X

Kendimi inanılmaz derecede yorgun hissediyorum. Kimseye tahammülüm kalmadı. Bütün gün yatsam yine de yetmiyor. Artık işe de gitmiyorum. Evdeki son işleri halletmeye çalışıyorum.


Bu hafta az da olsa yürümeye gayret ediyorum. Fakat gücüm yok. Baktım çok zor geliyor, bedenimin isteklerini takip etme kararı aldım. Kendimi zorlamaya hiç niyetim yok.


Bu hafta yine Ikea yollarındayız. Gardırobumuzu aldık, kurduk, sildik, temizledik. Bebeğimin çamaşırları yıkandı. Bir kısmını haftada bir bize gelen yardımcımız ütülemiş, diğer yarısını da bu hafta bana yardıma gelecek annem, yengem, kardeşim, kuzenim ve anneannem halledecek. Onlar minik minik kıyafetleri, çorapları, tulumları bir ritüel gibi yerleştirmek istediler. Valla bana mis gibi uyar. Her türlü yardıma açığım, yeter ki beni darlayacak cinsten sorular sormasınlar, cümleler kurmasınlar!


Çınar’ın yenidoğan kıyafetlerini, müslin örtüleri, mendilleri yatak odamdaki bir çekmeceye yerleştirdik. İlk zamanlarımız çoğunlukla yatak odamda geçecek ve Çınar’ın da bizimle yatacağını düşünürsek, sık kullanılacak kıyafetlerin elimin altında olması mantıklı geldi. Sonra alt değiştirmek için gerekli olan ıvır zıvır tüm malzemeyi yine Ikea’dan aldığımız bir mutfak arabasına yerleştirdim. Tekerlekli ve her yere çekip götürebileceğim bu araba da hayatımızı kurtaracak gibi. Bakalım, yaşayıp göreceğiz ve kendimizi ona göre organize edeceğiz.


Bu kalabalık, bol yerleştirmeli, ütülü, gülmeli yorucu günün akşamı İçsel Doğum Doula eğitimden sınıf arkadaşlarımın benim için organize ettiği yemeğe katıldım. Çok güzel bir geceydi. Benim için neler hazırlamışlar neler... Harika muhabbet ettik, güzel yemekler yedik, bolca güldük eğlendik. Gecenin bir köründe eve pert bir şekilde geldim. Çok yorulduğumda hortlayan huzursuz bacak sendromum yine meydana çıktı. Eşimin yaptığı artık klasikleşen bacak masajı sonrası uykuya zorla dalmışım.


Bu haftaki doktor kontrolümüzde Çınar’ın başının pelvise yerleştiğini öğrendik. Sanki doğuma doğru bir level daha atlamış gibi hissediyorum. Gerçi başın doğum kanalına yerleşmiş olması pek bir şey ifade etmiyor. Tabii beklenen güzel bir gelişme fakat baş yerleşti demek doğumun yakınlarda olacağı anlamına gelmiyor. Bu gece de doğurabilirim, birkaç hafta sonra da… Doktorum rahat, ben rahat, eşim rahat, Çınar rahat. Keyfimiz yerinde.


Bu hafta hastane çantamı da tamamladım. Belki bazı ekleme ya da çıkartmalar olabilir ama çantamın ilk hali hazır. Bu haftaya kadar ufak ufak eksiklerimi almıştım. Şimdi her şeyimiz yıkandı, ütülendi ve çantama yerleşti. Tabii son anda ekleyeceğim şeyler de olacak. Onları da unutmamak içinde bir liste yazıp bavulumun üzerine koydum.


Hastane çantama neler koydum?

Doğum yapacağınız hastanenin size neler sunacağı, hastane çantanıza neleri eklemeniz gerektiğini belirleyen en önemli unsur. Örneğin Çınar doğduğunda ilk giyeceği kıyafetleri ve ihtiyaç duyarsak daha sonrakileri de zaten hastane veriyor. Benim için ilk kıyafetinin ne olduğu çok önemli olmadığı için ona çok fazla body, tulum, vs. almadım. Zaten normal doğum yaparsam sadece bir gece hastanede kalacağım ama tabii ki ben sanki iki gece kalacakmış gibi hazırlık yaptım. Ne olur, ne olmaz…


Çınar için;



Kendim için;


Bu aralar yorgun olduğum kadar acayip de sosyalim. Son haftalara girince uzun zamandır görüşmediğim dostlarımla programlar çoğaldı. Neyse ki kimse beni yormuyor. Bebek’te oturduğum için buluşma yerimiz hep bizim mahalle oluyor. Üzerime bir şey giydiğim gibi atıyorum kendimi sokağa. Yine böyle bir kahvaltı organizasyonu için uyandığımda bademciklerimin şiş, boğazımın kedi tırmalamış hisli olduğunu fark ettim. Valla hasta oluyorum. Hiç halim yok ama buluşmayı ertelemek içinde çok geç. Neyse kahvaltı ettik ve kendimi yatağıma attım. Her yanım ağrıyor ve dua ediyorum yarın daha iyi uyanayım diye, fakat olmuyor. Gün geçtikçe çok daha kötü olmaya devam ettim. Aklıma gelen, çevremden duyduğum tüm doğal yöntemleri denememe rağmen gün geçtikçe kötüleşmeye başladım. Tam doğum yaklaşırken olacak şey mi bu! Bahar havaları beni feci çarptı... Hamileliğim boyunca hiç hastalanmayan ben şifayı fena kaptım…