu reklamı dinledikten sonra içinize bir kurt düşmez miydi? Ve ertesi gün, şirketinizde bu tarz bir çalışanın olmasını önleyecek bir sürü yeni uygulama veya kural başlatmaz mıydınız? Peki ya bunu aslında hiç hak etmeyen ve şirketi kendi şirketi gibi gören çalışanlar... Alın size yaşın yanında kurunun da yanmasına güzel bir örnek... Ayrım yapılamayacağı için, herkes tüm kurallara bir anda tabi olur.
Aslına bakarsanız, işyerimizde çoğumuza saçma gelen ve “böyle bir uygulamaya ne gerek var şimdi” dedirten şeyler işte bu tarz çalışanlar olduğu için ihtiyaç duyulan uygulamalardır. Örneğin, şirket aracının haftasonu bırakılması, benzin alımlarının takip edilmesi, araç takip sistemlerinin kullanılması, giriş-çıkışların kontrol edilmesi, masrafların didik didik araştırılması, ziyaret edilen müşterilerin ayrıntılı raporlarının alınması vs...
Peki çözüm illa bu şekilde mi olmalıdır? Yani kurallar koyarak veya kısıtlamalar yaparak? İyi ile kötüyü birbirinden ayırmak böyle mi olur? Bana sorarsanız, bu tarz çalışanları fark etmenin en iyi yolu, aslında birçok şeyi çalışanın kendi insiyatifine bırakmaktan geçer. Çünkü hayatta bir insanı tanımanın en güzel yolu onu kendi haline bırakmak ve sonra izlemektir. İş hayatında da kural aynen böyle işler. Kontrolü ve insiyatifi çalışanın eline verirsiniz, sonra o nasıl istiyorsa o şekilde davranır. Böylece de siz onun şirketinize veya ekibinize uygun bir çalışan yani gerçek bir profesyonel olup olmadığını hiç zorlanmadan anlarsınız… Ama, büyük organizasyonlarda veya iş hayatının gerektirdiği aciliyet duygusu ile her zaman bunu yapmaya fırsat olmayabilir. Risk göze alınamayacak kadar büyükse kuralları koymak ve herkes için aynı kuralları uygulamak elbette ki kaçınılmaz olur...
Hayatta her şey maalesef bizim görmek ve yaşamak istediğimiz gibi olmayabilir. İyi olduğu sürece kötü, kötü olduğu sürece de iyi mutlaka vardır ve bunu kabullenmek gerekir. Ama ben hayatın bu kaçınılmaz gerçeklerine rağmen, tüm gerçek profesyoneller adına, bu reklamdaki nitelendirmeyi bir profesyonele yakıştırmıyorum ve kabul etmiyorum. Biz ne zamandan beri sorumluluklarını bilmeyen, çevresindekileri ezen veya kendinin olmayan bir mala değer vermeyip hor kullanan birine profesyonel demeye başladık ki...
***
İşinizde mutlu değil misiniz? İş hayatı ile ilgili öğrenmek istedikleriniz mi var? Ya da sadece fikirlerinizi paylaşmak mı istiyorsunuz? Öyleyse e-postalarınızı aşağıdaki adreslerden birine mutlaka bekliyorum.
isimlemutluyum@mujdeozenen.com
diyelim@isimlemutluyum.com
YORUMLAR